32. Bölüm

22.2K 1.2K 242
                                    

Merhaba begonvillerim!

Nasılız?

Bölüm Şarkısı: TNK, yine yazı bekleriz.
*
Andaç'la aramızda olan tartışmanın üzerinden iki hafta geçmişti, ne o aramıştı ne de ben aramıştım. Her şeyi geçebilirdim ama aramızda başka bir kadının gölgesiyle yaşayamazdım. Bu iki haftada bolca iş almıştım, ah bir de hiç yokmuş gibi Nur'un ısrarlarıyla bir şirkete CV'imi göndermiştim. Şirket ortamlarını sevmiyordum ama bütün gün evde oturmaktan da hoşlandığım söylenemezdi.

Andaç'la aramız açık olmasaydı, ya da her ne ise ileride o şirkette çalışabilirdim ama şu an farklı bir şirketle uğraşıyordum. Kafam çok doluydu aynı zamanda boştu da, üzülüyordum. Yıpranmıştım, ağlamıştım.

Bana hiçbir faydası yoktu, ben üzülmüştüm ağlamıştım ne faydası vardı? Zamanı geri alabilir miydim? O'nu o evde terk eden ilk bendim, ben gittiğimde orada olmadığı için onu çok suçlamak istemiyordum.

E o zaman neden yanında değilsin?

Çünkü iç sesim, yanında beni istemeyen bir adama ancak yük olurum. Bende bunu istemiyorum.

Çalan telefonumu alıp kulağıma yasladım: "Efendim bal yanaklım?" dedim hafifçe gülümseyerek.

"Öğlen için yanıma gelir misin?" dedi ağlıyor muydu?

"Ağlıyor musun lan sen?" diye yükselmemle hıçkırdı. Hızla ayaklandım. "Annem.." dedi ve sustu.

"Hemen geliyorum." deyip telefonu kapattım ve sadece anahtar ve cüzdanımı alarak evden fırladım. Uğur'u aradığımda beş dakika içinde burada olacağını söylemişti.

Nur: Kuzum, delilik yapma ne olur.

Tırnaklarımı yiye yiye mesajı okudum, ne olmuş bu kıza? O Hamza mı bir şey yapmıştı? İşle ilgili miydi? Ailesinden bir şey mi olmuştu? Düşünmekten delirecektim ki taksi önümde durunca hızlıca bindim.

"Nur'un çalıştığı yere gidelim." dedim endişeyle, Uğur gergince baktı bana: "Bir problem mi var?"

"Yüksek ihtimalle." deyip sırtımı koltuğa yasladım.

Ondan sonrasında ikimizde konuşmamıştık on beş dakika sonra araba durduğunda Uğur'a teşekkür edip koşturarak indim.

Şirketten nasıl girdim, asansöre nasıl bindim bilmiyordum. Asansörden indiğimde dik karşımda olan Andaç'ın odası olarak bildiğim kapı açıktı, koşarak oraya daldığımda gördüğüm manzarayla gözlerim şaşkınlıkla açıldı.

(Hadi gene iyisiniz bitirmiyorum burada)

"Özür dilerim." dedi Nur ve odadan ayrıldı, kapıyı arkasından kapattığını duydum lakin gözümü Andaç'tan alamıyordum.

Ah ne çok özledim seni. Bir bilsen ah, bir görsen.
Sonbaharlarım gelir, o yaprak hiç düşmez.

Andaç tam karşımda dolu dolu gözlerle bana bakıyordu, elini uzatıp beni kendine çekmesi ve sarılmasıyla şaşkınlıkla yutkundum.

Hepsi bitti, hepsi bitti. Hepsi kaybolan günlerdi.

"Andaç?" dedim şaşkınlıkla.

"Seni çok özledim." dedi bana sarılmaya devam ederken.

"Ne?" dedim şaşkınlıkla, hala bana sıkıca sarılıyordu.

"Kardeşimdi," dedi ve sustu. "O gün gördüğün." diye eklediğinde şaşkınlıkla yutkundum.

Bir yalnız sen, bir yalnız ben
Bizi ne nasıl tüketti ki.
***
Bölüm Sonu.

Ay sonunda be!

BEGONVİL|| YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now