Kumsal

1.2K 95 87
                                    

Ailem beni görünce gelmemi işaret ettiler.

K:yine ne oluyor?

E:kızım erkenden balayına gidiyorsunuz, valizlerinizi toplayın demek için geldik.

Şok olmuş bir şekilde yüzlerine baktım.

K:anne sen şaka mısın? Daha dün evlendik bunun farkındasınız değil mi?

E:haklı olabilirsin ama benimle böyle konuşamazsın Karol pasquarelli

Güldüm.

K:ciddi misin? Pasquarelli? Peki

Dedim ve susup oturmaya devam ettim. Alttan telefonumu açıp kızlara beni arayın diye mesaj attım. 5 saniye içerisinde valu ve carolina whatsaptan (büyük ihtimalle yanlış yazdım) beraber aradılar.

K:kızlar arıyor. İzninizle

Dedim ve ordan çıkıp açtım.

K:ohh siz benim 2. Kurtarıcılarımsınız.

Ca:kızım ne oldu? Beni arayın diyince direk aradım bende.

K:kızlar ben balayına gidiyorum.

Ca&V: NE?

V:kızım dün evlendiniz ne acelesi bu?

K: bende öyle düşünüyorum da gelde bunu annemle babama anlat

Ca: anladım

K:kızlar ne yapıcam ben?

V:bir şey yapabilinecek gibi durmuyor, bence gitmelisin hem chuchoyu sevmiyorsun belki yavaş yavaş o da soğur

K:iyide onu sevmediğimi rugge bilmiyor ki söndüğümüzde tekrar aramızı yapar o.

Ca: o senden soğursa söylersin canım

K:offf tamam saolun kızlar

Ca&V: bir şey değil adios

K:adios

Dedim ve telefonu kapattım. Geri yanlarına geldim.

Ja:hadi kızım gidin hazırlanın

Ruggeroyla beraber Bir hışımla kalktık ve odalarımıza gittik. Baya bir süre sonra valizlerimiz hazırdı. Aşağıya inip nereye gideceğimizi sorduk.

Ma: burda kumsalın yanında bir ev kızım, sen kumsalı çok seversin

K:teşekkür ederim

Dedim ve ruggeroyla herkese sarılıp evden çıktık. Arabada ikimizde konuşmuyorduk sadece en sevdiğim şarkı olan "little do you know" çalıyordu bende söylüyordum. Bu şarkıya bayılıyordum. Anlamı o kadar güzeldi ki.

Birkaç saat sonra annemlerin tarif ettiği eve geldik ve içeri girdik. Ev çok hoştu. Ferah ve kumsalın yanındaydı. Balkonu vardı ve manzarası büyüleyiciydi. Umarım annemler aynı yatak koymamıştır diye geçirdim içimden. Yukarı çıkıp baktığımda, haklıydım aynı odada kalmamızı istemişlerdi ama misafir odasıda vardı ve oradıda ferahtı. Sanırım birimiz orda kalıcaktı. Normalde beraber yatmamızda sıkıntı yoktu ama bu aralar sevgililerimizle aramız çok gergindi. Aşağıya indim ve ruggeronun yanına gittim.

K:ruggero birimizin misafir odasında kalması gerekiyor.

R:neden?

Gözlerinin içine baktım. Ne olduğunu anlamış gibiydi.

R:annemler çift kişilik yatak ve tek oda koymuş dimi?

Olumlu anlamda kafamı salladım.

K:zaten bu aralar sevgililerimizle aramız çık gergin, ben misafir odasındayım tamam mı?

R:rahat mı ki o oda?

K:bilmem ama sorun da değil.

Dedim ve yukarı çıkıp o odaya yerleştim. Daha sonra aşağıya inip kendime kahve hazırladım ve balkona geçtim. Çok güzeldi. Rüzgar, güneş, bulutlar, gökyüzü, kumsal ve deniz bana teselli verir gibiydi. Evin balkonundan dışarı bile çıkılabilirdi çünkü çok alçaktaydık. Bence bu hoştu. Ara sıra kaçabilirdim. Kahvemi içmiştim ama çok sıkılmıştım. Bir kağıda not yazıp bardağımı onun üstüne koydum. Bu uçmasın diyeydi. Sonra balkondan dışarı çıktım. Atlarken biraz bilemi burktum ve hafif sürttüğüm için kanadı. O kadarda alçakta değildik canım. Neden kapıdan çıkmadım dedim kendime? Ama sonra eğer çıkmak istesem başıma bir şey gelir diye ruggeronun tek göndermiyeceği geldi aklıma ve kendimi haklı buldum. Yavaş yavaş kumsala ilerledim. Kumlara deyince ayağımdaki spor ayakkabılarını çıkartıp elime aldım. Aslında rugge balkona çıktığı anda beni görebilirdi. Yürümeye devam ettim. Hafif rüzgar vardı ama bu benim hoşuma gidiyordu. Saçlarımın havada uçması, o rüzgarın yüzüme vurması hoşuma gidiyordu. Denizin güzel dalgalarının sesi beni huzura kavuşturuyordu. Denize geldiğimde yavaşça elimi deydirdim. Soğuktu ama güzeldi. Yaz olduğu için soğuk olmasının pek bir önemide yoktu. Ayaklarımı yavaşça suya soktum. Tuzlu su olduğu için ayağımdaki yara acıyordu ve burktuğum için üzerine pek basamıyordum ama umrumda değildi. Takmadan biraz daha ilerledim. Denizdeki hafif dalgaları hissedebiliyordum. Su artık dizime geldiğinde durdum. Hayranlıkla bakıyordum doğaya. Bir anda biri yandan su fışrattı. Baktığımda bu kişi ruggeydi.

K:rugge

R:benden habersiz gelmenin bedeli.

Sinirle baktım ve bende ona su fışrattım. Böylece su kavgası başlamıştı. Bu tür şeyleri genelde hep ruggeyle ben yapardık. Cande daha çok kötü bir prenses gibiydi. Böyle su kavgası yapıp üstünün ıslanmasından, yemek kavgası yapıp kirlenmekten veya bu tür şeylerden nefret ederdi. İçinden çok görünüşe önem veriyordu. Böylece ruggeroyla eylenme fırsatınıda kaçırıyordu.

Ruggeroyla birbirimize su atıp gülüyorduk. En sonunda saçımda dahil her yerim ıslanmıştı. Tabi ruggeroda benden farklı sayılmazdı. Denizden çıkıp kumsalda bıraktığımız ayakkabılarımızı aldık ve eve gittik. Girdiğimizde ayakkabıları yerine bırakıp mutfağa gittim. O sabah balayı mevzusu yüzünden bir şey yiyememiştim.

K:RUGGERO SEN AÇ MISIN?

R:EVET SABAH BİR ŞEY YEMEDİM.

K:TAMAM

dedim ve yemek hazırlamaya başladım. Krep yaptım ve masayı hazırladım. Hala ıslaktım ve ruggeroda banyoya girmişti. Birkaç kere hapşurdum. Her an hasta olabilirdim. Biraz ruggeroyu bekledikten sonra banyodan çıktı. Üstünde bir şey yoktu ama altına eşofman giymişti. Her banyodan çıktığında biraz rahat oluyum diye biraz böyle dolaşırdı. Bense hala sırılsıklamdım.

K:rugge kaç defa diyecem şu üstünü giyin diye ya?

R: niye rahatsız mı oldun?

Güldü.

K:merak etme o kadar çok kez yanımda böyle durdun ki alışkınım.

Dedim ve ikimizde güldük. Daha yemeklere başlamadan kapı çaldı. Kapıyı açmaya ben gittim ama ruggeroda merak edip arkamdan geldi. Gördüğüm kişilerle şok oldum....

_________________________________

Bölüm sonu

Yıldızlamayı, takip etmeyi ve yorum yazmayı unutmayın.

40 takipçi olmuşuz hepinize teşekkür ederim.

Sizi seviyorum

Çav nutellalarımmmm 🍫💕🍫💕🍫💕🍫💕🍫💕🍫🌻🌻🌻

Little Do you Know (Finish)Where stories live. Discover now