On

394 27 38
                                    

Pencerenin dışındaki manzaraya dalıp gitmişken derin bir iç çekti. Bu sefer yemeğini yemişti. Hatta tatlı siparişi bile verdi. Bu iştahlı hal Bora'nın hoşuna gitmişti.

''Ne düşünüyorsun?''

''İlk kez öpüştüğümüz anı.''

''Ahhh!'' dedi Bora, memnun bir ifadeyle. ''Ee?''

''Neden o zaman söylemedin bana hislerini?''

Konuşmanın aniden ciddileşmesiyle Bora yüzündeki tebessümü sonlandırdı. Çünkü hisler pek dile dökülmezdi, kaçamak hareketlerle ve yanaktan bir öpücükle belli edilirdi.

''Erdem'den hoşlandığını sanıyordum.''

''Ona hiç yüz vermezdim. Neden böyle düşünüyordun?''

''Bilmem... Sürekli etrafındaydı. Kızlar arasında popülerdi. Senin de kalbini çalmış olma ihtimali vardı.''

''Aptalın tekisin! Bunu biliyorsun, değil mi?''

''Belki de.''

Mira tebessüm edip tatlısından bir çatal aldı. ''Erdem'den hoşlanıyor olsam, neden seni öpmek isteyeyim?''

''Kendi ağzınla söylemiştin ya!'' deyip onu taklit ederek sürdürdü konuşmasını. ''İlk öpücüğümün sonrasında pişman olabileceğim biriyle olmasını istemiyorum Bora. Sen benim en iyi arkadaşımsın. Bunu senden başka kimseden isteyemem.'' Ağlanacak haline güldü. ''Resmen deney faresi muamelesi yapmıştın bana. Arkadaş kelimesi benim travmam olmuştu, biliyor musun?''

''Seni öpmüş olmamım güzel bir yanı yok muydu yani?''

''Vardı elbette. Nasıl olursa olsun sevdiğim kızı öpmüştüm.''

''Biliyordum, farkındaydım.''

''Farkında olduğunu ben de biliyordum. Herkes biliyordu! Bilmediğim ise hislerimizin karşılıklı olduğuydu.''

''O gece üç kere öpüştük Bora, üç kere! Anlamalıydın.''

''Bu çok kısa oldu Bora. Bundan bir şey anlamadım. Bir daha deneyelim Bora! Bunları söyledikten sonra üzerimde pratik yaptığını düşünmem yanlış olmazdı herhâlde.''

''Pratik mi?'' diyerek güldü Mira. ''Bora hem aptalsın, hem de safsın. Hoşuma gittiği için üç kere öpmüştüm seni. Eğer bitse de gitsek havalarına girmeseydin, elimden zor kurtulurdun.''

''Evet, maalesef bunu da çok sonra anlamıştım. Peki, Mira Hanım, siz neden söylememiştiniz hislerinizi?''

''İlk sen söylemeliydin.''

''Tek bahanen bu olamaz, değil mi?''

''Cesaret edememiştim. Aynı senin gibi.''

''O lanet ergenlik dönemimde ne kadar utangaç olduğumu en iyi sen biliyorsun. Sen ise aklına geleni söyleyen, aklına her eseni korkmadan yapan bir kızdın. Benim gibi değildin Mira. Çok rahat söyleyebilirdin.''

''Söyleyemedim işte!'' dedi Mira, üst gelmeye çalışarak. ''Sen de o kadar kalın kafalı olmasaydın, benim anladığım gibi anlasaydın.''

''Şöyle bir düşünüyorum da Mira. Kolaylaştırdığın hiçbir şey olmamış.''

Mira bir süre Bora'nın yüzüne baktı. ''Özür dilerim.'' dedi, samimi bir sesle. Sonrasında başka bir şey söylemeden gözlerini kaçırdı. Bora'nın bir şey söyleyeceğini sezdiği an ondan önce konuştu. ''Senin öptüğün ilk kız da bendim, değil mi?''

Bora az evvel dilenen özre karşılık bir şey söylemeye hazırlamıştı kendini. Ama şimdi o kasıtlı sessiz kalıp sırıtarak kahvesinden bir yudum aldı.

İki AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin