Twelfth Flower

164 33 40
                                    

O gün beni şok eden cümlen ardından çiçekçimde beklenmedik bir yoğunluk vardı ve bu hafta resmen kafamı kaşıyacak vakit bulamamıştım. Ara sıra ziyaretime gelen Kun hyung ve flörtleştiği kıza çiçek almak için gelen Yukhei, oturup dinlenmeme sebep oluyordu ve bu güzeldi. Yukhei'nin bu kızdan ne zaman sıkılacağına dair bahis oynamıştık ve altı kişi aramızda tatlı bir rekabet söz konusuydu.

Sonunda yavaş yavaş çiçekçinin kapanma saati yaklaştığında kısık sesle açık olan şarkıyı mırıldanırken çiçeklerini suluyor ve yapraklarını okşuyordum. Çiçeklerimin ilgiye ihtiyacı olduğunu bildiğim için her gün çiçekçiyi kapatmadan önce onlara seçtiğim şarkıyı mırıldanıyordum.

Şarkının tam nakaratına geldiğim zaman çalan kapı çanıyla irkilerek arkamdaki duvara yaslandım. Kunhang'ı görmemle şaşkınca ona bakarken kafamı eğmiştim.

"Devam etseydin, sesin güzeldi."

Kafamı utanarak iki yana salladım ve yanımda bulunan kaktüsü düzeltip ihtiyacı kadar su verdim.

"Şey, kapatmak üzereyim. Birine çiçek mi alacaksın?"

Toprak bulaşan elimi üstümdeki önlüğe sildim ve merakla karşımdaki yüze baktım.

"Evet, birine değil ama kendime almaya geldim."

Anlamamış bir ifadeyle yüzüne bakarken o sadece gülümsemeyi tercih etmişti.

"Bir demet Xiao Dejun alabilir miyim?"

Sorduğu soru şaşkınca ona bakmamı sağlarken o ise hâlâ gülümseyerek bana bakıyordu.

"Neden şaşırdın? İkimizin de kafa boşaltmaya ihtiyacımız var gibi hissettim."

Gülümseyerek yüzüme bakması beni heyecandan deliye döndürüyordu.

"Şey... Evet. O-olur."

Saçma sapan konuşmam onu güldürürken yanaklarım kızarmıştı.

"Biraz bekler misin? Çiçekleri sulayayım, az bir şey var zaten."

Kafasıyla onayladığında tam suyu dökmek üzereydim ki terkar konuşmuştu

"Lütfen ben yokmuşum gibi rahat ol, şarkı söyleyebilirsin."

Her ne kadar utanmış olsam da çiçekleri sularken az önce yarım bıraktığım şarkıya devam etmiştim. Yanımda olduğunu bilmek beni heyecanlandırıyor olsa da sesimin kaymaması için kendimi oldukça tutuyordum. Şarkımla beraber çiçeklerle işim de bittiğinde kafamı kaldırdığında gördüğüm hayran dolu bakışlar kalp ritmimi resmen bozmuştu.

"Çiçeklerinin neden bu kadar güzel olduğu anlaşıldı."

Söylediği şeyle utanarak gülmüştüm. Kunhang ise eline bir pembe gül alıp bana uzattı. Dudaklarım şaşkınca aralanırken anlamını bilerek verip vermediğinden emin değildim çünkü eğer anlamını bilerek verdiyse bu bana karşı hisleri olduğunu gösterirdi, bunun olması ise bana resmen imkansız geliyordu.

Flower Boy |Xiaodery|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora