25. BÖLÜM

2.3K 154 10
                                    

"Bakın arkadaşlar ben denize falan gelmem sektirin gidin başımdan"

"Ya ikizim sende gelsene"

"Gelmek istemiyorum moralim bozuk evde kalıp film izlemek istiyorum"

"Tamam ısrar etmeyin kalsın"

Sonunda beni anlayan Asel'e öpücük attım. Tatile geleli yaklaşık bir hafta olmuştu. Bu bir hafta boyunca çok iyi anlaşmıştık. Grupta ki herkesle acayip iyi anlaşıyordum.

Çoğunlukla olduğu gibi bu gün de denize gidecektik ama ben özel günümde olduğum için evde kalmak istemiştim. Tabi erkekleri biraz zor ikna etmiştim evde kalmak için. İkizim sonunda ikna olduğunda olaylardan bir haber olan Atakan'ın sesi duyuldu merdivenlerin başından.

"Gençler ben gelemiyorum birkaç işim var siz gidin"

Arda'nın isyanı salonda yankılanınca göz devirdim. İlla grup halinde takılmamıza gerek yoktu ki.

"Sen niye gelmiyorsun ya? Özge de evde kalacak zaten"

"Birkaç işim var çarşıda"

"Yapacak bişey yok herkes gelmek zorunda değil hadi gidelim artık"

Nihayet toparlanıp çıkarlarken el sallayıp kapıyı kapattım. Aynı anda göz devirip kendimi koltuğa attım.
İkna edene kadar canım çıkmıştı.
Dışarı çıkmak için hazırlanan Atakan'a baktım. Beyaz bir gömlek ve haki yeşili kot pantolon giymişti.

Bir an öylece baka kaldığımda hemen önüme döndüm. Arda ve Cihan da gerçekten çok yakışıklıydı. Ama Atakan da başka birşey vardı ve bu ilgimi çekiyordu. Kendi düşüncelerime kızarıp kafamı yastığa gömdüm.

Atakan bu halime bakıp kaşlarını çatınca şirince gülümsedim. Benim gülümsediğimi görünce o da gülümseyip kapıya doğru ilerledi.

"İstediğin bir şey varmı gelirken alabilirim?"

Birden canımın çikolata istemesi ile başımı hevesle salladım.

"Cici bebe alırmısın? Ve Pamuk şeker"

"Cici bebe mi?"

"Ne yapayım ama çok seviyorum"

Güçlü bir kahkaha atıp başını tamam anlamında salladı.

"Tamam alırım hadi ben kaçtım"

"Görüşürüz"

Kapıyı kapatıp salona geçtim. Televizyon da yine saçma programlardan birisi vardı. Çizgi film kanalında durup izlemeye başladım.
  Aptal programlar yerine Gumball izlemek daha eğlenceliydi.

Mutfaktan birkaç abur cubur getirip iyice yayıldım. Birkaç saat sonra karnıma aniden giren sancı ile nefes alamayacak gibi oldum. Ellerimi karnıma sarıp ağrının geçmesini bekledim. Genellikle ilk gün çok acılı geçerdi ve normalde yanımda Atlas olur, ve bana yardımcı olurdu.

Atlas'a söylesem kalırdı ama eğlenmesi için söylememiştim. Sonuçta sürekli tatile gelmiyorduk, başımın çaresine bakabilirdim sanırım.

Acının geçmesini beklerken daha da artması ile koltukta cenin pozisyonunu aldım. Ağrı geçmek yerine artarken gözlerim sulanmaya başlamıştı. Bu acıya asla dayanamıyordum.

Kapıdan anahtar sesinin gelmesi ile yerimde doğrulmaya çalıştım ama karnıma saplanan ağrı ile sessizce inledim. Aynı anda Atakan'ın sesi koridordan duyuldu.

"Özgee! Ben geldim cici bebe almayı unutmadım, hem yanına Marshmallov da aldım"

Ses vermeden tekrar yerimde doğrulmaya çalıştım. Beni böyle görmesine gerek yoktu.

"Özge? Ses versene neredesin?"

Birkaç patırtı sonunda salona girip beni koala gibi karnıma sarılı görünce kaşları çatıldı. "Özge? İyi misin tuhaf görünüyorsun?"

"Evet, evet iyiyim neden sordun?"

Beni baştan aşağı süzüp kafasını kaşıdı. Anlamaya çalışır gibi kaşlarını da kaldırmıştı.

"Yani, biraz tuhaf görünüyorsun panda gibi kendine sarılmışsın"

"Sorun yok iyiyim"

Cümlemin sonunda iyi olduğuma inandırmak için gülümsemiştim ama yalan söylediğim için çarpıldım. Yani karnıma bir ağrı girdi ve tekrar karnıma sarıldım. Atakan tuhaf gözlerle karnıma bakmaya başlayınca bişey demeden bende ona baktım.
Bir an içimden 'ne bakıyorsun oğlum karnım ağrıyor işte' demek gelsede bişey demedim.

Birkaç dakika tuhaf gözlerle karnımı inceleyince gözleri kocaman oldu.

"Şimdi anladım! Sen özel günündesin değil mi ondan panda gibi karnına sarıldın?"

Yanaklarım kızarırken bunun normal bişey olduğunu kendime hatırlatıp derin bir nefes aldım. Sonuçta Atakan benim arkadaşımdı ve söylesem bir şey olmazdı. Ayrıca anlamıştı zaten.

"Evet ama bunu bağırarak söyleme"

"Dur hemen geliyorum"

Atakan hızla odadan kaybolunca kendini hissettiren ağrım yüzünden yerimde yatmaya devam ettim. Yaklaşık beş dakika sonra elinde bir kupa ve sıcak su torbası ile gelince gülümsemeden edemedim. Yanıma oturup sıcak su torbasını karnıma koyunca bir an utandım ama bunu ona belli etmedim.

"Bak bu torba karnında dursun ağrıyı geçirir diye biliyorum. Ayrıca bu bitki çayını da iç"

Bitki çayı kupasını elime alıp bakışlarımı ona döndürdüm.

"Sen bunları nereden biliyorsun?"

"Üç tane kız kuzenim ve annem var. Ayrıca biyoloji dersinde görmüştük"

"Pekâlâ şimdi defol lütfen"

Şaşkınca bana bakıp kahkaha attı. Bir an gülüşüne takılı kalınca hemen kafamı iki yana salladım.

"Utandığının farkındayım ama utanmana gerek yok"

Gözlerimi devirdim.

"Çok rahatladım şuan"

"Ben gerçek diyorum ama. Neyse hadi film izleyelim"

"Peki ben bunu seçtim ama daha izlemeye başlamadım."

Yanıma oturup elini mısır kasesine daldırdı.

"Filmin adı ne?"

"Issız adada aşk. Bir kızın hayranı olduğu şarkıcı ile aynı adada mahsur kalmasını ama sonra gerçek aşkı bulmasını anlatıyor"

"Aç o zaman izleyelim"

Filmi açıp geri yerime oturdum. Arada bakışlarım Atakan'a kaysa da filme odaklanmıştım. Film nihayet bitince karnımın ağrısı da geçmişti.
Ayağa kalkmaya çalışırken ayağım kayınca tam düşecekken belimden tutan güçlü bir kol ile nefesimi tuttum.

Panikle bir çığlık da atmıştım. Kulağımın dibinde bir ses duyunca gerilmeme engel olamadım.

"Sakin ol düşmedin"

"Sakinim"

"İyi misin?"

"İyiyim sorun yok"

Filmlerde ki klişeler gibi gözlerine bakınca zaten bana bakıyor olduğunu görünce sessizce yutkundum. Bu yakınlık tuhaf hissettirmişti. Nefesi boynuma çarparken dudaklarını dudağımda hissedince öylece donakaldım.

Yumuşak dudaklarını dudağıma bastırmıştı sadece. İttirmek istesem de bunu yapacak gücü kendimde bulamadım. Kendimi geri çekmedim veya karşılık vermedim sadece öylece durdum. Ellerim düşmemek için onun kollarına sarılı vaziyette duruyordu ve beni öpüyordu.

Ben Atakan'ın erkeksi kokusu ile mayışmışken kapıdan gelen anahtar sesi ile gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Aynı anda Asel'in sesini duyunca Atakan'ı hemen ittirip koşarak üst kata çıktım. Atakan şaşırmış vaziyette arkamdan bakarken odama girip kapıyı kitledim.

"Az önce noldu öyle!"

 Kızıl'ım / Texting ✓ Where stories live. Discover now