7

1.2K 154 42
                                    

Çıldırmış olmalıydım.

Gıcık yan komşuma karşı kalbim çarptığına göre cidden, çıldırmış olmalıydım.

Son birkaç gündür tek yaptığım küçücük dairemde bu büyük gerçekle boğuşmaktı. Eğer bunu kabullenirsem bir daha onun yüzüne bakamayacakmış gibi hissediyordum. Bakamazdım da zaten.

Sinirle ellerimi saçlarıma götürdüm ve çekiştirdim. Belkide fazla nefret ettiğim içindir. Fazla nefret aşka dönüşmüş olamaz mı? Peki ya başından beri böyleyse ve onun hareketlerini eleştirmekten fark edemediysem?

"Cidden saçmalık." saçlarımı çekiştirmeyi bırakıp doğruldum ve karışan tutamları ellerimle düzelttim. Ben bile buna inanamazken kalbim nasıl o serserinin peşinden gidebiliyordu? Beyin yerine tohum taşıyor olmam çok yüksek bir ihtimaldi.

Pekala, ben ondan hoşlanıyordum. Ama onun benden ölesiye nefret ettiğine emindim, bunun için bahse bile girerdim.

Şu an tek sorun onu görmeyi çok istediğimdi. Yakışıklı suratının ortasına bir tane yumruk geçirsem o kadar mutlu olurdum ki. Sonra ise elimi incittiğim için pişmanlık yaşardım ya, orası ayrı. Çünkü çenesinin elimi dağıtacağına emindim.

"Balkona çıksam göremez miyim?" aklıma gelen fikri sesli söylediğimde en mantıklı gelen seçenek olduğuna karar verdim ve ayağa kalktım. Bu gerçeği nasıl kabullendiğim hakkında bir fikrim yoktu fakat onu görmeye ihtiyacım varmış gibi hissediyordum. Aptal.

Balkonuma adım attığımda soğuk zemin yüzünden titredim. O sırada taburede oturan Jungkook'u fark etmemle kalbime sıcak bir his yayıldı ve istemsiz bir şekilde sırıttım. Gamzelerinin üzerinden öpmeyi o kadar istedim ki o an, onun gözlerinin bana çevrildiğini göremedim.

Birkaç saniyenin ardından bana baktığını idrak edebildiğimde yüzümdeki gülümsemeyi bozdum ve balkonumda onun olduğu tarafa ilerledim. Aynı zamanda o da bana doğru geldiğinde ne olduğunu sorgulamak için gam zamanı olduğunu fark ettim.

Gözleri kızarmıştı ve bu bütün gece uyumadığını açıklıyordu. Ayrıca yüzünde oldukça belirgin olan üzüntü ifadesi yer alıyordu ki bu sorgulamaya yeter bir nedendi zaten. "Sen iyi misin?" tereddütle sorduğum soruyla kısık bir nefes verdiğini işittim. Cidden ne oluyordu?

"Balkonda konuşasım yok, kapıya çık." emir verir gibi konuşması sinirlerimi çoktan yerinden oynatırken yinede ses etmedim ve spn kez ona baktıktan sonra balkondan çıktım, ardından kapıyı kapattım.

Biz genelde balkondan konuşurduk, çoğunlukla didişirdik. Kapıya çıktığımız aslında hiç olmamıştı. Şimdi neden böyle ciddileşmiş ve dışarıya çağırmıştı ki?

Kapıyı aralayıp kafamı dışarı uzattığımda hemen yanda dikilen bedenle geri çekildim. Ne ara geldi bu?

"Neden seni buraya çağırdığımı merak ettiğini düşünüyorum, uzatmayacağım."

"Niye merak edeyim velet? Uzatma, söyle." her hareketimde sanki anlayacakmış gibi hissettiğimden sert bir dille konuştuğumda benden beklediği gibi bir tepki verdiğimi ifadesiz kalan yüzünden anlıyordum.

"Sana doğru düzgün veda etmek istedim sadece." sakin bir sesle mırıldandığında tek kaşımı kaldırdım. Anlamadığım yüzümden belli olurken gözlerini kaçırdığını gördüm. Bu ne demek oluyordu?

"Ben buradan taşınıyorum Chaeyoung."

aa sabahın köründe bölüm atan mağara adamı da kimmiş?

aa benmişim

the neighborWhere stories live. Discover now