27.BÖLÜM

640 87 25
                                    


Gözlerimi açtığımda karşımda böyle bir manzara görmeyi beklemiyordum. Burası tıpkı rüyamda gördüğüm yer gibiydi. Aynı ağaçlar ve aynı çiçekler.

Tek farkı bunun bir rüya olmamasıydı. "Yaaa siz süpersiniz" dedim serdikleri örtünün üzerinde oturan arkadaşlarıma.

"Benim eserim" dedi Beste havalara girerken. "Bestecim senin havan benim arabamın tekerini bile doldurmaz " dedi Rüzgar aynı alaycı tavrıyla.

Mert ve Batu'dan "oooooo" sesleri yükselince kendimi tutamayıp kahkahayı bastım. Benimle birlikte Beste dahil herkes gülmeye başladı.

Rüzgarla birlikte örtünün üzerine oturduk. Her şeyi hazırlamışlardı. Cipsler, colalar, eklerler, pasta,börekler ve sayamayacağım kadar çok aburcubur serili sofranın üzerine dizilmişti.

Elime eklerlerden birini alıp ağzıma attım. Yoģun krema ve çikolatanın hazzını yaşadım. Sanki günlerdir hiçbir şey yememiş gibi açtım.

"Yavaş ye boğulacaksın" diyen Mert'e aldırmadan elime aldığım ikinci ekleride tek lokmada yuttum. Ama bu pek de iyi bir fikir değilmiş. Eklerin boģazımda sıkıştığını hissettim. Nefes almam zorlaşmıştı. Öksürük krizi tutmaya başlayınca diğerleri de fark etti. Yüzüm mosmor olmuş olmalıydı.

"Su verin suu" diyen Cemre'nin sesini duyduğumda boğazımda olan elimi zorlukla çekip durmasını işaret ettim. "Gerizekalı ne suyu. Kız boğuluyor . Su da sıkışıp kalır" diyen bir erkek sesi duydum. Ama kim olduğunu anlayamadım. Gözlerim bulanık görmeye başlamıştı.

O sırada sırtımdan yukarıya doğru bir basınç hissettim. Boğazımdaki acı hafiflemeye başlamıştı. Birkaç öksürukten sonra boģazımda şeyi kustum.

"İyi misin?" dedi Rüzgar sırtımdaki elini çekerken. Yüzümü kendisine çevirmiş endişeyle bakıyordu. "Teşekkür ederim " dedim gülümserken. Bir kez daha hayatımı kurtarmıştı.

"Bunu nasıl başardın? " dedi Kıvanç hayretle. Rüzgar'a büyülenmiş gibi bakıyordu. Hatta herkes òyle bakıyordu. "Küçükken sağlık kitaplarını okumaya bayılırdım. Teyzem cerrahtı. Bazen bana okumam için acil yardım kitapları getirirdi" dedi.

"O yaşta tıp kitapları mı okuyordun?" dedi Mert şaşkınlıkla. "Ben sağlık derslerinden kaçmak için hasta numaraları yapıyorum. Çocuk tıp kitabı okuyor. Şaka gibi" dedi Mert her zamanki haliyle.

Her zaman sağlık ile ilgili her şeyden midesi bulanır. Hatta gecenin dördünde beni arayıp sağlık ödevlerini yapmam için yalvarırdı. Birden o halleri aklıma gelince gülümsedim. Zaman ne kadar da hızlı gećiyordu.

Yemekler yendikten sonra el birliğiyle sofrayı topladık. Daha doğrusu topladılar. Çünkü elimi bile sürmeme izin vermemişlerdi.

"Eeee şimdiki planımız nedir?" dedi Can heycanla.

"Bence şişe çevirmece oynayalım" dedi Beste Mert'e imalı bakışlar atarak. "Hem Mert bu oyunu çok sever ." diye devam etti. Gözü Mert'in üzerindeydi.

Mert "Bestecim bence de oynayalım. Hem belli mi olur. Dün benim başıma gelen bugün senin başına gelir" dedi aynı şekilde karşılık verirken. Bu bir çeşit senden intikamımı alacaģım deme şekliydi.

"Bence yakartop oynayalım" diye bir fikir attım ortaya.

Mert'den korkan Beste de beni onayladı. "Bencede oynayalım" diye sesler yükselince yakartopa kararalaştırdık. "Sen rahat oynayabilecek misin?" dedi Rüzgar guruplar ayarlanırken. "Evet kendimi iyi hissediyorum" dedim.

Nihayet guruplar ayarlanmıştı. Ben , Kıvanç, Batu ve Can; Cemre ,Beste, Mert ve Rüzgar olmuştu.

Beste cebinden ćıkardığı bir lirayı havaya fırlattı. Para birkaç kez dönüp eline düştü. Beste eline düşen parayı ters çevirip elinin üzerine bıraktı. "Yazı mı? Tura mı?" dedi.

KİRAZ KOKUSU  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now