4.Bölüm : 3652 Günbatımı.

455K 27.8K 49.6K
                                    

Selam canımın içleri <3 

Yukarıdaki müziği açalım ve beni yazarken ağlatmış ilk No 26 bölümünü öyle okuyalım, iyi okumalar dilerim^^


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


4.Bölüm : 3652 Günbatımı.

*Bu zamana kadar tam 3652 gün batımı kaçırmışsın Mine, telafi etmeye ne dersin?*


Bugün bu evde üçüncü günüm. Biraz bunalımdayım, hatta tükenmişlik sendromunun kapısındayım. Kapıyı aralamış bekliyorum. İçeri giremeyecek kadar tükenmiş hissediyorum. Niye böyleyim bilmiyorum, yıllardır her şeyi gayet iyi idare ederken şimdi ne oldu da bir anda yorgun düştüm ve ne oldu da bir anda gardımı bıraktım asla anlayamıyorum. Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Aylar süren bir savaşın askeriyim, en ön cephede aylarca savaşmışım ve savaşı kazanmak üzereyiz. O kadar iyi bir askerim ki düşman saflarının korkulu rüyasıyım, bir gün savaşın ortasında yorgun hissediyorum. Yere yatıyor ve öylece duruyorum. Sonra gelip beni vuruyorlar. Aylarca savaşıyor ve kazanmak üzereyken kaybediyorum.

Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Kaybetmiş hissediyorum. Ellerimi uzattığım kupa tam o an elimden alınıp başkasına verilmiş gibi hissediyorum. Çünkü ben kupaya doğru ellerimi uzatırken bir anda yorgun düşmüş ve yere uzanmışım gibi... Gözlerimi gökyüzüne çevirmiş ve kaybettiğim her şeyi o an fark etmiş gibi hissediyorum. Upuzun bir hayat kaybetmiş gibi hissediyorum. Ölmüş ve yaşamaya devam ediyor gibi hissediyorum.

Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Kaybolmuş hissediyorum. Avucumun içi gibi bildiğim bir yerde yürürken bir anda tüm sokaklar ve binalar değişmiş gibi, içinde yaşadığım sokak yok olmuş gibi hissediyorum. Sadece evsiz değil, sokaksız kalmış gibi hissediyorum. Yersiz, yurtsuz, haritasız kalmış gibi hissediyorum. Yönsüz kalmış gibi hissediyorum. Bir düşünsenize, sadece hayal edin. Bir gün evinizden çıkıyorsunuz ve bir yere gidiyorsunuz. Okula, hastaneye, alışveriş merkezine, parka, sahile, markete, herhangi bir yere. Sonra ezbere bildiğiniz yollardan eve dönüyorsunuz. Kendi sokağınıza giriyorsunuz ve bir bakıyorsunuz o sokak artık orada yok. Ne yaparsınız? Bildiğiniz tek şey evinize dönmek ama sokağınız yok olmuş. Ne hissedersiniz? Şimdi nereye gideceksiniz, şimdi ne yapacaksınız? Eviniz, sokağınız, aileniz, bakkalınız, fırınınız, her şeyiniz bir anda yok oluyor. Hayatınız, alışkanlıklarınız, ezbere bildiğiniz yollarınız, hepsi bir anda yok oluyor. Ne hissedersiniz?

Nasıl hissediyorum biliyor musunuz? Kıyamet kopmuş, herkes ölmüş ama ben ölmemişim gibi hissediyorum. Hayatta kalmışım ama bunun hiçbir anlamı yokmuş gibi hissediyorum. Savaş bitmiş, kazanmışım ama sadece ben sağ kalmışım gibi hissediyorum. Düşmanlarım ölmüş, kendi askerlerim de ölmüş ve o savaşı tek sağ kalan olarak ben kazanmışım. Savaşı kazanmışım ama tek başımayım ve bu mutluluğu paylaşabileceğim tek bir insan yok hayatımda. Beni anlıyor musunuz?

No : 26 (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin