"YANGIN'DAN SON BEŞ."

96 14 46
                                    

Cem Adrian - Odam Kireçtir Benim

Cem Adrian - Sana Sarılınca

Emir Can iğrek - Kaybeden

🌹

Yangından son beş.

Duvarlara astığım her bir fotoğrafta, bir çiçeğin ölüşünü gördüm ben.

Kaburgamın üzerinde kanlı örgüler, çiçeklerimin gömülüşünü gördüm ben.

Ben sev serçe, sen ağlama diye ben son beş kaladan ağlıyorum.

Ben ellerimi ne zaman gökyüzüne uzatsam ateşe dokunuyorum. Tenin başımın üzerinde, sızlatır avuçlarımı. Yağmur yağsa, biliyorum bana yangın akacak senden.

Sevgilim Sen uyuyorsun. Sırtım nefesini kaburgasında hissediyor, kemiğime ördüğün sarmaşıkların bir Annenin evladına sarıldığı gibi sarılıyor. Bugün senden erken kalkıyorum, özellikle yapmıyorum bunu.

Hatırlıyor musun? Bir keresinde sana rüyalarımdan bahsetmiştim. Rüyalarımda siyah çiçeklerin içinden geçiyoruz hep. Sanki Gökkuşağı bize küsmüş, renklerini almış bizden. O siyah güllerin içinden sana hep şarkı söylüyorum. Sevgilim ben ne zaman uyansam bu şarkının sözlerini hatırlayamıyorum ama biliyorum o kadar karanlık, umutsuz cümleler kuruyorum ki rüyalarımdan uyanmadan hemen önce ağladığını görüyorum. İşte bende tam bu yüzden uyuyamıyorum. Lakin sevgilim, sana bir şey söylemek isterim. Ben ilk defa bu gün o şarkının sözlerini hatırlıyorum. Dilim yanmış, kalbim kimsesiz bir çocuk gibi her kapıda durmuş ama girmemiş hiçbir kapıdan içeriye, girememiş.

Şimdi ellerim titriyor, dizlerim çökmüş. Yutkunamıyorum. Evet, rüyaların hep tersi çıkar derler. Bununla avutabilirdim kendimi. Lakin ben seni ilk defa kimsesizler mezarlığında daha çocukken gördüğüm o gecenin sabahına kadar rüyalarımda görmüştüm. Yanımda nefesleniyor, uyuyordun. Şimdi söyle sevgilim. Şimdi sen baş ucumda yatarken sana nasıl rüyaların hep tersinin çıkacağına inandırabilirim? Buna gücüm yeter mi? Yetmez. Bu şarkı da, yazacağım o sözlerde bizi yakacak ama ben kaçmayacağım. Sevgilim biz kaçmayacağız.

Kaçmayacağız çünkü biz Bu şarkıyı beraber yaşadık, beraber yazdık. Sevgilim biz bu şarkıyı yaşadık.

Baştan aşağı yanan o evin dışarısında kalan ama gözleri hep o evde olan o kimsesiz çocuksun sen. O evde hiç olmasan da o evde yanacaksın. Çünkü sevgin, seni o hep dolaşmak istediğin ama hiç dolaşamadığın o evin içerisinde yanmaya mecbur etti.

Şimdi sen ardımda uyuyorsun, ben masanın başında oturuyorum. Ellerimde ucu kırılmış kalem, dilimde söylenmemiş o şarkının sözleri. Kağıdım da gözyaşı, kalbimde sancı, aklımda kelimeleri ellerinde taşıyan o meleklerin gözyaşları.

Yazıyorum. Kalemi öyle bir bastırıyorum ki, bu satırları yazan yazarın gözyaşları iz bırakıyor kağıdımda. Yazıyorum, ağlıyorum. Sayfa doluyor, yetmiyor. O kadar çok çirkin yazıyorum ki, çirkinliğine ağlıyorum bu defa.

Yağmura küsüyorum o an, gökyüzüne konuşmuyorum bir daha. Çiçeklerime o gün su vermiyorum. Evime dönmüyorum. Yolumu bilmiyorum. Saçlarımı sevmiyorum.

Ben yazıyorum. Şimdi söyle bana n'olursun. Yazdığım her bir satır da yaşayacak mıyız biz? Öyleyse ben ölmeyi yağmurlardanöğrenmiş oluyorum? Yağmurlar öldüğünde akıyorsa yeryüzüne, çiçekler büyüyorsa o gözyaşları ile, ben şimdi ölmüş mü oluyorum? Dahası çiçeklerim benim mezarım mı oluyor? Çiçekler peki? ben çiçeklerin içinde mi yaşıyorum? Yani benim evim toprak mı? Bu şarkının sözleri bizi ağlatıyor Yan'sızım. Sen dinlemek istemesen de ben yazdım bu şarkıyı. Ve bilmelisin ki, ben senim sen ben. Sen kulaklarını kapatsan da, bu şarkıyı yazdım ben. İçinden sesleniyorum sana. Sen ağlasan da Ağlamasan da.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 31, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KÜL'Where stories live. Discover now