12. Bölüm

26.4K 1.4K 119
                                    

Merhaba begonvillerim.

Nasıl gidiyor?

Bölüm şarkısı: Evgeny Grinko, faulkner's sleep.
**
Evin içindeki sessizliğin içerisinde Evgeny Grinko çalıyordu, ruhumun derinlerinin bile dinlendiğini hissettim. Bilgisayara başındayken hep klasik müzik dinlerdim. Yavaş, slow müzikleri oldukça seviyordum.

Andaç'ın hiçbir hesabında kumarhane harcaması görmemiştim, bu yüzden o olduğunu düşünmüyordum. Ya da çok gizliydi ve ben bu işte iyi değildim.

"İyi ki doğdun, Tanem!" diye bağırarak içeri giren Nur'la sevinçle ayağa kalktım, elinde pastamı tutuyordu. "Hadi dilek dile!" dedi sevinçle. Gözlerimi yumdum:

"Andaç bana aşık olsun." dileğimi diledikten sonra mumu üfledim, telefonum titredi. Pastayı masaya koyduktan sonra Nur ile sarıldık: "Teşekkür ederim." dedim pastayı kast ederek.

"Dur daha hediyeni vermedim!" diye şakıyarak hızla içeri gitti. Heyecanla bekliyordum, Nur koşturarak yanıma geldikten sonra beni çekiştirmeye başladı.

"Ne oluyor kızım?" dedim gülmelerimin arasından konuşarak. Odamın kapısını açtığımızda elimi ağzıma kapattım: inanamıyordum!

"Nur sen delisin!" dedim ona sıkıca sarılarak. Yatağımın hemen karşısındaki boş duvarı led ışıklı ip alıp iplere fotoğraflarımı geçirmişti. Sonra bir şey gördüm. Fotoğrafta annem ve babam vardı. Yanlarında bende vardım, mutlu son günümüzdü.

"Nur.." diye fısıldadım gözümden yaş akarak, sonra gözüm fotoğrafın yanına kaydığında usulca gülümsedim: Andaç'ı çektiğim bir fotoğrafı annem ve babamla olan fotoğrafımın yanındaydı.

"Sen çok güzel bir arkadaşsın." dedim tekrar ona sarılarak.

"Herhalde canım." dedi gülerek. İçeri geçtiğimizde telefonu elime aldım:

Andaç Haznedaroğlu: İyi ki doğdun, begonvil.
***
Bölüm sonu.

BEGONVİL|| YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now