ÖN SÖZ

558 15 4
                                    


Selamün aleyküm,

Bir kurgumun bitmesi ile yarımda bıraktığım kalemi devam ettireceğim ve bu kalemi bu kurgum üzerinden devam edeceğim.

Yolumdaki Hira, bitmesi ile bu kurguma devam edeceğim.

Umarım, beğenirsiniz :)

Sizi seviyorum, Allah'a emanet olun.

...

Evvel zamanlar içinde,

Kalbi binbir parçaya bölünmüş bir genç kız varmış, her gün ağlar, annesinden yadigar kalan çiçek dükkanında zamanını geçirirmiş. Çiçeklerin kokusu ile harmanlanmış bedeni, üzüntüsüne dem vururmuş. Üzülerek yaşamayı öğrenmeye her gayret edecekken daha da batarmış, kendisi de farkında değilmiş.

Sonra her zaman yanında olan biri gelmiş, çiçek dükkanının kapısını açmış, kokusu barut kokarmış. Onunla göz göze gelmek bile istemezmiş...

İsmini dudaklarında duymasının getirdiği garip kalp çarpıntıları ile kalbine öfke duymuş, nasıl da bu çelimsiz kalbi bu adam için atarmış diye kızmış kendince. Ateş topu avuç içlerini masaya yaslamış ve güllerine bakmış, kırmızı güllerine.

"Açelya?" Alparslan'ın sesi ile Açelya, ondan gelen demet gülleri eline batmamasına dikkat ederek onun kollarına bırakıvermiş.

"Ben Karanfil severim." Genç kızın söylediği sözler ile genç adam gülümsedi.

"Bende, gül severiz diye gül adım. Belki bu güller, baharın habercisidir." Gülümsemedi genç kız. Sadece başını eğerek arkasına döndü, o sonbahara hasret kalbi kırılmış bir kızdı.

Bir sezen aksu şarkılarında yaşayıp Bergen şarkılarında ölebilecek biriydi. O karanfile hasretken nasıl bir gülü koklayabilirdi?

...

Belki konusunu anlayamadınız ama eminim ilginizi çekebilecek bir konu olacak, çünkü yıllar öncesinde yazma kararı alıp sonra ise sildiğim bir kurguydu.

Şimdi tekrar yazıyorum...

Sizi seviyorum,

Selam ve dua ile :)

19.11.2020

MÛTENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin