0.2

5.5K 306 265
                                    

Elena Amaris harris'den

Şölenden sonra gryffindor ortak solonuna gittik ve daha ne kadar şanslı olabilceğimi düşündüm.

Kaldığım odada euphamia, khloe ve daisy calliope adlı bir kız vardı -muggle doğumluymuş-

Euphamia ve daisy ile de tanıştıktan sonra kendimi yatağıma attım.

Diğer üçü erkekleri çekiştirmeye başlamıştı daha ilk günden?

Gözlerimi uyumak amacıyla kapatmıştım ama kafama yediğim yastıkla hemen kalktım.

Kızlar gülmemek için zor duruyorlardı. Onlara sert bir bakış gönderdiğimde korkmuş gibi hemen önlerine döndüler.

Kimseden çıt çıkmazken khloe cesaretini göstererk konuştu.

Harbi nasil gryffindordu bunlar.

"Uyumak yerine bize katılmaya ne dersin?"

Hepsine tek tek baktıktan sonra kalkıp yanı boş olan euphomia'nın yanına oturdum.

Daisy bize bakıp iç çekince gözler ona döndü.

"Siz cok güzelsiniz bir de bana bakın!"

Diyerek yakındı ve göz devirdi.

Güzel değildim.

Euphomia yastığını alıp daisy'nin kafasına attı.

"Güzelmişiz gibi konuşma. En azından khloe ve amaris güzel"

Gözlerimi devirerek konuştum.

"İlk olarak amaris demeyin ikincisi nerem güzel? Delirdin mi!"

"Neden amarisi kullanmıyorsun?"

Soruyu soran khloe'ye döndüm.

"Annemin ismiymiş diye duydum ama yalan da olabilir her neyse elena daha güzel."

Diyerek gülümsedim.

"Daisy sakın çirkinim deme yoksa senin için lanetler öğrenip üstünde uygularım!"

Euphomia'nın tehtidiyle ona baktım. Evet yapardı.

Ardından daisy'e baktım.

Kesinlikle çirkin değildi. Omzunun üstünden bir kaç parmak kısa kahverengi dalgalı saçları ve yuvarlak yüzüyle tatlıydı.

Yuvarlak pencereli gözlüklerinden gözlerini tam olarak seçemesem de ela olduğu anlaşılıyordu.

Ardından khloe'ye baktım. Turuncu ve belinde kadar geldiğini tahmin ettiğim koyu turuncu saçlarıyla yeşil gözleri ben burdayım diye bağrıyordu. Düğme şekilindeki burnunu parmaklarımın arasına alıp sıkmak gelmişti içimden...

Euphomia'ya bakmak için kafamı yanıma çevirdiğimde gür sarı saçlarla karşılaştım. Evet ben de sarışındım ama euphomia'nin saçları daha belirgin bir sarıydı. Gözlerinin kahverengiliği ve tenin açıklığı tüm dikkati gözlerinde toplanmasını sağlıyordu.

Diğerlerinin aksine biraz daha dolgun olan dudakları 11 yaşındaki bir kız için fazlaydı.

Euphomia'yı incelemem bittiğinde gözlerimiz buluştu.

"Hepimizi inceledin ne düşünüyosun?"

Ardindan gelen kıkırdama sesleriyle göz devirdim.

"Hepiniz çok güzelsiniz.."

Kısa bir cevap vererek konudan sıyrılmayı hedefledim.

"Aynaya bakmıyor musun? Sende çok güzelsin."

𝐒𝐓𝐎𝐍𝐄 𝐇𝐄𝐀𝐑𝐓 < 𝐓𝐌𝐑Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz