4.Bölüm

90 31 90
                                    

Dila karşısındaki siyahlara bulanırken o siyahlar boşluğu taşıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dila karşısındaki siyahlara bulanırken o siyahlar boşluğu taşıyordu.
Emir karşısındaki kızın mavi harelerine dikkatle bakıyordu ama bu bakışlar hiç bir duygunun esiri değildi.
Emir in yanındaki korumalardan biri
"şu anda binemessiniz hanımefendi"
Dila işittiği ses tonuyla kendine gelerek
Birazda ortamın baskınlığından dolayı titek bir nefesten sonra küçüçük bir tebessüm ile
"peki." Emir duyduğu naif ses ile bir anda dumura uğramış bide o küçücük tebessüm onu sarsmıştı.

Tek kaşı havaya kalkarken
İsteği için bir bakış atmış. Yıllardır alışa gelmiş hareketleriyle direk anlaşılmıştı Yusuf tarafından.
"dila hanım binin lütfen"
Dila bu adamlar ne saçmalıyor dercesine baktığında hiç bir şey anlamamıştı.
Az önceki 'binemessiniz' diyen koruma
"ama abi?"
"dila hanım buyrun" söylediği tok ve sert ses tonu vermişti mesajı.
"yok ben diyer asansörü beklerim." yine sunmuştu o gülümsemeyi her ne kadar Emir konuşmalara umursayıp katılmasada sadece o gülümseme ve gülümsedikce parlayan gözler onun o bin bir düşünceli beyninde bir etki yaratmıştı.bu bir aşikardı.

Ama başka bir sorun daha vardı.
Asansörün kapıları sinyaller verirken sinirleri gerilemeye başlamış, beynin sarsıntısı onu etkilemişti.
"binin"
Dila işittiği ses ile bir an afallamıştı. O nasıl gür ve tok bir sestiki . Sadece kurduğu tek bir kelimenin altında bile binlerce mağna barındıra biliyordu.
Taviz vermeyen kelimelerden sonra mecburen giriş yapmıştı asansöre.
Her şeye, her keze rağmen nefesi sıklaşıyor, önü kararıyordu.
Tek bir isteği vardı oda bir an önce şu asansörden inmek.
Yusuf kadının aldığı sık nefesler den, asansörün bir yerlerine tutunmasından anlamıştı ters bir şeyler olduğunu
"iyimisin?"
Yavaşca gözlerini açarak
"iyiyim" emir duyduğu sözler ile bakışlarını onlara çevirdi. Kız önüne bakmış eli kalbinin üzerinde sık nefesler alıyordu.
Asansör durduğunda
Kızın gözleri hepsini üzerinde gezinip kendi siyahlıklarıyla buluştu.
Donuk bakışlarını hiç çekinmeden kızın gözlerine dikmiş çekmiyordu.

Dila çekimser bir ifade ile
"iyi günler" diliyerek asansörden çıktı. Sık ve derin nefesler eşliğinde yürümesine devam ederken aklının bir köşesindede o gözlerin barındırdığı ağırlık vardı.
Çıkışa geldiğinde
Hastanenin önündeki araçlar onu şaşırtmıştı.
Beşten fazla siyah arabalar bir yılan misali ard arda dizilmişlerdi.
Dila içinden 'yasak değilmiydi ya hastanenin önüne araç park etmek'
İçten içe kendi kendine konuşarak dedesinin aracını olduğu yere doğru hareketlenmişti. Bir yazgı vardır ya. onlarda yazgının ipliklerine tutunmuşlardı. Kim bile bilirdiki kaderini?
Onlarda bilmeden yaşayacak, görecek yeri gelecek acı çekecek yeri gelecek hoşnut olacaklardı.

Sadece zaman lazımdı.

ZAMAN...

Dila arabaya bineceği vakit içindeki dürtülere dayanamamış son kez bakmak istemişti arkasına

Onun aklından geçen
Son kez etrafı kontrol etmek, ne var ne yok bakmakken

Kaderin işlevi onları bir kez daha bakıştırmaktı.

FEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin