51.BÖLÜM

338 49 10
                                    

Söylediği sözler beynimde yankı oluşturmuştu. Evlatlık verileceksin.....

"Nasıl yani?" dedim şaşkınlığım kelimelere dökülürken.

"İstemiyorsan bu olmayacak" dedi Banu Hanım yanıma gelerek . "O yüzden seni çağırdık"

"İsterseniz biz Yase'yle konuşalım" dedi Yağız Karaduman ayağa kalkarak.

Bir şey söylemeden onu takip ettim.

"Demek oluyor bu?"

Kapıda bizi diyen Rüzgar şaşkınlıktan büyün gözlerini Yağız Karaduman'a dikmişti.

"Bilmiyorum" dedim Rüzgar'a doğru bir adım atarak. "Ama anlamaya çalışacağım"

"Sanırım burada konuşabiliriz" diyen Yağız Karaduman koridorun sonundaki odaya girdi.

Peşinden gitmek için adım attığımda Rüzgar tarafından durduruldum.

"Ne karar verirsen ver yanında olacağım" dedi alnıma küçük bir buse konudurarak.

Ona teşekkür ederek beni bekleyen adamın yanına gittim.

🍒

"Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" diye bağırdım. Aslında bağırmak istememiştim ama sesim kontrolden çıkmıştı.

"Senin için zor biliyorum ama şuan için yapabileceğimiz en iyi şey bu"

Sesi benimkinin aksine kontrollü çıkıyordu.

"Neden?"

"Bak bunu anlaman zor ama inan bana bu en doğrusu" dedi. Gözlerine baktığımda benden sakladığı bir şeyler olduğunu hissettim.

"Bir şartla.." dedim elimle bir işareti yaparak. "Bana istemediğim hiçbir şeyi yaptırmayacaksınız"

Derin bir nefes verip yüzüme baktı. "Peki"

Beste'den

Cam parçalarının içinde kalmış kalbimi artık hissedemiyordum. Sanırım bu unutamasak da alıştıģımızın bir işaretiydi.

Hayat herkesin hapsolduğu çemberlerin içinde yaşanıyordu. Kimse çemberin dışına çıkamazdı. Ben bunu denemiştim ama sonunda kalbimin derinlerine gömdüğüm küçük anılarla ve kalbimde binlerce iğneyle pes etmiştim.

Yatağımın baş ucunda duran küçük bibloyu elime aldım. Üzerinde resmedilen kafesten uçan kuşlar gökyüzünde süzülüyordu. Kerem'le aldığımız bu biblo birçok şeyi temsil ediyordu.

Parmağımı uçan kuşların üzerinde gezdirdim. Her biri kafese hapsolmuş umutlarımızı temsil ediyordu.....

Var gücümle elimdeki bibloyu karşımdaki duvara fırlattım. Biblo parçalara ayrılıp odanın her bir yerine dağıldı. Tıpkı parçalara ayrılan kalbim gibi.....

Başımı yastığıma gömerken hıçkırıklarımın beni esir almasına izin verdim. Ben bu acıyla nasıl yaşayacaktım?

Yase'den

İşlemler bitene kadar ben de bitmiştim. Beynimde beni kemiren soru işaretleriyle baş etmek beni yormuştu.

Ya yaptığım şey yanlışsa?

Beynim bu soruya bir türlü cevap veremiyordu. Yağız Karaduman'a güvensem de benden sakladığı bir şeylerin olduğunu hissetmiştim.

Gerginlikle alnımı ovuşturdum.

KİRAZ KOKUSU  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin