New York, Londra ve İstanbul'un yükselen gayrimenkul lideri Serhat Bolat,
Kendisine gelen iş teklifi ile ne yapacağını bilemeyen zeki ve güzel Seren Eraslan,
Tesadüflerin, akıl almaz başarıların ve beklenmedik bir maceranın içinde kendimizi bulacağı...
Bu sabah uyandığımda farklı hissediyordum. Dün gece Serhat'la yaptığımız konuşmadan dolayı geç dönmüştüm. Derin bir nefes alıp verdim. Dünkü boş koliler aklıma geldikçe kendimi kötü hissediyordum. Ayağa kalktım. Hızlı bir duş alıp kahvenin ben yıkanırken demlenmiş olmasını diledim. Havluyla saçımı kurulayarak mutfağa geldim. Az da olsa işime yarayacak kadar demlenmiş filtre kahveyi dolaptan çıkarttığım temiz fincana döktüm. Acı tattan ilk yudumu alırken kalçamı tezgaha yasladım. Evin geri kalanına baktım.
Ortalık toparlanmış, pizza kutuları yok olmuş, perdeler açılmıştı. Kendimle gurur duydum.
Hayatımı gerçekten de düzene sokuyordum.
İşteki başarım ve hayatımdaki insanların desteği ile yeniden ayaklarımın üzerinde duruyordum. Kahve makinesinin yanında duran telefonum çalmaya başladı. Açıp hoparlöre aldım.
"Eren Bey günaydın,"
Güldü. "Başımıza meşgul iş kadını mı kesildin sen?"
Buzdolabını açtım. "Olduğu kadar diyelim." İki yumurta ve tereyağı çıkarttım.
"Madem öyle, oyununa alet olalım bakalım. Seren'im, meşguliyetinin arasında bana vakit ayırabilirsen çok sevinirim." Bulaşık makinesinin kapağını açtım. Temiz, küçük kırmızı tavayı alıp ocağa koydum."Yarın akşam yemeğe gitmiyor muyuz zaten?" Üç kişilik rezervasyon yaptırdığımdan emindim.
"Ben de seninle tam bunu konuşmak istiyordum," Bıçakla tereyağından ufak bir parça kestim. Tavaya bıraktım, ocağın altını açtım.
"Şu dünyada yanında üçüncü tekerlek hissetmediğim tek çift sizsiniz. Lütfen beni ekip ikili takılmaya karar verdiğinizi söyleme.
Karnım gurulduyordu. Yumurtalardan ilkini çatlatmak için tezgaha vurdum. "Begüm'e yarınki yemekte evlenme teklif etmek istiyorum." Kabuğuyla birlikte elimden kayıp tavaya düşen yumurta mahvoldu.
Hoparlörü kapatıp telefonu kulağıma aldım. "Ne? Ciddi misin?" Çok heyecanlanmıştım!
"Fazla ciddiyim. Değil "üçüncü tekerleksin gelme" demek, tam aksine, sana orada ihtiyacım var."
Aklıma milyon tane fikir geliyordu. "Keşke önceden haberim olsaydı, rezervasyonu o restoranda yaptırmazdım. Aptal kafam."
Eren güldü. "Dur, elin ayağın birbirine girmesin. Olay esnasında ben zaten yeterince panik yapacağım için sakin kalıp bana ve organizasyona yardım edecek bir Seren görmek istiyorum."
Ciddi iş görüşmesi sesime geçtim. ÇOK HEYECANLANMIŞTIM. Bir saniye kendime müddet verdim, ardından "Anlaşıldı Eren Bey, bana yalnızca ne zaman nerede ne yapmam gerektiğini anlatın. Ajan S göreve hazırdır."
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
