12. BÖLÜM

2.8K 185 28
                                    

Uzun ve acıklı bir bölümden merhabalar. Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? :)




Yıkılmaz gibi görünen ama en küçük darbede yıkılacak olan adımlarımla kendimden emin bir şekilde gideceğim yere ilerliyordum.

Saat sabahın 7'si idi. Sokaklar yavaş yavaş hareketlenirken ben sarsak adımlarımla ilerliyordum. Yoldan geçen bir kadın beni görünce baştan aşağı süzdü. Kaşları çatıldı bir şey soracak gibi oldu ama susup yoluna devam etti. Muhtemelen sormaya çekinmişti.

Siyah dar pantolonum, siyah bol tişörtüm ve pantolonumdan sarkan zincir ile serseri bir kombin olmuştu.
Ayrıca kaşımda siyah piercing vardı bir de burnumda. Saçlarımı ise siyah beremin içinde görünmüyordu.

İki gündür çok az yemek yediğim için yüzüm çok soluk görünüyordu. Dünden beri uyumadığım için gözlerim şişmiş ve morarmıştı.

Dudağım da soluk ve mor görünüyordu. Dışarıdan gören birisi beni uyuşturucu bağımlısı sanabilirdi
Muhtemelen kadın da çekinmişti.
Sırtımdaki sırt çantasının kolunu sıkıca tutup geldiğim yere baktım.
Buraya her yıl gelirdim ama kimse geldiğimi bilmezdi.

Burası uçurum kenarıydı deniz yakınlarında bir yerdeydi. Ağaçlar ve gri büyük bir duvar vardı. Genellikle kafa dinlemek isteyen gençler gelirdi.
Şuan sabahın erken saatleri olduğu için sadece benim yaşlarımda üç erkek vardı.

Onlar da kendi hallerinde idi. Sanırım aşk acısı çekiyorlardı çünkü çocuğun birisi elindeki fotoğrafı okşuyordu diğeri ise elindeki kolyeye gözünü kırpmadan bakıyordu. Diğer çocuk kendi halinde takılıyordu. Onları izlemeyi boşverip gri duvarın önüne geldim. Uzun süre ayakta dikilip duvardaki yazıyı okudum.

Gri duvarda siyah sprey boyayla " bir daha hiç dönmeyecek misin baba?" Yazıyordu. Bu yazıyı 15 yaşında yazmıştım. O gün babam gittikten sonra buraya gelip yazmıştım. Her yıl gelir sabahtan akşama kadar bu boş duvara bakardım. Sadece babalar gününde gelirdim ve yine o gün gelmişti. Babalar günü.

Genellikle babalar kızlarına aşık olurdu. Ben ise babasına kırgın olan kızlardan biriydim. Eskiden babamı
severdim. Babam bana ne kadar soğuk davransa da onu severdim beni sevsin diye derslerime çok çalışırdım, sürekli bizim resmimizi çizerdim, ona şarkı söylerdim.

Beni sevsin diye hep uğraşırdım ama o bana soğuk davranırdı. Sebebini hiç bilmezdim ama 15 yaşında öğrenmiştim. Birini sevmemek için bir sebep gerekir miydi? Sevmemişti işte bu kadar.

O günü çok iyi hatırlıyorum okuldan eve gelmiştim çantamdan evin anahtarını çıkarmaya çalışırken içeriden bağırış sesleri geliyordu. Buna şaşırmıştım çünkü annem ve babam kavga etmezdi. Anahtarla kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Benim geldiğimi kimse fark etmemişti

Salonda annem babam ve benden iki yaş büyük duran bir erkek vardı. Annem çökmüş görünüyordu. Çocuk
ise o da çok kötü görünüyordu. Gözleri kanlanmıştı ve dolmuştu. Sanki ağlamamak için kendini sıkıyor gibiydi. Babam ise şaşkın ama yine de bir o kadar soğuk duruyordu.

Çocuk bağırdı " neden!? Neden bizi bıraktın? Neden bir kere bile beni görmeye gelmedin? Annem senin yüzünden neler yaşadı haberin var mı?"

Dediklerini tam anlamasam da kötü olayların olduğunu fark etmiştim.
Babam cevap vermeyince çocuk sinirle devam etti. " Evli olduğunu bile söylememişsin anneme! Annem senin yüzünden vicdan azabından kahroldu. Annemi bir sürtük gibi kullanıp atmışsın!"

Bunun gibi bir sürü şey daha söylemişti. Duyduklarımla şok olmuştum resmen. Babam bunu anneme nasıl yapmıştı? Annemi aldatmıştı hatta bir oğlu vardı. Annem ağlamaktan helak olmuş gücü bitmiş gibi kendini koltuğa bırakmıştı
Bir kadının çöktüğünü ilk o zaman görmüştüm ve bu canımı acımıştı.

 Kızıl'ım / Texting ✓ Where stories live. Discover now