9.Bölüm : Ece.

400K 26.1K 46.9K
                                    

Selam canımın içleriii^^

Yukarıdaki yağmur sesini açmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim :')

Yukarıdaki yağmur sesini açmayı unutmayın, iyi okumalar dilerim :')

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9.Bölüm : Ece.
*O benim yağmurdan güneşe çıkışımdı.*

"Günaydın Türkiye. Bugünün bombalarına hazır mısınız?" Günlerden Cumartesi'ydi. Yani dünden farksız bir gün daha... Evden çalışıyorsanız haftasonlarının bir önemi kalmıyordu, sizin için her gün aynıydı. Oysa bugünün diğer günlerden bir farkı vardı, o da ben yatağımdan kalkarken titreyen telefonuma gelen mesajın yarattığı farklılıktı...

"Kimden : Efe Duran"

"Günaydın, komşu. Kahvaltıya bekliyorum."

Hayatımda ilk defa birinin "Günaydın." mesajıyla başlamıştım güne. Üstelik mesaja bir de kahvaltı fotoğrafı eklenmişti. Balkondaki masasına güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Gözlerim birkaç saniye fotoğrafın üzerinde gezindikten sonra derin bir iç çektim. Gitmeli miydim? Bu işin sonu benim duygusal olarak zayıf düşmem ve onun bana arkadaş gözüyle bakmaya devam etmesiyle sonuçlanabilir miydi?

"Geliyorum, komşu."

Efe'ye cevap yazar yazmaz yatağımdan kalkıp banyoya girdim, hızla elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra üzerime uzun mor hırkamı geçirdim. Evet, yine mor. Saçlarımı güzelce taradım ve telefonumu da alıp evden çıktım. Üst kata çıkarken yüzümde yine aynı salak gülümseme vardı, fakat bu sefer bu gülümsemenin altında bir de korkular yatıyordu. Tüm korkularımı kucağımda taşıya taşıya kapısına kadar gittim. Kafamda binlerce soru işareti vardı. Ona karşı kendimi öfkeli, temkinli ve korku dolu hissediyordum. Elimi kaldırdım, zili çaldım ve beklemeye başladım. Sanki her an kapıyı bir kadın açıp Efe'nin sevgilisi olduğunu söyleyecek gibi hissediyordum. Fakat bu sefer kapıyı Efe'nin sevgilisi olduğunu iddia eden biri açmadı. Bu sefer kapıyı Efe açtı. Ne şaşırtıcı, değil mi?

"Günaydın..." diye mırıldandı, hızlıca bir duşa girip çıktığı elindeki havluyla kurutmaya devam ettiği nemli saçlarından belliydi.

"Günaydın." O sırada dışarıda bir gök gürledi. İçeriye doğru bir adım attım ve soğuk sabahın karanlık gökyüzü bir şimşekle aydınlandı.

"Balkonun camlarını kapatayım, yağmur geliyor..." Efe hızla balkona doğru ilerlerken ben de peşinden ilerledim.

"İyi uyudun mu?" diye sordu, "Balkonda uyumamana sevindim."

"Ben içeri girene kadar beni izledin herhalde." diye mırıldandım sandalyelerden birine otururken.

"Bunun doğru olmamasını çok isterdim ama maalesef, tam olarak öyle yaptım..." Kendimi tutamayıp gülümsedim. O sırada dışarıda çok şiddetli bir yağmur başladı.

"Hırka alıp geliyorum, sana da bir battaniye getireyim..."

"Gerek yok, iyiyim ben."

"Gerek var." Efe beni dinlemeden içeri girdiğinde arkasından gülümsüyordum. Uzandım ve masada duran çaydanlıktan ona ve kendime birer fincan çay koydum. O sırada Efe hırkasını giymiş bir şekilde geri döndü ve omuzlarıma bir battaniye sardı. Karşıma oturup çayından bir yudum aldı. O sırada gözlerim fincanı tutan eline kaydı. Eli morarmaya yakın bir derecede kızarmıştı.

No : 26 (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin