Sizlere başımdan geçen bir olayı nakletmek istiyorum. Adım Abdullah, 30 yaşındayım. Hüddamlık ilmini bitirmiş el almış birisiyim. Genellikle insanlara yardım ediyorum. Yaptığım iş gerekçesi ile bir sürü garip olayla karşılaşıyorum, alışkınım. Taki başımdan bu olay geçene kadar;
Günlerden Cuma idi. Bir hastam vardı, cinlerin musallat olduğu. Akşam onun yanına gidecektim. Her şeyimi hazırlamaya başladım. Kuran-ı Kerim, Birkaç büyü kitabı ve gerekli her şey. Hazırlığım bitmişti. Akşam ezanını bekliyordum. Ahmet gelip beni alacaktı. Ahmet hasta kızın babasıydı. Ezan okunmuştu, seccademi serip namaza durdum. Ama içimde daha önce tarif edemeyeceğim bir sıkıntı vardı. Namazım bitmişti, zaten kapı çalıyordu o arada. Kalkıp kapıya doğru yöneldim. Ahmet gelmişti, içeri girdi. Ahmet "Selamun aleyküm hocam, hazırsanız çıkalım" dedi. Ben de "Hele bir çay içelim, soluklanırsın sende. Çıkarız sonra" dedim. Ahmet gülümseyerek içeri girmişti. Ama gözündeki bitkinliği, sıkılmışlığı ve ümitsizliği görebiliyordum. Çay içmeye başlamıştık. "Ahmet anlat hele bakayım nedir durum, sıkıntı." dedim. Ahmet "Hocam çok büyük sıkıntıdayız. 1 Yıldır gitmediğimiz yer, hoca kalmadı. En son sizi tavsiye ettiler buraya geldik bizde. Kızım çok kötü durumda. Tahminimce büyü yapılmış. Artık durum o kadar kötü oldu ki biz bile görüyoruz. Ne huzurumuz kaldı nede mutluluğumuz hocam." dedi. "Sıkıntı etme Kardeşim Allah'ın izniyle çözeceğiz durumu" dedim tebessüm ederek. Ahmet'in biraz da olsa rahatladığını hissetmiştim. Çaylarda bitmişti, yola koyulduk arabaya binip. yaklaşık 4 saatlik bir yoldu. Sohbet muhabbet derken bitmişti yol. Vardık Ahmetlerin köye. Köye girer girmez kalbime bir ağrı girmişti. Belliydi büyük bir sıkıntı olduğu. Evlerine geldik, yenge hanım karşıladı bizi. İsmi Rabia idi. Çok güler yüzlü bir kadındı. İçeri geçtik, benim ağrım daha fazla olmaya başladı. Başım dönmeye başlamıştı, Ahmet'ten destek aldım düşmemek için. Ahmet "Hocam iyi misiniz ?" dedi. "İyim Ahmet iyim, sağ olasın. Ama ev hiç iyi değil" dedim. Ahmet "Nasıl yani hocam?" dedi. " Hele bir kızımızı göreyim anlatırım" dedim. Üst kattaydı odası kızın. Yukarı çıktık, sağ odanın kapısı açıktı. Uzanıyordu yatakta kızcağız. Perişan, bitkin haldeydi. Görünüşünden yaşı daha 17 olduğu belliydi. Gözyaşlarıma zor hakim oluyordum. İçeri girdik, yatağına oturup başını okşadım. Beni görünce gülümsedi ve dedi ki "Beni sen mi kurtaracaksın amca?". Zor yutkundum, boğazım düğümlendi. "Allah'ın izniyle" dedim tebessüm ederek. Sonra çıktık odadan. alt kata indik. Rabia hanım çay koymuştu. "Buyurun hocam çay hazır" dedi Rabia hanım. Oturduk çayın başına, ben sorular sormaya başladım. "Evde ne gibi şeyler oluyor?" dedim. Ahmet "Hocam geceleri uyuyamıyoruz. Sürekli kapılar tıkırdıyor, gölgeler geçiyor, eşyaların yeri değişiyor." dedi. Diğer taraftan Rabia hanım "Hocam ne huzurum kaldı ne başka bir şey. Yaptığımız yemeklerden bile tat alamıyoruz. Kızım 10 kilo verdi, perişan halde şuan. Allah için bize yardım edin, kurtarın bizi bu dertten." dedi. "Allah'ın izni keremi ile halledeceğiz" dedim. Çayları bitirdik. "Bana biraz müsaade eder misiniz" dedim. Ahmet ve Rabia hanım diğer odaya geçtiler. Lambaları kapattım, perdeleri çektim. Diz üstü oturdum. Biraz istihare ettim. Sonra Ahmet'i çağırdım. "Kızın yanına geçelim" dedim. Rabia hanım ve Ahmet'le birlikte kızın yanına çıktık. Yanındaki koltuğa oturdum. Kızın ismi Zeynep'ti. "Zeynep nasılsın ?" dedim. "İyim amca, biraz ağrılarım var" dedi. Sağlam bir soluk alarak "Zeynep odada kaç kişi var" dedim. "5 kişi amca" dedi. Ama sadece 4 kişiydik. Zeynep benim koruyucu cinimi de görüyordu. Ahmet ve Rabia Hanım korkmuştu. Malzemelerimi hazırladım, Zeyneb'i karşıma oturttum. Yere bir tas koydum, içini okunmuş suyla doldurdum. Başladım okumaya. Okudukça Zeynep hareketleniyordu. Zeynep dahada kötü olamaya başladı. Ateşi attığım an suya Zeynep yoktu artık. İçindeki Cinnia gelmişti. "Ne istersin bu masumdan ey melun" dedim. "Ben alacağım için geldim." dedi. Büyü olduğuna tam emindim. Hemde Azmr Büyüsü. O kadar kötü bit büyü ki birisinin yaşamı karşılığında diğerlerini alıyor cinler. Hemen koruyucu cinime evi kontrol etmesini söylemiştim, evde büyü vardı. Ben okumaya devam ettim. Zeyneb'in içindeki cin çok Güçlüydü. Ben okudukça o gülüyordu. En sonunda cinim gelmişti, büyünün yerini bulmuştu. Hemen alt kattaki tuvalete indim. Ahmet'ten kazma getirmesini söyledim. Şoka girmişti Ahmet, okkalı bir tokat attım. "Hemen getiriyorum hocam" dedi kendine gelerek. Tuvaletin taşı oynamıştı. Belliydi bir şey olduğu. Kazmayı getirmişti Ahmet. "Ya Rahmanı Rahim" diyerek vurdum. Kazdıkça pis bir koku geliyordu. En son içerisini açmıştım. Sağ tarafına, bebek üzerine çiviler, hayvan uzuvları ve kağıt üzerine yazılı büyüler. Hepsini ortaya çıkardım. Gerekli duaları okumaya başladım. Başım dönmeye başlamıştı, yere yığıldım. Ahmet ve Rabia hanım bayılmıştı korku ve kokudan dolayı. Dizlerimin bağı çözülmüştü, kalkamıyordum. Ellerimi açıp " Ey Kudreti sonsuz Rabbim, bu aciz kuluna güç kuvvet ver. Bu aciz kulunun dizlerini kuvvetlendir ki yardım edebileyim bu aileye. Sen sonsuz Hikmet sahibisin." Diye dua ettim. "Ya Allah" diyerek ayağı kalktım. Ne halsizlik vardı üzerimde nede korku. Yüce Rabbim yardım etmişti bana. Hemen okumaya devam ettim. Okudukça ev sallanıyordu. En son dualarımı edip kibriti büyülerin üstüne attım. Toz dumanı çıktı. Göz gözü görmüyordu. Sallanma durmuştu. 5 dakika sonra Ahmet ve Rabia kalmıştı. Hemen Zeyneb'in odasına koştuk. Yerde yığılmış kalmıştı Zeynep. Yatağına taşıdık. Aradan yarım saat geçti. Zeynep uyandı. Bana "Amca ağrı hissetmiyorum" dedi gülümseyerek. "Bitti Zeyneb'im bitti" dedim gözlerim dolarak. Zeyneb'i yatağa bıraktık. Bende çıkmak üzere aşağı inmiştim. Ahmet ve Rabia hanım "Hocam sizden Allah razı olsun. Siz olmasanız ne yapardık." diye teşekkürler ediyorlardı. "Estağfirullah ben sadece aracıyım." dedim. Çıktık Ahmet ile yola. Ahmet "Hocam Allah sizden bin kere razı olsun. O kadar mesut ettiniz ki bizi anlatamam." dedi. Tebessüm ile kaşılık verdim bende. 10 dakika geçmişti, Birden kalbim sıkıştı, elim ayağım boşaldı. Ahmet durdu ve "Hocam iyi misiniz ?" dedi. Bir şeyler ters gidiyordu. Ahmet'e " Hemen geri dönüyoruz, ters giden bir şeyler var." dedim. Ahmet direksiyonu ters yöne kırdı. Hızla geri döndük. Eve girdim hızlı bir şekilde. Zeyneb'in odasından barışma sesleri geliyordu. Yıldırım gibi çıktık üst kata. Kapıyı açtım ve Rabia hanım yerde yatıyordu. Zeynep ise havadaydı. Ahmet dona kalmıştı. ben hemen Zeyneb'i tutup aşağı çektim. Hissediyordum yakında bir yerde büyü vardı. Zeyneb'in üstünde olması daha ihtimaldi. kontrol etmeye başladım. sağına soluna bakıyordum. Yoktu hiçbir yerinde. Zeynep ağlıyordu, acı çekiyordu. Sırtını çevirip kazağını kaldırdım. Bakmaya başladım yazılı bir şey mi var diye. Kuyruk sokumunun sağ üstünde bir kabarıklık vardı. Elimi sürdüğümde kağıt şeklindeydi. Malzemelerim arabada kalmıştı. Ne yapacağımı şaşırdım. Soğukkanlılığımı koruyarak cebimdeki çakıyı çıkardım. Zeyneb'in orasını kesmeye başladım. Acı çekiyordu Zeynep, ben ondan daha çok acı çekiyordum bunu yapmak zorunda kaldığım için. Kestiğimde gördüğüm şey karşısında hayretler içerisinde kalmıştım. Muska çıkmıştı Zeyneb'in derisinin altından. Kim koymuş olabilir ki, hangi cani bunu yapmaya yeltenebilir. Hemen Zeyneb'in kestiğim yerine sarığımı bastım kan kaybetmesin diye. Duaları bağırarak okumaya başladım. Ev yıkılacaktı Sallanmaktan. Okudukça okudum, bitmeye yakınken muskaya kibriti vurdum ve yaktım. Her şey bitmişti. Ellerimi açtım ve " Ey Alemlerin Padişahı Sana sonsuz şükürler olsun." dedim. Ahmet ve Rabia kalkmıştı. Zeyneb'in yarasını dikmek için malzemelerimi getirdim. Yarasını diktim ve yatağına yatırdım. Gözlerini açmıştı Zeynep. "Nasılsın canım " dedim. Zeynep " Amca sen Allah mısın beni iyileştirdin." dedi. Elim ayağım titremişti bu söz karşısında. "Haşa tabi ki değilim" dedim. "O zaman Allah'ın dostusun çünkü ben dün gece hasta olduğumu Allah'a söylemiştim." dedi. Göz yaşlarıma hakim olamadım. Zeynep'e sarılarak ağlamaya başlamıştım bu sözü karşısında, Ahmet ve Rabia hanımda hakim olamadılar göz yaşlarına. Alt kata indik. Ahmet ve Rabia Hanıma durumu anlattım. Bayılmışlardı onlar. Şaşırarak " Hocam kim kızımıza böyle bir canilik yapar. Muskayı derisinin içine koyar. dediler. "Dikkat etmek lazım. Asıl düşmanlar bazen içimizde, bize en yakın kişiler olabilir. Ama Allah'ın izni ile bir şey kalmadı artık rahatsınız." dedim. Ahmet ile arabaya doğru ilerledik. Bitmişti sonunda her şey. Çok mutlu olmuştum.
Bu olay bundan 5 sene önce gelmişti başıma. Şuan Zeynep çok sağlıklı. Ara sıra beni ziyarete gelir. Onu her görünce dediği o söz aklıma gelir ve tüylerim dikenlenir. Selametle kalın...

ESTÁS LEYENDO
Türkiyede Yasanmis Cin Ve Hayalet Olayları 6
TerrorTurkiyede yasanmis olaylarla devam ediyoruz ...Bu kitapta kendimin ve arkadaşların yazdığı hikayelere de yer vermeye calisacagim