7

4.5K 425 102
                                    

"Seren Hanım?" Ona baktım. "Siz de geliyorsunuz." 

Arkamı dönüp piyasaya belki de yıllarını vermiş İngiliz ekibe baktım.

"Emin misiniz?"

"Buraya bunun için geldik."

Derme çatma bir gülümsemeyle benim için tuttuğu kapıdan çıktım.

Yaklaşık yirmi dakikalık bir yolculuğun ardından düzenli, tertemiz, evlerin sadece beyaz ve krem rengiyle sıralandığı Carlyle Square, Chelsea'ye varmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaklaşık yirmi dakikalık bir yolculuğun ardından düzenli, tertemiz, evlerin sadece beyaz ve krem rengiyle sıralandığı Carlyle Square, Chelsea'ye varmıştık. Girdiğimiz ev, dışarıdan gözüktüğünden on kat daha büyüktü. Sokağın düzenini bozmaması için verilmiş mütevazi görüntüsünün arkasında yatan gerçeklikte görkem ve asalet vardı. Açık renkli parke zeminde yürümeye başladık. Evin girişinden salona kadar yönlendiren transparan seperatörü geçtik.

Kerem Bey söze girdi:

"This is a seven-bedroom home with six bathrooms. It has a beautiful terrace that you can see Lake Thames." (Bu yedi oda, altı banyolu bir ev. Thames Nehri'ni görebileceğiniz güzel bir terasa sahip.) Evin özelliklerini David'e tanıtıyor, herhangi bir tepki alamadığında farklı odaya geçiyordu. Ufak bir malikane sayılmazdı ama ev gerçekten çok büyüktü. Tavanı yüksek, üst katı alt katından daha çok odaya sahip, odanın kendi balkonunun olduğu bir evdi. Burada yaşamak pahalıya patlardı ama bir o kadar da prestij kazandırırdı. Asma tavan ile sağlanması düşünülmüş ışık havuzu ile ışık problemi çözülürken aynı zamanda yukarıya şık bir görünüm verilmişti. Marküteri döşeme kusursuzdu. Bu evde değiştireceğim birkaç şey bulabilirdim ama döşemeye asla dokunmazdım.

Serhat Bey "This is the neighborhood where The Beatles, Kylie Minogue and The Rolling Stones lived in the past." (Bu mahalle geçmişte The Beatles, Kylie Minogue ve The Rolling Stones'un yaşadığı yer.) diyerek bulunduğumuz lokasyonun tarih boyunca sanatçılar tarafından tercih edilen bir yer olduğunu vurguladı. "It's safe to mention that the highest price on the market for this area is around twenty five million pounds." (Bu çevre için pazardaki en yüksek fiyatın yirmi beş milyon pound olduğunu söyleyebiliriz.)

Alt kata geri indiğimizde merdivenlerin karşısında duran kitaplık dikkatimi çekti. Kitaplıktaki fotoğraf çerçevesinde bir çiftin fotoğrafı duruyordu. Henüz dikkatler oraya çevrilmemişken hızlı adımlarla kitaplığa yaklaştım ve önünde durdum. Sırtımla çerçeveyi gizledim. Kerem Bey David'i nehir manzarası için yüksek pencerelere doğru yönlendirirken arkamdaki çerçeveyi alıp kitapların arkasına gizledim. Minik düzenlemem bittiğinde Serhat Bey'le göz göze geldim. Yavaşça yanına yürüdüm. David, Kerem Bey'i dinlemekle meşguldü.

Fısıltıyla "Hiçkimse tanımadığı bir çiftin fotoğrafını gördüğü eve yuva gözüyle bakamaz," dedim.

David, Serhat Bey ile gizli fısıldaşmalarımı yakaladı.

"No Turkish please," (Türkçe yok lütfen.)

Bir adım öne çıktım. "I was just asking about your cat. What's it's name?" (Tam da kedinizi soruyordum. İsmi nedir?)

FYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin