On İki

334 25 40
                                    

İçeri girdiklerinde Mira'nın etrafı iş arkadaşları tarafından sarıldı. Bu sebeple geri çekildi Bora, onları baş başa bıraktı. Kadınlar tebriklerini bitirip Mira'nın güzelliğini övmeye başlamışlardı.

''Bu gece için çok özendik.'' dedi Leyla. ''Ama işte ne yaparsak yapalım senin gölgende kalıyoruz.''

''Ee, bu gece birazcık da öyle olsun, değil mi?''

''Haklısın, doğum günün.''

''Herkes geldi mi? Eksik var mı?''

''Bütün ofis burada Mira Hanım.'' dedi Sena. ''Bora Bey'in arkadaşları da geldi.''

''Hande?''

''Şu şarkıcı olan kadın mı? Evet, onu gördüm. Siz davet ettiniz anlaşılan.''

''Ben davet ettim, evet.'' Derin bir nefes alıp verdi. ''Neyse hanımlar, bu gece herkes eğlenecek, ona göre." El çantasını şalıyla birlikte Sena'ya uzattı. "Sena bunları masaya bırak lütfen.''

Kadınlar birer birer ayrıldılar Mira'nın yanından. Geriye kalan Leyla ona yaklaştı.

''O kadını neden davet ettin? Yakın mısınız o kadar?''

''Değiliz ama... Davet etmek istedim, öylesine. İyi birine benziyor.''

''Bora da seninle aynı fikirde sanırım.''

''Nasıl yani?''

Leyla çenesini kaldırıp ileride bir yeri işaret etti. Mira o tarafa döndüğünde ilk Bora'yı gördü. Konuştuğu kadın ise Hande'ydi.

''Bu da dünden razıymış.''

''Ne dedin?''

''Hiç.'' deyip kalabalığa çevirdi yüzünü. ''Ben biraz dolaşayım, sonra yine konuşuruz.'' Hızlı sayılabilecek adımlarla yürüdü.

Bora'nın arkadaşlarının olduğu kısma gitti ilk. Cem ve karısı Esra ile samimi bir havada sohbet etti. Tuna ise yine mesafeli durmuştu. Oysa Tuna, Mira'nın da arkadaşı sayılırdı, beraber okudukları yıllar vardı. Ama Bora ile aralarındaki ilişki yüzünden ona hep böyle uzak durmayı tercih etmişti.

Arada bir Bora'nın olduğu tarafa bakmayı ihmal etmiyor, gördüğü manzara ise değişmiyordu. Sonunda dayanamayıp o tarafa gitmeye karar verdi. Ancak birkaç adım sonra aniden önü kesildi.

''Mira.'' deyip gülümsedi Erdem. ''Merhaba.''

Mira şaşkınlıktan biraz bocaladı. ''Merhaba.'' dedi sonra kendini zorlayarak. ''Gelmişsin.''

''Böyle bir fırsatı kaçıramazdım.''

Mira bu kez sırıtarak konuştu. ''Görüyorum.''

''Gönderdiğim çiçekleri beğendin mi?''

''Hangi çiçekler?''

''Şirkete gönderdiğim çiçekler.''

''Ah, ben bugün şirkete hiç gitmedim. Ama asistanım muhakkak almıştır çiçekleri. Teşekkür ederim.''

''Rica ederim. Senin eline geçmiş olsa daha çok memnun olurdum.'' Memnunsuzluğu Erdem'in yüzüne anında yansıdı. ''Tuna'yı gördüm ama Bora'yı göremedim.''

''Burada. Biraz evvel beraber geldik.''

Erdem'in keyfi biraz daha kaçtı. Etrafa bakındı, sonra konuyu değiştirmek ister gibi tebessüm etti.

''Uzun vakit oldu Mira, görüşmeyeli. Bir akşam yemek yesek nasıl olur?''

''Bora'nın boş vakti olduğunu sanmıyorum.''

İki AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin