6

1.2K 153 35
                                    

Son birkaç gündür tek sorguladığım, beynimin yerinde olup olmadığı ve yerindeyse kullanıp kullanamadığımdı.

Jungkook sayesinde altı kat aşağı düşen faraşım yüzünden Bayan Min bir daha olma durumuna karşı beni uyarmıştı. Ben ise komşum olacak şahsiyeti görmemek için bir haftadır balkonuma adım atmıyordum. Yani kısmen.

Sabah erken saatlerde çiçeklerimi sulamak için çıkıyordum. Sırf başıma bela almamak için onların solmasına neden olamazdım. Balkonuma çıkmazsam komşumun beni asla rahatsız edemeyeceğini düşünüyordum.

Fakat ben aptaldım.

Feci derecede uykum vardı ve daha gün doğarken kalkmıştım. Bu sefer çiçeklerimi sulamak için değil, yan komşum duvarı matkapla deldiği içindi.

Şerefsiz.

Pekâlâ, belki düzgünce konuşursam anlardı. Tek bir kez bile denememiştim ve işe yarayabilirdi. Sadece kapısına gidip matkapla olan işini öğlen saatlerinde halletmesini isteyecektim.

Şerefsiz.

Zor da olsa yatağımdan kalkabilmeyi başardım fakat millet, ben psikopat değilim. Öylece kalkıp gitmeyeceğim, halıyla bakışma dakikalarım vardı daha.

"Tamam artık gidebilirim." bakışlarımı halıdan çekip gözlerimi ovuşturdum ve şu pazar sabahında bana yapılan işkenceye son vermek için kapıma ilerledim. Sadece düzgünce konuşup matkabı kapatmasını isteyecektim. Kapatacaktı da.

Kapatmamıştı.

Yaklaşık yarım saat kapısını tıklatmamın ardından en sonunda kapıyı açmış ve daha 'matkap' dediğim anda kapıyı yüzüme çarparak kapatmıştı.

Dangala-

"Kapımın önünde dikilmeyi bırakır mısın?" aniden kapıyı açmasıyla birkaç adım geriledim. Ne zamandan beri oradaydı ve benim kapının önünde olduğumu nereden biliyordu?

"Bu mükemmel pazar günümü matkabınla delmeyi bırakana kadar, hayır." sakin çıkmasını umduğum bir ses tonuyla konuştum ve yalnızca bir an elindeki matkabı silah gibi tutmayı bırakacağını düşündüm. Ama yine yanıldım.

Çalıştırmayı bıraktığı matkabı bütün apartmanın duyma ihtimalini umursamadan çalıştırdı ve ifadesizce yüzüme bakmaya devam etti. Cidden sinirlerim bozulmaya başlamıştı ve suratına ıslak balıkla vurmayı çok ama çok istiyordum. Sakin kalmaya uğraştıkça o beni daha da fazla delirtiyordu.

"Senden nefret ediyorum." sıktığım dişlerimin ardından tıslarcasına bir öfkeyle söylediğim sözlerin ardından daireme ilerledim. Ayaklarımı sürüyerek ve terliklerimin ses çıkarmasını umursamadan yürümem bir an için umrumda olmamıştı.

Tam daireme girmiş kapıyı kapatacağım anda garip bir şey oldu. Göğsüm aniden çarptı ve sıcak bir his dalga dalga ilk önce kalbimi, sonra ise vücudumu kapladı. Yalnızca bir saniye nefesimin kesildiğini hissettim.

O an ben ilk defa, hiç istemesem bile, gıcık yan komşuma karşı bir şey hissettim.

okuduğunuz bölümleri sadece okumak yerine oy verseniz hatta birde yorum yapsanız harika olur, tek isteğim <3

iyi günleer 🎈

the neighborWhere stories live. Discover now