AŞK KÖLESİ &(Sözleşme)

Bölüm 42

İlişkilerden beklentiler nasıldır? Mesala bir kadını ele alalım kadın erkekten ne bekler, onu sevsin sarsın koruyup kollasın ömrünün sonuna dek sadece sevdiği kadınla gülsün, iyi bir baba iyi bir eş olsun ister. Peki erkekler ne ister? Çoğu kadının ortak düşünceleri şöyledir sanırım güzel olsun, uysal olsun, beli üç santim göğüsleri doksan beden olsun, boyu uzun olsun, başka erkeklerle muhatap olmasın, hanfendi olsun ama yatakta tam bir çılgın olsun, evde güzel yemekler yapsın çok konuşmasın, çocuğumuza iyi baksın beni çok sıkmasın çok konuşmasın vs vs. tabi erkeklere sorsak sadece sevgi istiyorum sonsuza dek seveceğim iyi bir kadın olsun derlerdi. Tabi tam tersi olsa ve erkeklere kadınlar ne ister diye sorulsa eminim onlarında farklı düşünceleri vardır ne bileyim para ister ev ister rahatlık ister her gün gezmek ister gibi çok olmasa da böyle kadınlarda var tabi. Çok berbat bir yüzyılda yaşıyor olmanın sancısını zaman zaman hem erkekler hem de kadınlar çekiyor sanırım. Sevmek bu yüzyılda çok zor. Ama biraz dönüp kendimize baktığımızda aslında gerçek aşk veya sevgi olmadığını az da olsak düşünüyoruz bence. Mesela birini çok seviyoruz öyle seviyoruz ki acı çekmekten gocunmuyoruz. Yürüdüğümüz yol lale bahçelerine çıkmasa bile o yolda yürüyoruz. Seviyoruz çünkü. Peki kaç insan vardır onun için ölürüm dedikten sonra başka biriyle yeni bir ilişkiye başlayan? Sen, ben, o fark etmiyor. İnsan olmak böyle bir şey sanırım. Zamanla her şeye alışıyorsun. Dün ağladığını bugün gülerek anlatıyorsun ya da dün güldüğüne bugün ağlıyorsun. Bence ilişkilerde tam olarak böyle kimi deli gibi seversen sev eğer olmadıysa ve aşka inancım yok bile diyorsan bazen biri çıkıp aslında gayette tekrar aşık olabileceğini gösteriyor. Peki şu anda beni bunu kim inandırabilir? Kimse. Bu tarz konularda nutuk çekmek kolaydır ama işin ucu sana döndüğünde hayır diyorsun benim ki öyle değil. Benim bu acılarım sonsuza dek sürecek ve ilelebet ona aşık olacağım falan filan... Ya bırak allasen. Daha kendi söylediğime kendim inanmıyorum. Sanki hiç geçmeyecekmiş gibi geliyor. Bi ilişkiyi yaşayıp bitirmekten çok hiç başlayamadığın bi ilişkiyi bitirmek daha zor sanırım. Çünkü içinde kalan ukdeler insanı her zaman yer bitirir. Yapamadığın yaşayamadığın şeylerin olması berbat bir durum sürekli keşke deyip duruyorsun. Dostoyevski abimizin de keşkeyi tanımladığı dediği gibi yaşanması mümkünken yaşayamadığın mutluluklar... E ben yaşayabilirdim ama olmaması için hiçbir neden yoktu. Benim için dağları delmesini falan da istemedim oysa. Ama sanırım yoldan bir çiçek kopar gel benim için desem bile olmayacaktı. Hiçbir şey istemesem bile karşımdaki insan beni istemeyince olmuyor. Hayır bi itiraz et gönlümü almaya çalış kırılmışım belli ki canım yanmış bi üfle bi sar sarmala değil mi? Ama yok gudubet gibi hık demeden çekti gitti adam. Neye kızdığım sinirlendiğimde o kadar bariz ki aslında. Ya şimdi ben böyle yaptım ama bu salak gidip Selenle falan evlenmez inşallah. Ne bileyim olur ya filmlerde erkek boşa düşünce aman bari ailemin dediği olsun falan yapıp sevmediği kızla evleniyor falan. Ama yok yok Rüzgar yapmaz ya hem sevmiyor ki Seleni. Amaan evlensin ya hem bana da Rüzgarı kestirip atmak için bahane olur. Bu seferde daha çok bağlanırım gerçi kendi kendime acı çeker dururum keşke o akşam öyle demeseydim belki şu an benimle uyuyor olurdu o salak Selenle değil falan diye. Amaaan iki ucu boklu değnek. Sezen Aksuya döndüm önce git git diyorum sonra gitme dur ne olursun gitme kal yalan söyledime bağlıyorum. Ben uyuyayım en iyisi, hep ne derler; uyu uyu hiçbir şey olmazsa sabah olur. Uyuyalım bakalım yeni sabaha uyanmak için.

Bu hayatta nefret ettiğim pek çok şey var ama zirveyi sabahın köründe uyanmak alabilir. Yahu neden neden? Neden koca dünyanın düzeni sabah erken kalkmakla başlıyor. Biyolojik saat bilmem ne tamam okeyde o biyolojik saat midir nedir o da benim vücudum sabah acı çekerek kalkanda benim vücudum. Bunun bir ortası falan yok mu? Yazık günah değil mi bilmem kaç milyar insana her sabah sürüne sürüne kalkıyorlar. Ama gerçi istisnalarda var.