10

4.4K 394 100
                                    

"FY'nin açılımını biliyor musun?" diye sordu.

Başımı kaldırdım. "For You? Değil mi?"

Gülümsedi. "Evet. Bu ticaret sicilindeki açılım."

Kaşlarımı çattım. "Başka bir anlamı daha mı var?"

Ayağa kalktı.

"Gel benimle."

Açıktaki uzun, siyah mermerli tezgahı geçip merdivenlere geldik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Açıktaki uzun, siyah mermerli tezgahı geçip merdivenlere geldik. Elimi tutuyor ve beni yönlendiriyordu. Yine bu akşamki gibi evinde verdiği birkaç davet için önceden buraya gelmiştim ama üst kata hiç çıkmamıştım. Serhat'ın evi de aynı kendisi gibi düzenli ve son derece güzeldi, salon ve balkon dışındaki kalan kısımlarının nasıl olduğunu merak ediyordum. "Mesleğimden ötürü, gelenlerin etkilenmesi işime yarıyor, yoksa böyle büyük bir dairede yaşamazdım," demişti ilk geldiğimde. Gerçekten bahsettiği kadar genişti ev.

Üst kata çıktığımızda sıra sıra odalar diziliydi koridora. Resim çerçeveleri her iki kapının arasındaki boşluğu dolduruyordu. İlerledik. Bana göstermek istediği odaya vardığımızda kapıyı açtı.

Bir şeyler söylemek istermiş gibi duraksadı önce. Kapıyı itti. Emin değil miydi?

Bir eliyle içeriyi işaret etti, önden girmemi sağladı.

"Burası benim çocukluğum," dedi içeri girerken. Birkaç koli ve bir çalışma masası vardı. Duvarlar evin geri kalanı gibi koyu renkteydi ama bomboştu. Kapıyı açarken söylediği şeyden ötürü belki fotoğraf çerçeveleriyla karşılaşacağımı sanmıştım. Hiçbir şey yoktu.

Çalışma masasının üzerindeki lambayı yaktı. Kolilerin içindeki eşyaları görebilmek için Serhat'ın durduğu yere yaklaştım. Elimle üst üste duran kolileri oynattım. Hepsi hafifti. Hiçbirinden ses gelmedi. Anlamlandıramadığım bir şekilde ona baktım.

"Bunlar boş."

Serhat'la artık birlikte çalışıyor olduğum için ne kadar disiplinli ve net biri olduğunu biliyordum. Onunla ilgli anlam veremediğim şeylerin sayısı yalnızca içimdeki hislerle sınırlı olmuştu. İlk kez ona dair bir belirsizlik beni afallatmıştı. O yüzden bu durum beni şaşırtmıştı.

"Hiçbir şeyim yoktu," dedi ellerini cebine koyarak. Dik duruyor, kolilerin içine hala herhangi bir şey bulma ümidiyle bakan beni inceliyordu. "Küçükken babam bizi terk etmiş. Sormadan söyleyeyim sana; sebepsiz."

Dönüp ona baktım.

"Sebepsizce uzaklaşmış ben ve annemden." 

Sesi normaldi. Merakımı gidermek üzerine istediğim her şeyi anlatabilirdi sanki o anda.

İçimde farklı bir his vardı. Bu odaya girene kadar, geçmişinden bahsetmeye başlayana kadar onu tanıdığımı sanıyordum. Gerçekte olansa; ben Serhat'ın yalnızca bugününü tanıyordum. Yarınına dair tahminde bulunabilrdim, ama geçmişini asla bilemezdim.

FYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin