Bu halleri beni deli edecekti. Bende kaşlarımı çatarak ona baktım. " Benimle dalga mı geçiyorsun... her gel dediğinde gelecek... git dediğinde gidecek miyim yani " kızmaya başladığımı anlamıştı.
Kafasını yana çevirerek derin bir nefes aldı. Belki de ayrılık konuşması için kullanacağı kelimeli düşünüyordu.
Kısa süre düşünüp tekrar bana baktı. " ben seni gerçekten anlayamıyorum... benim yüzümden kaçırıldın... yaralandın.... 1 hafta hastanede gözlerini açamadın... " her kelimesi bana yaşadığım acıları hatırlatmıştı.
Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. O ise yaşadığım acıları hatırlatmaya devam ediyordu." hatta baban bile benim yüzümden öldü... bu kadar acı vermeme rağmen niye yanımdasın Azra... annem olayında sana inanmadım... bağırdım hakaretler ettim... ben iğrenç, kötü bir adamım... bana iyi davranmanı, yanımda olmanı hak etmiyorum" evet yüzüm gülse de hep ona karşı kırgındım.
Ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarımı silip, ona doğru yürüdüm. Tam karşısında durup acı dolu gözlere bakarak" evet kötüsün... seninleyken hep acı çektim"
"Senin yüzünden kaçırıldım.. yaralandım.. hata babamı bile senin yüzünden kaybettim." Yaptığı hataları benden duyunca daha çok üzülmüştü. Beni dinlerken, onun da gözlerinin kenarları kızarmaya başlamıştı.
Onu öyle görmek kalbimi acıtıyordu. Yanına bir adım daha yaklaştım
"Ama babamı bilerek öldürmedin ki... evet.. kaçırılmam senin yüzündendi... ama yine beni sen kurtardın... kötüsün, çünkü insanlar seni öyle bilsin istiyorsun... iyi olduğunu bilmeleri seni korkutuyor... yumuşak kalbinin olduğunu bilmeleri seni zayıf gösteriyor sanıyorsun" .
Kafamı iki yana sallayarak " ama doğru değil Meriç... iyi olmak kötü bir şey değil... senin iyi olduğunu bildiğim için yanındayım... bilerek ya da bilmeyerek kötü zamanlar yaşattık birbirimize" sözlerimden sonra yanımdan geçerek 1 2 adım uzaklaştı,
" ben iyi falan değilim... ben kimse ile olamam" bu adam beni gerçekten deli edecekti.
Madem öyle düşünüyor, o zaman bende acımayacaktım. Yine ona doğru yürüyüp, gözlerinin içine baktım. " peki beni başka biri ile görmeye dayanabilecek misin" duydukları ile kaşlarını çatmıştı.
" elimi tuttuğunda... öptüğünde... hatta onun soy adını aldığı.." sözlerimi bitirememiştim. Sesini yükselterek cevap verdi bana " sus... " yine yanımdan geçip arabanın yanında, sırtını bana döndürerek durdu.
Bende ona doğru dönmüştüm. " niye susuyor muşum... sen bunları duymaya dayanamazken... ben senin eski sevgilinden ona yaşattığın romantik hayatı dinledim... yoksa onun kadar hak etmiyor muyum yanında olmayı?".
Son sözlerimden sonra sinirden gerilmiş yüzünü bana çevirdi. öfkeli gözlerini gözlerime dikerek, " saçmalamayı kes... ne biliyorsan da böyle konuşuyorsun" böyle gizemli halleri beni sinir ediyordu.
bende ona sesimi yükselterek, " söyle o zaman... yanında olmamı istiyor musun, istemiyor musun söyle.. söyle de ikimizi de kurtar bu durumdan" yine benden uzaklaşmıştı.
sesini yüksek tutarak, hatta neredeyse bağırmıştı. " ne zaman mutlu oldun ki yanım da.. hep acı çekip, ağlamadın mı.. her fırsatta hakarete uğramadın mı? " haklıydı belki çok iyi anılarımız yoktu, ama birbirimize olan sevgimiz vardı. belki inkar ediyordu aşık olduğunu, ama gözlerine bakınca kendimi görüyordum, beni canı pahasına koruyan adamı görüyordum.
" yanındayken mutlu olduğumu niye görmüyorsun... üzüldüğünde, üzüldüğümü... her acı çektiğinde kahrolduğumu niye göremiyorsun" bu sözlerime rağmen hala sadece bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN İNTİKAM HALİ
Romancesen... sen gerçekten hamile misin?" bir çırpıda sormuştu. Kendimi cesaretlendirmeye çalışarak konuşmaya başladım. " evet ben... bende bunu söyleyecektim... bu.." devam edemeden Meriç kolumu bırakarak benden bir adım uzaklaştı. Bu tavrı beni korkut...