14. BÖLÜM

1.1K 116 27
                                    


Asher

Bugün eve gitmekten vazgeçmiş sadece gezmeye karar vermiştim. Evet, benim için en iyisi buydu. Neredeyse tüm esnaflar dükkanlarını kapatmıştı. Bense ne yapacağını bilmez şekilde dolaşmaya devam ediyordum...

Telefonuma baktım. Daha saat on. Tanrım, zaman geçmiyor resmen...
Bıkkınlıkla telefonumu cebime geri koyarken ara sokaklardan gelen bir miyavlama sesi duydum.

Bir merakla sokağa saptım. Karşımda beyaz renkli lakin kirden griye çalmış tüyleriyle bile çok sevimli duran bir kedi vardı..
Ve o kadar tatlı bakıyordu ki dayanamadım. Önüne çömelmiş sevmek için yeltenmiştim. O da insanlara alışık olacak ki kaçmadı. Bacağıma sürtünmeye başladı ve kucağıma çıkmak için hamle yaptı.
Çok sevimli...

Tam o sırada rahatsız eden bir his tüm vücudumu sardı. Bilirsiniz, izleniyor hissi... Etrafımı kolaçan ettim. Kimse yoktu. İkinci kez... Belki de bir doktora görünmeliydim. Herneyse, hayal gücüm olmalı. Onca ölümden sonra bunlar gayet normal. Umursamayıp bakışlarımı önümdeki tatlılığa çevirdim. Tüm dikkatimi tekrardan ona vermiştim.
______________________________________

Aradan yarım saat geçtikten sonra kedi gitmişti. Ben de yapacak birşey bulamadığımdan eve dönmek mecburiyetinde kaldım.. Vestiyerde durdum. Kimse yoktu beklediğim gibi... Annem gittiğinden beri o kadar boştu ki buralar, durmak bana eziyet gibi geliyordu adeta.
Üstümdeki hırka benzeri şeyi çıkarıp sağımdaki askıya astım. İçeriye girmek için hamle yapacaktım ki yerdeki kağıt dikkatimi çekti. Bir mektup mu? Evimin içinde mi?.. Biri eve mi girdi yani ?

Andrei denen kişi olmalıydı. Bana başka mektup gönderen olmadığına göre.
Korkmuştum. Sonuçta mektubu her zaman kapının ardına bırakırdı fakat bu sefer tam tersi evimdeydi... O gerçekten iyi birisi mi? Ya da kim bu adam?

Endişeyle yerdeki mektuba uzandım. Kapının önüne çömelmiş mektubu açmıştım.

Sevgili Asher

Bu mektubu aldığında muhtemelen bana olan güvenin sarsılmış olacak. Ama bilmelisin ki benim yegane amacım senin sevgine ulaşmaktır. Fakat sevgine ulaşmak için daha fazla çabalamak yerine sana arka arkaya üç mektup yazmak zorunda kaldığım ve hiç cevap alamayacağım gerçeğini hazmetmeye çalışıyorum. Üç... Yoksa, anlamadın mı Asher? Seni deli gibi arzuluyorum fakat hala sana dokunamadım. Gözlerine iki saniyeden fazla bakamadım. Bu muameleye neden maruz kalıyorum? Söylediğim yanlış bir şeyden dolayı mı? Bana anlatabilirsin... Çünkü ben bu sessizliğine daha fazla dayanamayacağım. Mesela sadece Bir yanıt versen.. O kadar güzel olurdu ki...
Ya da ne biliyor musun?
Artık umursamıyorum.
Beklemek ve sabretmek. Bana oldukça uzak kavramlar...

Hizmetkarın
Andrei

Mektubu kapatmıştım. Benden cevap mı bekliyordu? Ya da daha önemlisi arzulamak...
Hayır, şuan asıl sorun evime kadar giren kişi. Polise gitmeliyim. Bunu en başta yapmam gerekiyordu fakat bu ilgi o kadar hoşuma gitmişti ki umursamamıştım. Cevap verme gerçeğini bile unutmuştum. O kadar aptalım ki...

Polisi aramak için oturduğum yerden kalkmaya yeltendim ama kalkmamla geri yere düşmem bir olmuştu. Ne oluyor bana...
Heryer bulanıklaşıyor ve başım deli gibi dönmeye başlıyordu. Tam o sırada kağıttan yayılan kokuyu sezdim. Diğerlerinden farklı olarak tatlı bir koku değildi. Tam tersi... Rahatsız ediciydi.

Daha fazla dayanamayıp olduğum yerde yığılmıştım. Gözlerimi açamaz hale gelmiştim. Ve o anda kapının açılışını işittim.
Kendimi, gözlerimi açmak için zorladım. Gördüğüm tek şey siyahlar içinde birisiydi. Parktaki gibi...

Bir Katilin Günlüğü [ TAMAMLANDI ] Where stories live. Discover now