13.BÖLÜM

1.1K 133 28
                                    

Duyduklarımla kanım dondu. Korkuyla tepemde duran korkunç adama baktım.

"Bana bunu yapamazsın." dedim bağırarak. Bana doğru yaklaştı. Saçımdan tutup ayağa kaldırdı beni.

"Nedenmiş ? Bak yapıyorum işte" dedi tutuğu saçımı sertçe çekerek. Sonra aniden beni karşıdaki duvara doģru fırlattı.

Ellerim bağlı olduğu için ellerimle kendimi koruyamadım . Yüzüm duvara çarpınca inleyerek yere düştüm.

Yüzüm çok acıyordu. Kanayan dizlerimin üzerinde zorlukla duruyordum.

Göz yaşlarım birer birer akarken sinirle döndüm ona. Tam karşımda menuniyetle bana bakıyordu.

"Neden" dedim sesim fısıltı gibi çıkarken "Neden neyin intikamı bu ?" . Neyin bedelini ödediğimi bilmeliydim.

Tekrar ayaklanıp yanıma kadar geldi. Kulağıma hafifçe eğildi ve fısıltıyla konuşmaya başladı.

"Bazı insanlar suç işler bazıları ise bedelini öder......"

Rüzgar' dan

Hastaneden gizlice çıkıp gittik. Yol boyunca aklımda tek bir soru vardı. Acaba doğru mu yapıyorduk?

"Kararsız mısın?"

Omzuma dokunan elle düşüncelerimden sıyrılıp Kıvanç 'a döndüm. "Aslında bilmiyorum" dedim itiraf ederek. "Yani ona bunu yaparak iyilik mi yapmış oluyoruz?" dedim omuzlarım düşerken.

"Öyle çok korkuyorum ki . Hem zaten 18. Yaşına girmesine az kaldı. 18 inden sonra nasıl olsa artık rahat olucak."

Beni mi teselli ediyordu yoksa kendini mi ikna etmeye çalışıyordu emin değilim.

Nihayet arabamın yanına geldik. Sürücü koltuğuna oturdum. Mert yanıma Kıvanç ise arkaya oturdu.

Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdım. Umarım doģru yapıyoruzdur. Aniden aklıma gelen soruyla Kıvanç a kısa bir bakış atttım.

"Siz beni nasıl buldunuz?" dedim merakla. En son Yase yi görmüştüm. Sonrası ise koca bir boşluktu. Zaten gözlerimi açınca kendimi hastanede bulmuştum.

"Ben buldum seni. Uzaktan denize düştüğünü gördüm. Bende arkandan atlayıp seni kurtardım " dedi anlayamadığım bir ifadeyle . Sanki bir şeyleri gizliyordu.

Yanımdaki Mert dalga geçerek "Eee devamı yok mu?" deyince aynadan tekrar Kıvanç a göz attım. Neler oluyordu burda?

"Benim bilmediğim başka ne oldu?"

Mert önce Kıvanç a bakıp sonra bana döndü. "Kıvanç seni öptü".

Ben duyduklarımı idrak etmeye çalışırken Mert ten bir kahkaha koptu. Kıvanç a baktığımda ise bana tuhaf bakışlar atıyordu.

"Öpmek falan yok sadece ölmemen için yaptığım bir şeydi" dedi.

"Aptal gülmesene" diyen Kıvanç Mert in kafasına bir tane patlattı. Mert elini acıyan kafasına götürüp Kıvanç'a içli bir küfür savurdu.

Ben ne yapmıştım da Allah bana böyle arkadaşlar vermişti? Bu gurubu okula geldiğim ilk günden beri izliyordum. Hatta bundan öncesi de vardı. Onları ilk defa okulda görmemiştim. Aslında onları hep tanıyordum

                                🍒

Nihayet karakola gelince arabayı durdurdum. Arabadan inip diğerlerinin de inmesini bekledim.

"Giriyor muyuz?"

Kıvanç a dönüp sorduğu soruyu başımla onayladım. Sonra girdik içeriye. Artık bu işin geri dönüşü yoktu......

Yase'den

Beni kolumdan tutup çıkardı bu leş gibi odadan. "Hadi gidiyoruz" dedi hemen karşımızda duran siyah arabaya doğru beni sürüklerken.

"Beni nereye götürüyorsun? " dedim debelenirken. Ama boşunaydı. Sadece çırpınarak enerji kaybediyordum. Son bir gayretle adamın kasıklarına tekmeyi bastım.

Acıyla yere yığılan adama kısa bir bakış atıp silahını aldım. Sonra var gücümle koşmaya başladım. Adamları hemen arkamdaydı.

Beni arkamdan vurmalarından korktuğum için sağa dönüp birkaç blog halinde duran duvarların arasından koşmaya başladım.

Bir yandan koşuyor diyer yandan Allah'a dua ediyordum. Allahım lütfen bana yardım et.

Aniden Patlayan silah sesini duyunca arkamı döndüm. Adamlardan biri silahını doğrultmuştu patlayan silahından duman tütüyordu......

Beste'den

Çalan telefonumun sesiyle yatağımda huzursuzca kıpırdandım. Kendime gelince Yase den haber olabileceğini düşündüğüm için kim olduğuna bakmadan açtım telefonu.

Hızla kulağıma götürdüğüm telefondan Kerem in sesi yükselince bir an affallandım.

"Alo Kerem . Gecenin bu saatinde ne diye aradın?" dedim en uyanık ses tonunu kullanmaya çalışarak.

"Beste Yase ye ulaşamıyorum" dedi telaşla. "Çünkü yok ! Senin yüzünden yok ! Ne diye bu kadar üstüne gittin ki kızın?" diye bağırdım telefona doğru.

"Ne demek yok?" diyen Keremin sesleri arkasında bir takım sesler geliyordu.

Arabaya bindiğini anlayınca şaşırarak "Nereye ?" diyebildim.

  "Yase'yi bulmaya " dedi. "Bak şuan kayıp ve polise de haber veremiyoruz. Çünkü reşit değil ve yetimhaneye düsebilir" dedim nefes verirken.

"O halde ben ararım onu......."

Sesi aniden kesilince acı bir fren sesi duyuldu. Korkuyla yataktan fırlayıp telefona doğru bağırmaya başladım. "Kerem duyuyor musun beni? Noldu ? Kereeeeem"

Ama cevap vermedi. Hemen ambulansı aradım. Nerde olduğunu bilmesem de evinin yakınlarında bir yerde olduğunu biliyordum.

Telefonu kapattıktan sonra üstümü giyinip çıktım evden. Neyseki annemler evde değildi.

Evden çıkıp ilk gördüğüm taksiyi çevirdim. Yolu kısaca tarif ettim. Araç hareket edince bizimkilerle kurduğumuz guruba olayı anlatan kısa bir mesaj çektim.

Ambulans sirenlerini duyunca taksiyi durdurdum. Parayı ödeyip hızlıca indim taksiden.

Burası Keremlerin evine 2 sokak uzaklıktaydı. Koşarak gittim oraya. Sedyenin üstünde Keremin cansız gibi duran bedenini gördüm. Yüzünde kırılan camların izi vardı.

"Bende geleceģim" dedim Kerem in arkasından ambulansa binerken.

"Yakını mısınız?"

"Evet arkadaşıyım." dedim.

"Peki tamam. Ailesine de haber verir misiniz?" diyen sağlık çalışanına başımı sallayarak evet dedim. Hemen telefonumu çıkardım. Ailesinin numarası yoktu.

Bende en yakın arkadaşı Çağatay ı aradım. Üçüncü çalışılan sonra nihayet Çağatay ukulu sesiyle cevap verdi.

"Beste beni bu tatlı rüyanın kollarından almak için umarım yeterli bir sebebin vardır."

Verdiği cevapla bir an gülümsedim. Aptal çocuk ama tekrar Kerem e baktığımda eski telaşlı halime büründüm.

"Çağatay . Bak nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama...."

"Ne oldu ?" dedi lafımı kesip korkuyla bağırırken.

"Bak sana korkulacak bir şey yok demek isterdim ama var. Korkulacak çok kötü bir şey var" dedim tekrar Kerem e bakarken. Cansız gibi duruyordu.

"Ne oldu Beste söyle artık"

Derin bir nefes alıp cevapladım. "Kerem kaza geçirdi..."

KİRAZ KOKUSU  (Tamamlandı)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن