7. BÖLÜM

1.5K 128 85
                                    


Andrei

Depoda bulunan masaya, uzanacak şekilde bağladığım profesör sonunda gözlerini açmıştı.

Elimdeki günlüğü , ameliyat aletlerinin bulunduğu masaya koydum ve ıslıklar çalarken hemen ilerisindeki dolabı açtım.
İki yüzlü pislik tamamen kendine geldiğinde çaresizce bağırmaya başlamıştı bile.
Onu kurtarmaya kimse gelmeyecek bunu fakında değil mi?..

" Demek, sonunda uyanma lütfunda bulundun. Hatta bağıracak enerjin bile var."

Elime aldığım dezenfektandan biraz sıktım.

"Kimsin sen! Beni neden buraya getirdin manyak herif!!"

bağırırken biryandan da başının ağrısından olsa gerek arada gözlerini sımsıkı kapatıp dişlerini kenetliyordu.

Elimin temizliğinden emin olduktan sonra profesöre döndüm.

" Önemli olan benim kim olduğum değil, senin kim olduğun. Kafana geçirdiğim o satır darbesinden sonra, pek umudum yoktu, kim olduğunu hatırlayabilmen hakkında.. Nasıl attığım dikişi beğendin mi?

" Ne yapmaya çalışıyorsun! Ne istiyorsun benden! O aletler ne için?!"  yanında duran ameliyat malzemelerinden bahsediyor olmalı..

" Zamanı gelince konuşacağız ki zaten vakit de gelmiş sayılır." deponun duvarına asmış olduğum saate göz attım. "Pekala sana şöyle bir özet geçeyim. İlk olarak senden istediğim şey ölmen. Sen ki kendini göklerde gören bir eğitmensin. Öyle değil mi profesör? Ama bugünkü tek konumun benim elimin altı olacak."

Maske, eldiven ve bir önlük taktıktan sonra aletlerin temizliğini kontrol ettim.

" L-Lütfen yapma ! Sana para veririm !! Bırak Beni lütfen! "

Bir süre duraksadım. Gerçekten beni vazgeçirmeyi denemeye devam mı edecek?
" Seni bırakmak mı? Sanmıyorum... Ah, doğru ya, dinle beni, söylemeyi unuttuğum birşey var.
Ağlayabilirsin, yardım için bağırabilirsin, altına işeyebilirsin ki zaten bunu ilerleyen vakitlerimizde yapacaksın, onun haricinde, ekstra birşey yapmana gerek yok... Yalan söylemek istemiyorum sana, canın çok yanacak... Tıpkı onun canını yaktığın gibi... "

___________________________________

Andrei, ameliyat masasında bağlı olan adamın yanına makasla yaklaştı. Bunun üzerine adam daha da çok bağırıyor ve gözleri doluyordu. Tek istediği şey bu deli saçmasından, ölmekten kurtulmaktı.

Andrei, profesörün üstünde ki tişörtü tam ortadan başlayarak düz bir doğrultuda aşağıya doğru kesti. Bağrı açık bırakmak için kestiği parçaları kenara sıyırdı. Makası kenara bırakıp, eline aldığı kalemle çizgiler çizerek keseceği yerleri belirledi. Adam ölüm korkusundan mı yoksa çekeceği acıdan mıdır bilinmez ağlaması şiddetlenip çırpınmaya devam ediyordu. Katilin amacını anlamıştı, çizdiği çizgiler , yanda ki ameliyat aletleri... Onu canlı canlı doğrayacaktı!
Andrei'ye yalvarıyor, ve hayatı için son mücadelelerini veriyordu.

Lakin Andrei onu umursamamıştı bile.. Eline aldığı neşter ile önceden çizdiği çizgiler üzerinden kesmeye başladı. Süzülen kanlar ile beraber adamın çığlıkları da artıyordu.

Profesör , göğsünde acıyla beraber oradaki sinirler sürekli uyarılıyordu, ölmeyi diledi. En azından bayılmayı.
Andrei, karşısında öylece yatan adamın bağrından karnının biraz altına kadar kestiği çizgiden sonra tıpkı bir kapı misali yatay olarakta aynı doğrultuda kesti.

Neşteri bıraktıktan sonra, ağlayan ve sürekli bağıran adamın gözlerine baktı.  Ardından kestiği deriyi elleriyle tutup iki tarafa açmaya zorladı. Deponun içi profesörün attığı çığlıklarla doluyordu. Sesi kısılmaya başlamıştı, tüm vücudu kasılıyor ve bu işkencenin bitmesini diliyordu.

Andrei, deriyi kenara soymayı ve kaburgaların gözükmesini zor da olsa sağlayabilmişti. Ardından, pano benzeri şeyin üstüne astığı kağıda baktı. Bu bir otopsinin nasıl yapıldığını anlatan küçük notlardı. Sırada, kaburga kemiklerini kesmek ve iç organlara ulaşmak için onları da iki yana doğru açmak vardı.
Ameliyat aletlerinin olduğu kısma yönelip, demir kesme makasını aldı. Bir demiri kesebiliyorsa eminim kemiği de kırabilirdi. Adamın yanına tekrar ilerledi. Sesi anlaşılmaz şekilde kısık bir şekilde çıkarken, ağlamaktan kızarmış gözleriyle kendisine bakıyordu.

Makası, adamın bir kaburga kemiğine tutturup kırmak için zorlamaya başladı. Profesörün bağırmaktan kısılmış olan sesi şimdi de boğazı hasar görene dek tekrardan yükselmişti. Kendisinden gelen kırılma sesini duydu. Tarif edilemez acılar içinde diğer kaburgalarında kırılmasına şahit oldu. Andrei elini kaburgaların arasına koydu ve tek hamle de iki tarafa birden açtı. Adamın gözleri acıyla açıldı ve sesini bile çıkaramamıştı. Sadece kaburgalarıyla beraber tüm vücudunda hissettiği acı ve kulağında dayanılmaz bir çınlama vardı. Ölmeyi ve bu acının son bulmasını diledi. Gözlerini sabit bir şekilde tavana dikmiş, yaşlar akıyordu. En son vücudunun içine giren elleri hissetti, ve devamında da gelen sancıları...

En son, dilediği gibi bilinci kapanıyordu, acı yok oluyor ve hissizleşiyordu...

______________________________________

Andrei, gururla eserine baktı. Bu onun ilk otopsi deneyimiydi, ama tabiri caizse kusursuz bir iş çıkarmıştı.

______________________________________

Andrei

Cesetten ve tüm delillerden kurtulup evime doğru yola çıktım. Biran önce eve gidip, üstümü değiştirmeliydim.
Daha onu göreceğim.
Tanrım, ne kadar özlemiş hissediyorum. Aynı zamanda mutlu...

Uzun zamandır böyle mutlu hissetmiyordum aslında. Beni mutlu eden birşey bulmam bile bir mucize sayılır. Beni böylesine mutlu hissettiren o çocuğa minnettarım.. Aslında hepimiz bizi mutlu eden insanlara minnet duymalıyız , onlar çürümüş ruhumuzun yeniden hayat bulup çiçek açmasını sağlayan büyüleyici bahçıvanlar...

Bir Katilin Günlüğü [ TAMAMLANDI ] Kde žijí příběhy. Začni objevovat