4.Bölüm:Evden Kaçış!

1K 1K 469
                                    

Ağlayabilir miyim gönlüm?
Müsaadenle, şöyle katıla katıla
Şimşekli bir gökyüzü gibi,
Günaha batan tüm kirliliğin ile ağlayabilir miyim?
Öylesine ama ölesiye,
Bu can çıkana kadar bedenden,
Nefsimin nefesi kesilesiye,
Pembe güller mor menekşelere düşesiye,
Sol yanımın ateşi yükselesiye kadar,
Kendi omzumda kimseciklere yük olmadan,
Ağlayabilir miyim?...
(Hz. Mevlana)

LEVAMİ - 4. Bölüm : Evden Kaçış!

Uyandığımda gecenin bir yarısı olduğunu gördüm. Akşamki olayları hatırlayınca bu evde daha fazla kalmamın hiçbir anlamı olmadığını fark ettim. Yanağımdaki acı daha geçmemişti. Artık nasıl vurduysa... Ses çıkarmamaya özen göstererek yerimden kalktım ve çantamı hazırlamaya başladım. Çantama birkaç kıyafet koyduktan sonra şarj aletimi de koydum. Şimdilik hazırdım. Odamdan çıkınca sessiz ve dikkatlice ayakucumla yürümeye başladım. Dış kapının oraya geldiğimde kısaca etrafa göz attım. Hiç bir ses duyamayınca kapıyı yavaşca araladım ve evden ayrıldım. Dışarıya çıktığımda üzerimde darwin li pijamalarım olduğu için üşümeye başladım. Salak! Nasıl üzerine bir şey almazsın? Yürüdükçe ısınacağımı düşündüğüm için üşümemi umursamadım. Üşümekden daha önemli sorunlarım vardı. İşte gidiyordum! Hiç arkama bakmadan gidiyordum. Bu evde çoğu zaman kötü anılarım olmasına rağmen yinede seviyordum. Şimdi ise her şeyi arkamda bırakıp yeni sayfa açmak için gidiyordum. Beni neler beklediğini bilmeden gidiyordum. Bir dakika gidiyordum da gecenin köründe nereye gidiyordum? Ah salak kafam! Madem gideceksin neden gideceğin yeri ayarlamıyorsun? Geri de dönemezdim. Şimdi napacağım? Hemen elime telefonumu aldım ve rehberimden kime gidebileceğime baktım. Bu gecenin vaktinde gidebileceğim kimse yoktu. Aklıma Berkay takıldı. Ona gitsem beni nasıl karşılardı? Gecenin bir vaktinde beni sokakta bırakmayacağına emindim. Zaten okul açıldı açılalı onunla takılıyordum. Birden Berkay'la yaşadıklarım aklıma gelince kendimi tutamadım gülmeye başladım. Atlıkarınca nın üzerinde ne güzel durmuştu öyle. Bu yüzden de onu rehberime atlı prensim olarak kaydetmiştim. Peki ya okulun ilk haftasındayken uzaklaştırma cezası almamıza ne demeliyim? Aklında ne olduğunu bilemesem de düşünceli biriydi. Düşünceli olması da hoşuma gidiyordu. Whatsapp'a girip atlı prensime;
"Evden kaçtım! Fakat evden kaçarken nereye gideceğimi planlamadığım geldi. Bir süreliğine sizde kalabilir miyim? Biliyorum gecenin bir yarısı eğer kabul etmezsen anlayışla karşılarım."
Yazdım ve telefonu cebime koydum. Bir ses duymamla irkildim. Arkamı döndüğümde orta yaşlı bir adam vardı. Zor yürümesinden dolayı da sarhoş olduğu çok belli oluyordu. Bana hafif gülümsedi ve ağzını yaya yaya;
"Vay vay vay cennete mi düştüm böyle gecenin bir vaktinde ne de güzel karşılaştık. Gel bakalım sevgilinin kollarına."
Dedi. Şok olmuştum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Etrafıma bakındım ama nerede olduğumu bilmiyordum. Berkay'ı düşünürken nereye gittiğime bakmamıştım. Kahretsin! Bana birkaç adım atıp;
"Korkma benden güzelim. Gel yanıma. Seni hiç bırakmayacağım."
Dedi. İşte şimdi sinirlenmiştim. Birinin sesimi duyması umuduyla bağırarak;
"Hoşt ulan, yaşına başına bakmadan torunun yaşındaki kıza yavşıyorsun. Bu ne haddiyetsizlik! Yürü işine bak amca yoksa büyüğüm demeyeceğim kötü şeyler olacak."Dedim. Birden gülmeye başladı. Ne olduğunu anlamış değildim. Bana biraz daha yaklaşıp;
"Nazlanma güzelim, sen bana en fazla ne yapabilirsin?"
Dedi. Bu beladan nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Vücudumda oluşan titreme ve korkuyu bastırıp;
"Doğduğuna pişman ederim!"
Dedim. Gülerek;
"Bunu yapamayacağını sende biliyorsun güzelim. Eninde sonunda benim olacaksın."
Dedi. Bende onunla aramdaki mesafeyi kapatarak;
"Haklısın." Dedim. Biraz sendelemişti. Birden kararımın değişmesine şaşırdığını anlayabiliyordum. Gülümseyerek;
"Bak, sende farkına vardın. Aferin sana doğru kararı buldun sonunda."
Dedi ve dudaklarını yalayıp devam etti;
"Şimdi o güzel dudaklarını tatmak istiyorum. Yaklaş bana, ikimizde keyfini çıkaralım."
Dedi. Sakinliğimi koruyarak;
"Tamam."Dedim ve bana doğru yaklaştığında erkekliğine tekme atıp kaçmaya başladım. Ona baktığımda ise yerde inlediğini gördüm. Bana bağırarak;
"Çok yanlış yaptın güzelim. Benden kaçamazsın. Seni yakaladığımda bu yaptığına pişman edeceğim."
Dedi ve peşimden koşmaya başladı. Bende nefes nefese kalmıştım. Nerden aklıma kaçmak geldi de evden kaçtım? Kaçmasaydım bin kat daha iyiydi. Fakat nerden bilirdim sapığın tekiyle karşılaşacağımı? Arkama baktığımda arayı kapattığını fark ettim. Tam önüme dönecektim ki bir arabanın kornasına basılmasıyla irkildim ve kendimi yerde buldum...

|Levami| ~düzenleniyor!Where stories live. Discover now