bu şehrin sokaklarında seni öptüğüm zaman,

872 74 34
                                    

☆ özel bölüm | bu şehrin sokaklarında seni öptüğüm zaman,

☆ özel bölüm | bu şehrin sokaklarında seni öptüğüm zaman,

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

[geçmiş zamanlardan bir kesit]

taehyung kafasını bilgisayarın parlak ekranından kaldırıp acıyan gözlerini ovuşturduğunda saat gecenin ilerleyen saatleriydi, kafasını camdan dışarı çevirip bakınca şehrin üzerine alacakaranlığın çöktüğünü fark etti. güneşin doğmasından hemen önceydi, sabaha kadar ofiste kalarak çalışmışlardı. uzun süredir sabit durduğu için tutulmuş omuzlarını gevşetebilmek için kollarını oynattı ve merakla ofisinin dışına dönerek jimin'e baktı. sevimli sekreteri başını dosyaların üzerine yaslamış uyukluyordu, istemsizce kıkırdadı ve ses çıkarmamaya çalışarak ona doğru ilerledi. masanın yanında dikilerek birkaç saniye onun güzel yüzünü seyretti ve sessizce,

"jimin?" diye fısıldadı ancak herhangi bir yanıt yoktu, oldukça derin bir uykudaydı jimin. onun derince uyuduğundan emin olunca hissettirmemeye çalışarak jimin'e doğru eğildi ve burnunu saçlarına yaklaştırarak kuzguni saçlarının kokusunu içine çekti, kendine engel olamadan minik bir öpücük bıraktı mis kokulu saçlara.

"her gün... her gün öylece seni bekliyorum. gözlerinin içine bakarak beni tanımanı bekliyorum, herkesin gördüğü taehyung'u değil de - senin koruyucun ve kahramanın olan çocuğu görebilmeni bekliyorum. minnie... beni ne zaman hatırlayacaksın? eğer beni hiç hatırlamazsan o zaman ne yaparım?" diye mırıldanarak parmaklarının ucuyla hissettirmeye çabalayarak onun yüzüne düşen saçlarını geriye çekti ve açılan jimin'in güzel yüz hatlarını inceledi. 

sevdiği adam, hayatı boyunca hatıralarını bir an bile unutmadığı tek adam şimdi ona ait bir yerde derin uykudaydı, onun teninin saf kokusunu alabiliyor ve güzel sesini duyabiliyordu. anlam veremediği heyecanlı bir kıpırtının, jimin'i her gördüğünde kurumuş kalbinde bıraktığı çiçekli izler onu adım adım sarhoş ediyordu sanki.

"nereye gidersem gideyim, izlerini benimle bırakıyorsun jimin ve sen ne yazık ki bunun farkında değilsin. daha ne kadar kendimi senden saklamam gerekecek?" derin bir nefes alarak son kez çekinmeden dokunabildi sevdiği adamın saçlarına. şimdi onu uyandıracak ve eski haline geri dönecekti. ondan ayrılmak istemese de geri çekildi,

"sekreter park!" yüksek sesle ve sahte bir öfkeyle söylendi. ofiste yankılanan sert sesi uyuyan jimin'i yerinde sıçrattı.

"başkan... başkan kim? oh... özür dilerim efendim... ben uyuyakalmışım."

"sorun değil..." diye mırıldandı taehyung, onun şaşkın ve üzgün duran suratına bakarken sahte bile olsa kızmak içinden gelmemişti. "işler bitti, evine git ve uyu. yarın çalışmıyoruz." diyerek odasına geri döndü ve omzunun üstünden kendi kendine sırıtan jimin'e son kez baktı. onun ufak mutluluğu kendisini de mutlu etmişti.

telepathic hearts; vminWhere stories live. Discover now