12

5.4K 428 115
                                    

Evet, yeni bölümle karşınızdayım!

Ancak üzücü minik bir haberim var :( Bundan sonra bölümler 2 günde 1 gelemeyecek arkadaşlar. Maalesef sınavlarım başlıyor. Hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim. Son sınıf, son dönem... Sınavlarımdan dolayı bölüm aralıkları birkaç güne çıkacak ama bu yüzden bölüm yüklediğimde normalden uzun yazmaya çalışacağım. 

Anlayışınız için şimdiden her birinize çok teşekkür ederim.

Hepinize iyi okumalar dilerim!

---

Evden Gürsel Bey'in beni beklediği saatten on dakika önce çıkmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evden Gürsel Bey'in beni beklediği saatten on dakika önce çıkmıştım. Arabadan çıkıp bana kapıyı açmasını beklemeden kendim girdim. Hızla geri kapattım. Pencereden dışarıya bakmadan kalan enerjimle "Gidebilir miyiz?" dedim. Gaza bastı. Elim alnımda, başıma saplanan ağrıyı dindirmeye çalışıyordu. Suya ihtiyacım vardı. İçmeye, en sıcağında saatlerce yıkanmaya, her şeyine.

Arkama baktım. Köşkün önüne çıkmış, gidişimi izliyordu. Sahil şeridinin kıvrılmasıyla bakış açımdan yok oldu. Önüme döndüm, koltuğa sindim. Kendimi çok kötü hissediyordum. Midem bulanıyordu. Sanırım kusacaktım.

"Sağa çeker misiniz?"

"İyi misiniz Seren Hanım?"

Dayanmaya çalıştım. 

Hayır, hayır, yapamayacaktım.

"Lütfen, sadece sağa çekin."

Arabayı durdurmadan önce benden enerjimin son kalan tutamlarıyla duyabileceği son cümleyi duymuştu. Kapıyı açtım. İndiğim gibi koşarak kaldırımdaki çöp kovasına ulaştım. Kendimi tutabilme fırsatım olmadan kusmaya başladım.

Boğazım yanıyor, göğsüm kavruluyordu. Nabzım benimle alay ediyordu. Bittiğini sandığım her an aklıma köşkte onu gördüğüm an geliyor, daha fazla kusuyordum.

"Hastaneye gitmek ister misiniz?"

Gürsel Bey'in uzattığı kolonyayı aldım. Boynuma, alnıma, enseme, kollarıma, eğer az önceki karşılaşmayı unutturabilecek olduğunu bilseydim gözlerime bile sürecektim.

"Gerek yok, iyiyim," dedim iyi değilken. 

Saçlarımı geri ittim. Derin bir nefes alıp verdim. Bir yıl sonraki ilk karşılaşmamızdı. Nasıl iyi olabilirdim? Dönüp karşıma çıkabilme cürretini gösterebildiği için ona kızdığım bu dakikalar, akşama doğru kendime kızdığım anlarla yer değiştirecekti. Onu atlattığıma inanırken şu an düştüğüm kaldırım kenarındaki durum, bana emekle düşe kalka kurduğum düzendeki taşları tek tek sorgulatacaktı.

Her zamanki gibi Savaş, en olmadık yerde, en olmadık zamanda, yine karşıma çıkmıştı.

Yere oturdum. Ellerimi karnıma götürüp biraz bekledim. Soluklandım. Gürsel Bey bir peçete ve naneli sakız kutusu uzattı. Yarım yamalak gülümseyerek uzattığı her şeyi kabul ettim. Tam teçhizatlıydı.

FYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin