Merhamet Çorbası...

8.6K 479 181
                                    

-2. Bölüm-

Bu bölüm bana tek yorum yapan ve bu bölümü yazabilmek için bana motive olan deli_sokrates 'e aittir. Teşekkür ederim 🌺

*Ben aşkı evvela derin bir merhamet zannettim.

Bazı şeylere çok üzülüyorum, Kamran Feride'yi neden aldattı mesela? Ya da Ahu Bilal'i neden sevmedi? Bilal dünyada ki en sevilmeye layık insan bence..

Üzüldüğüm bir diğer şey ise neden şuan,tam şuan kurabiye yoğurmak zorunda olduğum. Dünyanın öbür ucunda sırt çantam,fotoğraf makinem ve turist kombinimi tamamlayacak muhteşem havalı gözlüklerimle dolanmak varken, neden ellerime 3 beden büyük gelen eldivenlerimle kurabiye yoğuruyorum arkadaşlar?

"Siz bimezsiniz, size anlatmak da istemem" demek isterdim ama ben Sezai Karakoç değilim. Burası da bir şiir dizesi değil malesef, hayatım bir şiir olmaktan çok uzakta ilerliyor.

'Hangimizin öyle değil ki' dediğinizi duyar gibiyim, haklısınız, bu yüzden bu bahsi kapatıp neden kurabiye yaptığımı açıklıyorum;

Haftanın 3 günü bazı belirli kafelere ürün yapıyoruz; kurabiye, tatlı,çikolata...

Glutensiz ve vegan ürünler. Kalan vakitlerimde ise ders çalışıyorum, deniyorum en azından. Günlerim böyle geçiyor.

Negatiflik, kasvet ve karamsarlık ile yoğrulmuş kurabiyelerime şekil verip fırına atıyorum, yarım saat sonra çıkarıp soğumak üzere tezgaha bırakıyorum. Günün en önemli aktivitesini yapmak için twitter'a girip yürüyen tweetleri okuyorum. Bu sırada telefonumun melodisi çalmaya başlıyor.

Arayan numara : Hukuk Okuyorum...

"Efendim"

"Alo, Bahar napıyorsun?"

"Tahminen bize ne zaman çip takarlar diye düşünüyorum. Sen?"

"Benim acil sana ihtıyacım var."

"Nasıl?"

"Teslim etmem gereken bir ödevim var. Evde unutmuşum yarım saate ders başlıcak, gelip alsam yetişemem, annem evde yok, sen onu alsan bana getirsen..."

"Nerde?"

"Odamda masamın üzerinde ya da çekmecemdedir."

Bir şey demeden telefonu kapattım, arzu teyzenin acil durumlar için bize bıraktığı yedek anahtarı aldım.Üzerime kot pantolon ile elime geçen ilk tişörtü giyerek çıktım.

Alt kata inip aceleyle Ali'nin odasına girdim. Jilet gibi düzeltilmiş bir yatak,katlanıp kenara koyulmuş gecelik takımları, renk ve boylarına göre dizilmiş kitaplar...

Obsesif  mi bu çocuk acaba?

Masanın üzerindeki ders dosyasını alıp daha fazla oyalanmadan çıktım. Okul uzak sayılmazdı ama yinede hızlı davranmalıydım. Descartes bunu zamanında teslim edemezse çok üzülür, kafasını duvarlara vura vura pekmezini akıtırdı. Mazallah gerek yok böyle şeylere. Ömür boyu vicdan azabı sonra..
Hiç uğraşamam.

BİZ AYRI DÜNYALARIN İNSANLARIYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin