7.BÖLÜM "VUKUAT VAR"

296K 12.9K 3K
                                    

İYİ OKUMALAR DİLERİM 💐

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

İYİ OKUMALAR DİLERİM 💐

Vücudumdaki tüm düzen kaybolmuştu. Reflekslerim her saniye değişiyor, beni çıkmazlara sokuyordu. Tam karşımda durmuş ifadesiz bakışlarını üzerime salmıştı. Boğazıma kadar çıkan öksürme hissi ile titredim. Göz bebeklerime kadar titrerken, nasıl güçlü gibi davranacaktım? Her geçen salise daha da soğuyan hava kemik kıpırdamasını zorluyordu. Dudaklarımı ıslatma dürtüme engel oldum. Buraya kadar neredeyse koşarak gelmişken, ben bu derece nefes nefeseyken, o Allah'ın cezası neden mimik bile kıpırdatmıyordu?

Hile yaparak arabasıyla gelmiş olmalıydı! Hissettiğim sinir ve korku duygusuyla gözlerim doldu. Yaşları geri göndermek istercesine çenemi dikleştirerek gözlerimi kocaman açtım ve büyük bir soğukkanlılıkla yutkundum. Gözlerini kısarak hiçbir tepkimi kaçırmak istemezcesine izledi tüm hareketlerimi an ve an... Sağ elim ile saçma sapan hareketler yaparken zor da olsa konuşabilmiştim.

''Nesin sen?'' Odasında bulundurduğu teleskopla izlediği yıldızlardan falan mı gelmişti? Ah hayır bu çok fazla. Benim için çok fazla. Gözlerimi sımsıkı yumarak başımı onaylamaz anlamda sallayınca kollarını çözerek yaslandığı duvardan ayrıldı. İnce boynum daha da uzamıştı. Dudaklarımı ıslatarak alt dudağımı dişlerimin arasında bıraktım. Kaşlarım kalkık bir şekilde yere bakıyordum. Ağlamaktan nefret ederdim, şimdide ağlamayacaktım. Üzerime doğru gelmeye başlayınca sağ elimi kaldırarak durmasını işaret ettim, hâlâ yüzüne bakmıyordum.

''İris...'' Dedi fısıldayarak. Ondan bana taktığı adı duymayı bekliyormuşum gibi gözlerimi kaldırıp gözlerine sabitledim. Ellerini etrafı göstermek istercesine çevirdi ve bir adım daha atıp durdu

''Bende senin gibi bir insanım.'' Evet, kesinlikle saçmalamış ve bir geri zekâlı gibi davranmıştım. Anlım kırışacak derecede kaşlarımı çattım. Düşüncesizce davrandığım için kendimden nefret etmiştim.

''Neden geldin? Kabul etmediğimi söylemiştim.''

''Sana seçenek hakkı sunmadım.'' Gözlerim aralandı. Dediğini yaptırmadan vazgeçmeyecek miydi?

"Bunu bana neden yapıyorsun?" elimi kaldırıp durdurdum. "Daha önemlisi, buraya benden önce nasıl geldin?"

"Tüm kestirmeleri biliyorum İris, daha önemlisi çok iyi bir arabaya sahibim." Ah, tabi ya daha önemlisi... Başımla anladığımı belirttim. ''Peki, ne yapacaksın? Kabul etmezsem, ne yapacaksın?''

"Zorlanmak mı istiyorsun?" Dedi tek gözünü kısarak ve tekrar üzerime geldi. Kafasını hafif bir açıyla bana doğru eğikti. "Sana zorla yaptırırsam daha mı iyi hissedeceksin?" Bir adım geri çekilince bir adım daha atmıştı. "Bana sinirli mi kalmak istiyorsun? Bu sayede suçluluk hissetmezsin, değil mi?"

Ürperdim. "Hayır, sadece kabul etmek istemiyorum." Bacaklarımın titrediğini belli etmemek için her geçen saniye daha fazla çiviliyordum botlarımı pütürlü zemine. İki elimi yumruk yaparak parmaklarımdan güç almaya çalıştım. Bir yere tutunmaya ihtiyacım vardı nitekim dizlerimin beni daha fazla taşıyabileceğini sanmıyordum.

KURALSIZNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ