5

1.2K 146 30
                                    

Balkonuma sessizce adım attım. Ses çıkarmamak için üstün bir çaba sarfettiğim söylenebilirdi gerçekten. Jungkook'un her an ortaya çıkıp benimle uğraşacağı gerçeği gerçekten gericiydi.

Kızlar dün ayrılmışlardı ve sıkılıyordum, oyalanabileceğim tek şey çiçeklerimdi fakat yan dairedeki parazit yüzünden onu bile yapamıyordum.

Ben balkona çıktığımda güneş henüz batmak üzereydi ve yemin ederim günün her anı gökyüzünün bu renkte olması için kendimi pazarlayabilirdim. Hayır, şaka yaptım.

İzlendiğime dair sırtımda bir karıncalanma hissedince kafamı Jungkook'un balkonuna çevirdim. Elbette bana el hareketi çeken bir Jungkook görmeyi ummuyordum. Her zamanki sinir bozucu gülümsemesiyle orta parmağını ileri doğru uzatmış, bana bakıyordu.

"Orta parmağın var ya," işaret parmağımla elini işaret ettim ve başımı aşağı-yukarı sallayarak konuşmaya devam ettim. Gerisini anlatmayacağım.

"Gerçekten terbiyesiz bir insansın." kaşlarını çatarak mırıldandığında balkon kapısının hemen önüne koyduğum faraşı elime alarak ona doğru savurdum. Keşke kollarım daha uzun olsaydı da kafasına vurabilseydim..

Her ne kadar ona doğru uzanamasam da buna karşılık geriye çekilmesi şu an olabilecek en kötü şeye sebebiyet verdi. Elimdeki faraş birden elimden kaydı ve ilk önce onun balkonuna çarptı. Ardından sırayla apartmanda bulunan bütün balkonların korkuluklarına çarpıp zigzag çizerek aşağı düştü.

Şu an lanet ettiğim bir şey varsa o da Jungkook'un bütün varlığıydı.

Bir de, apartmanın en üst katında oturuyor olmam.

Bu olaya karşılık Jungkook kahkaha atmaya başladığında tanrıdan tek dileğim Bayan Min'in bunu duymamış olmasıydı. Tekerlekli sandalyesi ve gözlerini size çevirdiği an ruhunuzun çekildiğini, tüylerinizin gerçekten diken diken olduğunu hissedebileceğiniz o dik bakışlarıyla arkasını döndüğü an tamamen enkaza dönmüş bir psikolojiyle kalakaldığınız o ev sahibim.

Fakat en kötüsü ise apartmanda yaşayan bütün herkesin kafasını balkonundan dışarı uzatıp ne olup bittiğini kontrol etmek için bize doğru bakmasıydı. Jungkook çoktan kafasını içeri sokmuştu ama ben aptal gibi kafamı dışarı uzattığım için tüm herkesin o kınayıcı bakışları tokat gibi suratıma çarpıyordu.

Birkaç dakika suçluluk dolu yüzümü seyredip söylenerek tekrar içeri döndüler ve bende derin bir nefes alarak arkamı döndüm, bu rezillik yeter de artardı.

Şimdi ise faraşımı almak için aşağı insem iyi olacaktı. Bayan Min ile karşılaşmadan tabii.

the neighborWhere stories live. Discover now