•14•

2.6K 260 82
                                    

Yüzüme vuran ışıkla gözlerimi açmıştım. Direkt telegonumu alarak saate baktığımda hemen yataktan çıkmıştım. Saat 6.30 du ve benim yedide orda olmam gerekiyordu.

Alarm neden çalmamıştıki? Saati alarak kontrol ettiğimde saatin iki saat geriye alındığını farkettim. Ahhh anne... büyük ihtimal gitmemem için o yapmıştı.

Hemen ayağa kalkıp normal kot pantalon üzerineyse tişört ve mavi tonlarda bir gömlek giyinerek. Dolaptaki uyku tulumumu aldım. Biran aklıma gelen şeyle yedek bir pantalon ve iç çamaşırı daha alarak uyku tulumumun içine yerleştirdim. Hava soğuk olursa uyurken giyebilirdim.

Dünden herşeyi hazırladığım iyi olmuştu. Saçlarımdaki örgüyü açarak banyada hemen yüzümü yıkayıp son olarak üzerime parfüm sıktım.

Çantalırımı aldığım gibi hızlı hızlı merdivenleri aşağı indim.

Annem hiçbir şey olmamış gibi bana bakıyordu ama ben onun yaptığına emindim. Babam beni farkettiğinde hemen masadan kalkarak yanıma gelmişti.

-Bir şey mi oldu kızım? Telaşlı gözüküyorsun.

"Baba ben geç kaldım. Yedide otobüs kalkacak senin şoförle gidebilir miyim?

-Tabiki hadi gel.

Elini omzuma koyarak kapıya kadar bana eşlik etmişti.

-İyi yolculuklar. Kendine dikkat et kızım.

"Teşekkürler babacım"

Hemen arabaya geçerek çantaları yanıma bırakmıştım. Ahh umarım yetişebilirdim.

Araba söylenen yere vardığında teşekkür ederek hemen inmiştim. Hızlı adımlarla otobüsün yanına doğru ilerlediğimde kendi hocalarımdan birini görmüştüm.

"Merhaba hocam"

-Marita, sen neden gitmedin arkadaşlarınla?

"Nasıl yani?"

-E otobüs az önce yola çıktı. Arkadaşların seni aradı ama belliki duymamışsın.

Ne yani ben boşuna mı gelmiştim? Anne yine yapacağını yaptın.

"Peki şu öndeki otobüs ne? Bizim Üniversitenin otobüsüne benziyor"

-Evet o da kampa gidiyor ama diğer çocukları götürecek.

Diğer çocuklar da neydi? Sonuçta bizim öğrenciler işte. Onlarla gidebilirdim.

"Hocam diğer derken? Bizim Üniversitenin değil mi!"

Bir kaç adım yaklaşarak kulağıma eğilmişti.

-Marita bilirsin ya sizin gibi olmayan öğrenciler. Yani zengin aileden gelmeyenler.

Kos koca hoca bile hala statü farkına göre ayrım yapıyorsa o çocuklar yaptıkları herşeyde yerden göğe kadar haklıydı.

"Hocam. Onlarla gitmemde bir sorun var mı?"

-Hayır tabiki bizim açıdan sorun yok ama senin için sorun olmaz mı? Yani rahatsız olmazsın değil mi?

"Hayır tabiki. Nedwn rahatsız olayım. Sadece birlikte yolculuk edeceğiz. Hiçbir sorun yok"

-Peki o zaman gel ben seni götüreyim.

Birlikte otobüse doğru yürümüştük. Benim geçmem için eliyle işaret ederek hemen arkamdan o da binmişti. İçeri girer girmez çoktan yerini almış herkes şaşkınca dönüp bana bakıyordu. İşte bu biraz garip hissettiriyordu.

-Hey çocuklar beni dinleyin. Marita arkadaşınız kendi otobüsünü kaçırdığı için bu gün size eşlik edecek. Bir birinize göz kulak olun. Hadi geç Marita. Boş yerlerden birine oturabilirsin.

Kim bilir neden geç kalmıştır? Süt banyosu uzun sürmüştür herhalde hanımefendinin?

Şu geçen partide Yoongiye diklenen kız değil mi?

Okulun en büyük hissedarlarından birinin kızı. Tabi istediği zaman istediği yere gecikir. Sonuçta  Ünüversite onun sayılır

Önüme bakmadan otobüsün sonuna doğru tüm söylediklerini duymazdan gelerek ilerliyordum. Ama bilerek duymam için yüksek sesle konuşuyorlardı. Sanırım bu bir intikamdı. Bizimkiler onlara nasıl davranıyorsa onlarda şuan beni tanımadan bana öyle davranıyorlardı.

Başımı kaldırarak en sona baktığımda Yoongi ve yanındaki Taehyung'u görmüştüm. Tabi bir kaç kız arkadaşları daha vardı.

Bir şey söylemeden boş yerlerden birine oturacağım sırada kız kucağındaki çantayı yanındaki boş yere koyarak bana bakmıştı.

-Burası dolu. Başka bir arkadaşım gelecek.

"Herkesin oturduğunu sanıyordum"

-Yanlış biliyormuşsun...

O kadar sinirle bakıyorduki sanki ben ona bir şey yapmıştım. Gerçekten insanlar neden bu kadar önyargılıydı.

Yavaşça ilerlediğimde herkes o kızın yaptığı gibi çantalarını yanlarındaki boş yerlere yerleştirmeye başlamıştı. Ahh sanırım en iyisi inmek ve hiç gitmemekti.

Sinirlensemde kendimi toparlayarak arkama döndüm.

Th-Hey Marita....

Taehyung ismimi seslendiğine ben dahil herkes ona dönmüştü.

Th-Hadi gel. Burası boş. Benimle birlikte oturabilirsin.

Bu çocuk gerçekten çok tatlı biriydi ve oldukça iyi birine benziyordu.

"Teşekkürler Taehyung"

Yavaşça gösterdiği yere geçip oturmuştum. Cam kenarı olması ayrı güzeldi.

Th-Çantalarından birini ver hadi yukarıya yerleştireyim.

"Aslında ben yapabilirim"

Th-Sorun değil Marita...

Başımla onaylayarak uyku tulumum olan çantayı ona uzatmıştım. Dikkatle alarak yukarıdaki eşyalar içün olan kısma yerleştirmişti.

Ben oturduktan sonra Taehyung geçip yanıma oturmuştu.

"Teşekkürler Taehyung. Sen çok iyi birisin"

Bana dönerek içten bir şekilde gülümsemişti ve anlaşılan dediğim şey yüzünden biraz utanmıştı ama gerçekten öyleydi. İyi biriydi.

Öğretmenin konuşmasıyla otobüs harekete geçmiş ve orda yapmamız gereken bir kaç şeyi bize söylemişti. Anlaşılan yüksek bir dağın eteklerinde ormanlık bir alana gidecektik. Muhtemelen dağın eteğinde olmasına rağmen yüksek bir yer olduğu için bulunduğumuz yere nazaran soğuk olacaktı. Gömlek giymem iyi olmuştu. Çok fazla üşümezdim.

Kulaklıklarımı takarak güzel bir müzik açıp yolu izlemeye başladım. Bir süre sonra içimden bir ses müziği kapatmamı söylemişti. Belli etmeden müziği kapatarak hala kulaklıkta müzik dinliyormuş gibi yapmaya devam ettim. Neler konuştuklarını merak ediyordum.

-Bu kızı neden bizim otobüse alıyorlarki? Kendisi gelemez mi?'

Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin