16.Bölüm

7.2K 718 438
                                    

16.Bölüm

Bu kez onları bir sapık gibi gizlice takip etmeyecekti.

Hazırlanıp evden çıkmadan önce Gena'ya kısa bir mesaj atmıştı.

Drake: Evde yapacak iş kalmadı. Size katılmamda bir sakınca var mı?

Cevap ancak işkence gibi geçen bir kaç dakikanın ardından gelebilmişti.

Gena: Deli misin? Dom bilek güreşi müsabakasında finale kalmak üzere. Eğlenceyi kaçırmak istemiyorsan kıçını kaldır ve hemen Kulüp 365'e gel ;)

Dom'dan bahsetmesi bir anlığına yüzünü ekşitmesine sebep olmuştu ama bu, Gena'nın içten daveti karşısında heyecanlanmasına engelleyememişti. Lacivert bir gömlek ve kotla elinden geldiğince hızlı hazırlanıp hemen evden çıktı.

Kulüp 365, Santa Monica İskelesi'ne yüz metre yürüme mesafesinde, büyük bir iş hanının zemin katındaydı. Sabahları koşarken önünden geçerken tabelasını defalarca görmüş, fakat içeri hiç girmemişti.

Hatırladığı mekânın önü akşam saatlerinde genellikle kalabalık olurken bu kez boştu. Gündüzleri üzeri toz yığınıyla kaplı tabela, şimdi rengârenk ışıklarını yakmış, müşterilerine alenen göz kırpıyordu. Mavi boyalı pirinç kapı isteyen herkes rahatlıkla girebilsin diye açık bırakılmıştı.

Drake bir önceki gece kulübünde olduğu gibi kapıda güvenlik ekibinden iri bir adam veya kulak patlatan cinsten müzik seslerinin dışarıya taşmasını bekledi ama etrafta hiç yaşam belirtisi yoktu.

Şaşkınlıkla karanlık koridor ve alt kata inen dönen merdivenlerin de boş olduğunu fark etti. Gerçi loş ışığa doğru ilerlerken karşısına göğüslerini burnuna sokmaya çalışan esmerlerin çıkmamasına sevinmişti.

Merdivenlerden indikçe sessizliği giderek artan tezahürat ve alkış sesleri bozunca nedenini anladı. Müsabaka henüz sona ermemiş olmalıydı. Bu da girişin neden bu kadar boş olduğunu açıklıyordu.

Yanılmamıştı. İçeriye bir sis gibi çöken sigara dumanının içindeki kalabalık grup tek bir yerde toplanmıştı. Bağıra çağıra kalkıp inen yumruklar, ter ve alkolün verdiği ekşimsi tat havayı kırbaç misali dövüyordu. Bahis sahiplerinin kabaran coşkusu gittikçe artan adrenalinle birleşince kadınlı erkekli gruptan duvarları titreten sesler yükselmeye başlamıştı.

Drake barda tek başına dikilen çelimsiz adama doğru ilerleyip bir bira istedi. Elindeki eski bezle bardakları kurulayan yaşlı barmen düşük göz kapaklarının altından ona uykulu gözlerle bakıyordu. Kır saçları da tıpkı kirli sakalı gibi diken dikendi. Cildi o kadar beyazdı ki damarları görünüyordu.

Adam önce onu duymamış gibi baktı. Sonra da sigarası ağzındayken kalın sesiyle konuştu.

"Şişe mi fıçı mı?"

Drake fıçı biraların el yapımı olduğunu ve pek sağlıklı olmadıklarını biliyordu. Ama diğerlerine göre daha ucuzdu. Öğrencilik yıllarında sık sık tercihi fıçı biradan yana olurdu. Hem hesaplı hem de lezzetliydi. Ta ki, günün birinde hastalanıp iki gün boyunca kusup durana dek. Midesinde virüs olduğunu söyleyip okuldan izin almak zorunda kalmıştı. O günden sonra fıçı bira içmemeye yemin etmişti.

"Şişe olsun lütfen."

Adamın tepkisi kaş çatmak olmuştu ama Drake umursamadı. Tekrar zehirlenmek istemeyecek kadar midesini seviyordu.

"Siz gençler, gerçek bir biranın kıymetini asla öğrenemeyeceksiniz."

"Belki bir gün. Bu dünyadan defolup gitmek istediğimde."

YILDIZ OYUNCU (Tamamlandı)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt