|54.|

696 41 0
                                    

54. Bölüm: Sır Perdesi

SIR PERDESİ

"Şimdi sen kalkıp gidiyorsun.
Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin ilk onaydı.
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı.

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurada senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyodu dokundukça lafların dünyaların.
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik." diyen sesi takip etmeye başladım. Sesin Egemen'e ait olduğunu düşünüyordum çünkü bu en sevdiği şiirdi.

Farklı bir evdi burası. Renkli, samimi ve sevecen bir evdi. Oturma grubunun olduğu yere geldiğimde yerde bulunan iki basamaklık merdivende oturan Egemen'i gördüm.

Biraz değişmişti sanki. Saçlarının arasında beyazlar vardı. Yüzünde kırışıklıklar... ama sesi hala çok güzeldi. Dudaklarından dökülen şiir gibi.

"Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu
İki kere öpsem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra...
Sonrası iyilik güzellik." diyerek tamamladım şiiri.

Beni izledi bir süre. Dudaklarının kenarında bir gülümseme oldu. Yanına gidip oturdum. Ellerimi tuttu.

"Günaydın ahali." diyen sese dönüp baktım. Esmer bir oğlan karşı taraftaki koridorda bağırıyordu. Ayrıca Egemen'e benziyordu.

"Bağırma Egehan bugün hafta sonu." diyen başka bir ses duduktan sonra koridorda bir kapı açıldı ve sarışın bir kız çıktı. Altın sarısı saçları ve masmavş gözleri Peri olduğunun kanıtıydı. Yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.

Egehan ve Peri... Kocaman olmuşlardı. Egehan önüne gelen her kapıya vuruyordu ve o odalardan birileri çıkıyordu.

Mavi gözlü ve sarı saçlı olan erkek çocuğunun Gökdeniz olduğunu düşünüyordum.

"Saat kaç?" diyerek bir kız daha çıktı ve çok güzeldi. Egemen'e benziyordu. Tek farkı gözleri yeşildi. Kafamı eğip Egemen'e baktım. 20'li yaşlardaki gençlere gülümseyerek bakıyordu. Ben ayaktaydım ve Egemen'in ellerinin arasınsa bir albüm vardı.

PERESTİŞWhere stories live. Discover now