"bir kuzgun gönderiyorum, kanatlarındaki kan ile birlikte
umuyorum ki sana zamanında ulaşır ve ne ifade ettiğini anlarsın." far from home, sam tinnesz
☆ senin için
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"seni yanımda tutmanın başka yolları da var park jimin." diye söylendi kim taehyung, dalgınca elindeki telefonu çeviriyordu. jungkook onun düşünceli haline bakarken gözlerini kıstı,
"bu kozlar jimin'i üzecek şeylerse yapmamanı tavsiye ederim yoksa yoongi ikimizi de oyar."
taehyung arkadaşına doğru döndü ve dirseklerini dizlerine yaslayarak jungkook'a ters bir bakış attı,
"annemle konuşacağım."
"ne?" diye şaşkınlıkla sordu jungkook, taehyung onun yüksek çıkan sesiyle sağa sola ters bir bakış atarak arkadaşına geri döndü.
"sus bağırmasana. annem jimin'i seviyor ve her zaman eşim olarak görmek istiyor, bu yüzden jimin'i kolayca ikna edebilir."
"annen gerçekten ısrarcı bir kadın..." jungkook hayretle geri yaslandı, kollarını göğsünde kavuşturdu. taehyung güzel yüzünü süsleyen sinsi bir gülümsemeyle olduğu yerden kalktı.
"jimin, benim eşim olacak jungkook. ona istediği her şeyi vereceğim ve bunun için kimi kullanmam gerekirse kullanırım."
☆
"benimle gelmeyi kabul ettiğin için çok mutluyum jimin."
park jimin, mesleğinin getirisi olan sahte gülümsemesini takındı, bayan kim büyük ısrarlarla onu alışverişe çağırmıştı ve buluştuklarından beri tek konuşmaları taehyung hakkındaydı. jimin kadının ne istediğini biliyordu: oğlu ile evlenmesini ve aileyi tamamlamasını. kadın her zaman bunu istemişti zaten, jimin'le ilk tanıştıkları günden beri hatta ama anlamadığı şey tam burasıydı, neden o? birçok yetenekli ve güzel kişi kim taehyung'un eşi olmak isterdi ama hem taehyung hem de ailesi tuhaf bir şekilde sadece jimin'i istiyordu.
"beni çağırdığınız için asıl ben mutluyum bayan kim, sizinle vakit geçirmeyi seviyorum."
yaşlı kadın iç gıcıklayan yumuşak bir kahkaha attı,
"çok kibarsın tatlım, seni o serseri oğullarımdan daha çok seviyorum." kadın şefkatle jimin'in elini okşadı. jimin onun yaşlı çizgilerle dolu yüzüne baktı, kadın ona güzelce gülümsedi ve uzanıp çay fincanını parmakları arasına aldı.
"seninle konuşmak istiyordum aslında, bugün teklifimi kabul etmen çok iyi oldu."
"öyle mi?" diye mırıldandı jimin, kahvesinden bir yudum almadan önce. "ne hakkında konuşacaktınız?"
"taehyung, bana bir şeylerden bahsetti. istifa etmişsin."
"evet." diyerek onayladı onu jimin, yerinde rahatsızlıkla kıpırdandı. kadının nereye varmak istediğini anlıyordu. gitmemesini isteyecekti, jimin bir an rahatsızlanmış gibi hissetti.
