5

5K 465 126
                                    

Bir saatlik uykuyla toparlanabildiğim kadar toparlanmıştım. Seyahate dair hiçbir şey bilmiyor oluşum canımı sıkıyordu. Londra hava durumu dışında bana yardımcı olacak tek bir bilgi yoktu. Günübirlik mi gidiyorduk, kalınacak mıydı? Toplantıya mı gidiyorduk yoksa bir evi görmeye mi?

Her ihtimale karşılık koyduğum yedek eşyalarla ağırlaşan el çantası kapının önünde hazırdı. Yüksek belli bej kumaş bir pantolon, askılı beyaz bluzumle aralarında dengeyi sağlayan siyah kemer, tek gözüm kapalı yaptığım makyajımı en azından bir süreliğine saklayacak güneş gözlüğüm ile dağınık evime veda ettim. Yanıma şemsiye ve yağmurluk almışken neden Londra gibi her dakika yağmur yağan bir yere açık renkli kıyafetlerle gidiyor oluşumu düşündüm.

"Şemsiyeyi çantaya tıkacak kadar aklın vardı," diye kendi kendime söyleniyordum. Pantolonu siyah rengiyle değiştirmeyi düşünüyordum ki kurduğum alarm ötmeye başladı. Saat altıydı.

Şansıma küserek kapıyı kilitledim ve aşağıya indim. Serhat Bey'in arabasına benzer bir araba apartmanın önünde beni bekliyordu. Aynısı değildi. Sokakta benden başka kimseciklerin olmamasına rağmen doğru araç olup olmadığından emin olmak istedim. Şoför, tereddütümü gördüğünde arabadan indi ve hızlıca yanıma geldi.

"Seren Hanım?"

"Evet, benim. Günaydın."

"Günaydın, çantanızı alabilirim." El çantamı benden alarak bagaja yerleştirdi. Arabanın arka kapısını açmak üzere hamlede bulunduğumda hızla yanıma geldi ve benim yerime kapıyı o açtı.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim, buyrun lütfen."

Yola çıktık. Önündeki navigasyondan yolu görüyor, benim tarif etmeme gerek kalmadan ana yola çıkan sokakları buluyordu.

"İsminizi rica edebilir miyim acaba?" dedim.

Uykusuzca, sabaha kadar yaptığım araştırmalardan öğrendiklerimi sürekli olarak aklımda tutmaya çalışıyordum. Yapabileceğim en iyi şey en azından hala Serhat Bolat ile yan yana değilken biraz uyuyabilmekti. Dinlenip neyle karşılaşacağımı asla kestiremediğim güne vücudumu ve bilincimi hazırlamaktı. 

Lakin, bilinmezliklerden biraz sıyrılmak, merakımı dindirmek; yorgunluğumdan daha ağır basmaktaydı.

Şoför dikiz aynasından bana bakarak "Gürsel," diye yanıtladı.

"Gürsel Bey Sabiha Gökçen'e mi gidiyoruz acaba?"

O kadar hiçbir şey bilmiyordum ki en azından hangi havalimanına gitmekte olduğumu bilmek istedim. Gürsel Bey gülümsedi. "Evet Seren Hanım. Serhat Bey yeni havalimanını pek sevmiyor."

Duyduğum son cümle aklıma ufak sinsi düşünceler sokmuştu. Madem onu tanımaya çalışıyordum, kendisini hali hazırda, çoktandır tanıyan kişilerden yardım alabilirdim, öyle değil mi?

"Kendisiyle tanışıyor musunuz?"

Gürsel Bey navigasyonu dikkatlice takip ediyordu. "Evet, dört yıldır FY'de çalışıyorum." 

Chuck dizisindeki ajanın herhangi bir simge gördüğünde beyninde yanan ışıklar gibi, ben de gece yaptığım araştırmalardan parçaları birleştiriyordum. FY, Serhat Bey'in şirketinin ismiydi. Açılımı For You olan isim, "sizin için" veya "senin için" anlamına geliyordu. İş yemeğine kadar katıldığım, çalışanlarıyla tanıştığım şirketin ismini yemekten sonra öğrenmiş olmam da apayrı bir olaydı.

İnternette aratıldığı zaman yüksek meblağlardaki arazileri rakip firmalardan önce kapıp daha markete sürülmeden satabilmeleriyle gündeme oturan, başarılı bir gayrimenkul şirketi profili vardı. Öte yandan Serhat Bolat hakkında ise tek bir röportaj dahi yoktu. Eğer dün akşam yemekte kendisine hangi okuldan mezun olduğunu sormamış olsaydım, bu bilgiye internetten de ulaşamayacaktım. Yalnızca ismi iş dergilerinin onlarca sayısında yer almışken kendisine dair ulaşılabilecek bilginin kısıtlı oluşu garipti. Yan yanayken de kendisinin  gizemli bir havası vardı ama sorduğum her soruyu vakti zamanı gelince açıklıyordu da. İnternetteki varlığı ise buna aykırı olarak tam bir sırdı. İnsana bu durum, acaba bir şey mi saklıyor diye sorduruyordu. Bahsedildiği kadar başarılı olan birinin övünmesi, davetlerde boy göstermesi ve hatta yaşı, karizması sebebiyle magazinde bile yer almasını beklerdim. Yakışıklıydı, her türlü manken veya sanatçıyla görülmüş olmasını beklerdim. Tek gecede girmediğim internet sitesi kalmamıştı ama bunların hiçbirine denk gelmemiştim. 

FYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin