10.Bölüm

549 75 37
                                    

Lütfen beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar..❤️❤️

Aralık 1990

Kyungsoo yanılmıştı. 

Kyungsoo yanıldığı için çok mutluydu.

Kendi dünyasına geldiğinde, babasından beklediği hiçbir darbe, hiçbir söz gerçekleşmemişti. 

Babasını gördüğü akşam, korkudan soğuk terler dökerken, o hiçbir şey olmamış gibi mutfağa geçerek, yokluğunda yaramazlık yapıp yapmadığını sormuştu. Jongin Kyungsoo'nun yanında iken, babası bu evde değildi.

Rahatlamayla kocaman gülümsedi genç olan ve hiçbir şey yapmadığını söyledi. Babası garip bakışlarla odasına çekildiğinde küçük bir kahkaha bıraktı. 

Evinin her köşesinde yürüdü. Duvarlara dokundu tek tek. Rengi solmuştu duvarların, eski canlılığı yoktu annesinden sonra. 

"Nereye daldın yine ?"

Keiko'nun sesiyle düşüncelerinden çıktı. "Ah, önemli değil." Elinde ki bezi gördü ve almak için öne atıldı. "Ben hallederim.."

Jongin, masaları silmeye yönelmişti ki, Keiko onu kollarından tutup bir sandalyeye oturttu. Kendisi de karşısına geçerek, Jongin'in sıcak, kendi ellerine oranla büyük ellerini avuçları arasına aldı. 

"Benden neler saklıyorsun Nini?"

Jongin'in kafası önüne düştü. "Bir şeyler sakladığımdan değil.." cümleye nasıl devam edeceğini bilemiyordu. 

"Hayır hayır, bir şey saklıyorsun. Bana her şeyi anlattığından emin misin?" Jongin ellerini, diğer küçük ellerden çekip masa örtüsü ile oynamaya başladı. Evet, ona her şeyi anlatmamıştı ve bu onu içten içe yiyordu.  "O dünyayı sevmedin mi?"

"Farklı olan tek şey teknoloji Keiko. Burada ki hayatımı oraya taşımama değer mi bilemiyorum." hafifçe güldü. "Bunu yapabilir miyim onu da bilmiyorum."

Sıcak eller tekrar elleriyle buluşunca kafasını kaldırdı. "Farklı olan tek şeyin neden teknoloji olduğunu düşünüyorsun?"

"Dışarısını gördüm. Buraya gelirken ki yollar bile tıpatıp aynı, burası, burada olan kadın.."

Keiko gülümseyerek kafasını salladı. "Burada olmayan çok önemli bir şey var orada, Nini. Burada asla göremeyeceğin, yaşayamayacağın bir şey."

Jongin'in kaşları çatıldı. "Nedir?"

"Bunu sana odanın hayaleti gösterecek, Nini. Ona güven."

*****

Evine uzaktan bakıyordu, yıllar önce mutlu anılarla dolu evine.

Umudunu kestiği anda bir hayalet belirmişti odasına, o anı hatırlayınca tebessüm etti. Korkmuştu evet ama bir yanı güvende olduğunu bağırıyordu ona. Akışına bıraktı, ondan zarar yerine yardım gördü. 

Eli yavaşça boynunda ki kolyeyi buldu. 

Sence de artık hayaletimi görmeyi hak etmiyor muyum? Haftalar oldu..

İnanmaktan başka seçeneği yoktu, derin nefes alarak evine girdi. Lütfen diye yalvarıyordu bir yandan, lütfen göreyim onu. 

Mutfaktan duyduğu sesle adımlarını oraya yöneltti. Babasının mutfakta bir şeyler aradığını görünce kaşları çatıldı. "Neye ihtiyacın var? Yardım edeyim."

Babası ona doğru adımladı. Sarhoş ya da uyuşturucu almış gibi bir hali yoktu. Fazlasıyla kendindeydi.

"Aylığını aldın mı?"

YUÁNFÈN  // KaiSooWhere stories live. Discover now