•16•

2.6K 257 34
                                    

İsimleri kim hazırlayacak?

+Biz hazırlarız hocam.
Sunhee hemen öne çıkarak yanındaki bir kaç arkadaşıyla birlikte defter kalem alarak yazmaya başlamıştı.

Yazar...

S-Kızlar şimdi beni dikkatle dinleyin. İsimleri torbaya attığımızda o kızın ismini koymayacaksınız tamam mı?

Listede olacak ama torbaya attığınızda elinde saklayacaksın ve en önemlisi ben ve Yoonginin takım olabilmemiz için isimlerimizi önceden elinde tutarak sırayla çıkaracaksın ve böylece tesadüfen takım olmuşuz gibi gözükecek ama önceden isimlerimiz zaten elinde olacak. Anladın mı Suzy?

-Ahh tamam anladım. O kızın ismini ve siz ikinizin ismini torbaya koymadan elimde saklayacağım.

S-Aferim. Ben yaparsam Taehyung şüphelenebilir. O yüzden senin yapman daha iyi.

-Sunhee sence Yoongiyle takım olmak iyi bir fikir mi? Yani biliyorsun sen uzun zamandır ona olan iĺgini belli ediyorsun ama onun öyle bir niyyeti yok gibi.

S-Yok ama olacak Suzy. Bu kamp bizim için bir başlangıç olacak sende göreceksin.

Sunhee ve arkadaşları sinsi planını  uygularken Marita olanlardan habersiz ormanın içinde geziye çıkmıştı. Zaten onu umursayan pek kimse olmadığı için bir yerlere gitmesine karışan birileride yoktu.

Marita.

Bulabildiğim kadar odun toplayarak  geri dönmüştüm. Hocalar çoktan çadırları kurmuş bizi bekliyorlardı.

-Hadi gelin çocuklar. Yarın için takımları belirleyelim.

Herkes toplandığında Sunhee ve yanındaki bir kaç kız arkadaşı öne çıkarak sırayla isimleri çekmeye başlamıştı. Nerdeyse çoğu kişi takım olmuştu ama benim ismim hala çıkmamıştı. Aslında buna şaşırmıyordum çünkü bir şeyler yapacaklarını tahmin ediyordum.

-Yoongi...

Yoonginin ismi çıktığında dikkatle bir sonraki ismi yani onunla takım olacak kişiyi bekliyordum.

Kız kağıdı çekerek açtıktan sonra garip garip etrafına bakmıştı. Bakışlarında garip bir endişe vardı. Nedendiki bu endişesi?

+Okusana kızım...

Hocalardan biri artık beklemekten sıkılmış olacakki önce okumasını söylemişti fakat hala durmaya devam edince kağıdı biranda çekip elinden almıştı.

+Marita...

Aniden ismimi söylediğinde Sunhee ile göz göze gelmiştim ve beni öldürecek gibi bakıyordu. Bu kızın derdi neydi, Acaba benimle değilde Yoongi ile mi ilgiliydi sorunu?

+Sunhee Senin ismin neden çıkmadı. Kendi ismini yazmayı mı unuttun?

S-Evet öyle olmuş demekki...

Cümlesi biter bitmez gözlerini kocaman açarak az önce isimleri çeken kıza bakmıştı.

Ne döndüğünü bilmiyordum ama gerçek şuyduki biz Yoongiyle takım olmuştuk. Anlaşılan o ne kadar karşıma çıkma desede, yada ben ne kadar onu unutmaya çalışsamda kader bize oyun oynamaya devam ediyordu.

Yazar...

Böylece Sunhee ve arkadaşlarının planları istedikleri gibi gitmemişti. Suzy Sunhee ve Yoknginin isimlerini alıp Maritayı saf dışı bırakacakken yanlışlıkla Marita ve Sunheenin isimlerini karıştırmış ve kurdukları oyun başlamadan bitmişti.

Marita...

Arkama döndüğümde Yoongiyi görememiştim. Belki de bu sonuçtan memnun değildi. Aslında istemezse sorun değildi ben yalnız arayabilirdim. En sonunda ikimizden biri bulursa birlikte bulduğumuzu söylerdik ve biterdi.

Öğretmenlerin seslenmesiyle hepimiz bir araya toplanmıştık. Hepsi arkadaşlarıyla bir arada otururken bende ateşin etrafındaki kütüklerden birine oturdum. Yalnız olmaya alışmıştım o yüzden artık garipsemiyordum. Canımı yakıyor muydu? Tabiki oldukça...
Ama yapacak bir şey yoktu. Alışmaktan başka yapacak birşeyim yoktu.

-İşte Marita bu da senin için

"Teşekkürler hocam"

Hocalar gepimiz için yemek dağıtarak onlarda bizimle beraber ateşin başında oturmuştu.

Herkes yemeklerini yiyip kalktıktan sonra yemekleri dağıtan öğretmen yanıma gelmişti. Yüzünde garip, mahcup bir ifade vardı.

-Marita biliyorsun çadırlarda kızlar beraber kalıyor ama kızlar seninle beraber kalmak istediler. Ben aslında yaptıklarının yanlış olduğunu söylemeye çalıştım.

"Sorun değil. Ben alışkınım. İyi tarafından bakalım geniş çadırda tek başına kalacağım"

Yalandan gülümseyerek bana gösterdiği çadıra doğru ilerlemiştim. Aslında yalnız kalmak istemiyordum. Çünkü küçüklüğümden beri bu tür yerlerde, çadırda tek olmaktan korkardım. Sanırım bu gece  korkumu yenme zamanımdı.

Çadıra girdiğimde hava yavaş yavaş kararmıştı bile. Uyku tulumumu sererek çantamı bir köşeye bıraktım. Sanırım tek kalacağım için en küçük çadırı bana vermişlerdi. Aslında fena değildi. Başka birisi olsaydı çok dar olabilirdi. Şuan oldukça rahatdı. Ahhh kimi kandırıyorsun Marita dar olsa bile yalnız olmayı istemezdin.

Hava tamamen karardığında öğretmenlerin verdiği lambayı yakarak tüm geceyi uyanık geçirmeyi düşünüyordum. İçimdeki ürperti uyumama izin vermiyordu.

Bir kaç saat sonra çadırı açıp dışarı baktığımda herkesin çadırlarının karanlık olduğunu farkettim. Demekki herkes çoktan uyumuştu. Belki bende uyumalıydım. Böylece daha az korkutucu olurdu.

Lambayı kapatarak uzandığımda etrafın karanlığı beni korkutmaya başlamıştı. Sonuçta kocaman ormanda yalnız başıma bir çadırın içinde uzanıyordum ve çadırlarımız arasında mesafe vardı.

Sanırım içeride olmak şuan dışarıda olmaktan daha çok korkutuyordu. Lambayı yakarak tekrar doğruldum. En iyisi bu lanet çadırdan çıkmaktı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Different Worlds /Farklı dünyalar |MYG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin