Episode:22(''Zamanın Akmadığı O Yer'')

132 93 180
                                    



______________

ZAMANIN AKMADIĞI

O YER

______________

______________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Ayaklarımda kalan belkide son tâkâd ile yatağım tam karşısındaki büyük, siyah giysi dolabıma yürüdüm. Aynalı olan büyük, siyah kapağı sola sürükleyerek açtım. En üstteki montlarımın altına özenle sakladığım yine siyah ve büyükçe olan kutuyu almak için parmak uçlarımda uzanmam gerekti.

Kutuyu alarak yatağıma geri döndüm. Usulca ayak ucuma oturdum. Önümdeki kutu benim tüm hayatımdı aslında. Açmaya cesaretim yoktu. Ben kalbimdekileri de aklımdakileri de bu kutuya sığdırıp dolabımın en ücra köşesine saklamıştım. Ta ki dün gece tam da Behram bana evlilik teklifi ederken çıkıp gelen, benim ölü bildiğim ve ''Sana döndüm.'' diyen ilk ve sonsuz aşkımı yani Arslan'ı görene dek.

Ellerim usulca kutunun üzerinde gezindi bir süre. Neredeyse ağlamak üzereydim ama kendimi tutmayı başarmıştım. Ben yedi yıl önce sevdiğim adam kollarımda şehadet getirirken birdaha asla ağlamamaya yemin etmiştim. Yeminimi bozmayacaktım da. Şimdi ise aynı adam bir gece ansızın çıkıp gelmişti ve hiçbir şey olmamış gibi ''Sana döndüm.'' diyordu. Onu özledim mi? Hala aşık mıyım? Hiç bilmiyorum ve bunları düşünmekte istemiyorum. Zira düşünmeye başlarsam bir daha zihnimin çukurlarından çıkamayacağımı pekâla biliyorum.

Bu kutuyu yıllar önce Gaziantep'de doğu görevimi icra ederken bir handan satın almıştım. Kadife, siyah bir dış görünüme sahipti. Metal, ufak bir anahtar deliği ve yine metal ufak bir anahtarı mevcuttu. Anahtarı yavaşça çevirip kutuyu açtım. Korkarak da olsa kutunun kapağını kaldırdım ve elim ilk olarak en üstteki kalpli kutuya gitti. Kırmızı, sert plastikten bir müzik kutusuydu bu. Arslan'ın bana aldığı son hediye...

Kalbin üstündeki camdan kapağı kaldırınca dans eden kadın ve adam figürleri ortaya çıktı ve o muhteşem şarkı çalmaya başladı. Ancak sesi elbette ilk günkü gibi değildi. Daha tiz ve cılız bir ses geliyordu şimdi müzik kutusundan. Arkasını çevirip pillerin takıldığı yerin kapağını açtım. İki büyük pil paslanmıştı. Pilleri çıkartarak kutuyu eski yerine koydum. Altta ise yaklaşık on ya da on beş tane fotoğraf vardı. Hepside benim ve onun fotoğraflarıydı. İkimizde fotoğraf çekinmeyi pek sevmezdik hoş zaten buna vakit de bulamazdık bu yüzden de dört yıllık ilişki sürecimizde sadece bu kadarcık anı biriktirebilmiştik. Elbette bunlar sadece somutlaşmış anılarımızdı.

SINIRSIZLAR(TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now