Seventh Flower

161 36 11
                                    

Garip buluşma üstünden üç gün geçmişti. Bu üç gün boyunca sadece çiçeklerimle ilglenmiş, gelen müşterilere istedikleri çiçekleri vermiştim. Kunhang'ı doğal olarak o günden sonra bir daha görmemiştim. Yukhei'yi ziyaret etmem gerektiğini hatırlayarak dün onu tekrar ziyarete gitmiştim ve aşırı bariz olduğunu söylediği hislerim hakkında konuşmuştuk. Yukhei bile anladıysa sanırım gerçekten fazla barizdi. Kunhang bilerek mi görmezden geliyordu acaba, diye düşünmeden edemiyorum bazen. Belki de öyleydi. Kimse çiçekçilik yapan asosyalin tekiyle iletişim kurmak istemez sonuçta.

Düşüncelerimi dağıtan şey birden çalan çanın olmuştu. Düşüncelerimden sıyrıldığımda onu görmek beni sevdirmeli miydi üzmeli mi emin değildim ama aciz olduğum için birincisini seçmiştim.

"Çiçek çocuk, nedir seni bu kadar düşündüren?"

Sensin, diyemedim elbette. Bunun yerine hafifçe gülümsedim

"Sadece biraz yoğun bir gündü. Sizi buraya getiren şey nedir?"

Güzel gülümsemesni bana sundu ve kafasını iki yana salladı.

"Artık 'siz' demeyi bırakabilirsin. Arkadaş sayılırız değil mi?"

"Ah, alışkanlık kusura bakma."

Kıkırdadı ve elini çenesine koyup gözlerini kıstı

"Kendimi kız arkadaşıma affettirmek istiyorum çünkü pişman oldum. Elinde bunun için bir şey var mı?"

Bir kalp kırıklığı var, olur mu?

İçimden söylenerek dışarıya sadece gülümsememi sundum ve arkama dönüp yutkunarak mor sümbüllere doğru ilerledim.

"Bu kadar kolay pişman olacağınızı- yani olacağını düşünmemiştim."

Desteyi hazırlayıp ellerine verdiğimde yanlışıkla değen ellerimiz içimi yakmıştı. Onun ise umurunda olmamıştı ve gülümseyerek çiçeklere bakıp koklamıştı.

"Düşündüm ve onu ne olursa olsun istediğime karar verdim.

Hafifçe gülümseyerek kafamla onayladım ve uzattığı parayı aldım.

"Böyle sevilmek iyi hissettiriyor olmalı."

"Bilmem ki, o beni benim sevdiğim kadar seviyor mu emin değilim."

Para üstünü hesaplayıp eline bıraktım ve sandalyeme oturdum.

"Umarım seviyordur."

Söylediğim şeyle minnettarca gülümsemiş ve başıyla selam vererek dükkandan çıkmıştı. Ben ise acıyan kalbim ve dolan gözlerimle baş başa kalmıştım.

Flower Boy |Xiaodery|Where stories live. Discover now