𝐒𝐓𝐎𝐍𝐄 𝐇𝐄𝐀𝐑𝐓 < 𝐓𝐌𝐑

0.9

|4 Ay sonra|

Yazar'dan

Hogwarst' da yeni bir dönem başlamıştı.

Her bina dişini tırnağına takıp çalısıyordu.

Geride bıraktıkları üç ay bazılarına çok yavaş bazılarına çok hızlı geçmişti.

Bütün bir yıl güçlerine çalışan elena artık sözsüz ve asasız çok güçlü büyüler yapıyordu.

Bunun dışında hayatının en güzel aylarını geçirmişti.

Babasıyla tanışması ve sık sık olmasa da sürekli görüşmeleri.

Doğum günün de babası genç kıza bir kolye göndermişti.

Not olarak da;

"Artık annenin kolyesini takmana gerek yok elena'm, bu kolye eminim daha çok yakışıcaktır ;)"

Genç kız istemese de annesinin kolyesini çıkarıp babasının gönderdiği hilal ay kolyesini takmıştı.

Üstünde çok küçük bir biçimde yazılmış şekilde E. Amaris yazıyordu.

Ne kadar soyadını kullanmak istese de albus buna izin vermiyordu.

Genç kız iyice yakınlaştığı arkadaşlarında sevgiyi ararken hep eksik hissediyordu kendini.

Babasını özlediği için mi yoksa gerçekten sevemediği için hissettiği bir boşluk muydu emin olamıyordu.

Ama arkadaşlarına güveniyordu, bu yüzden sevebilceğini düşünüyordu.

Eski arkadaşları, khloe ve daisy genç kıza düşman kesilmişlerdi.

Sürekli gözleriyle genç kızı öldürüyorlardı.

Elena her bunu fark ettiğinde -en azından gözleriyle- öldürmekten beter ediyordu.

Buna şahit olanlar ve genç kıza korkarak bakanlara da aynı şekilde baktığında keskin bakışları okul gündemine yeniden gelmişti.

Ravenclaw'lı öğrenciler yılın başında okul gazetesi çıkarmaya karar vermişlerdi.

Ne kadar kapakta olmasa da içerisin de illa elena'nın sert bakışları adlı bir başlık oluyordu.

Genç kız ise bu durumu boş verip sinirlenmemeye çalışıyordu.

Albus her şeye karşın sakin kalmasını istemişti.

Albus içten içe pişmanlık yaşıyordu. Üstünden yıl geçmişti ama hâla kıza söylemediği güçleri vardı.

Albus, garllet'le bu durumu konuştuğunda telaşlanmıştı. Ama bilmesi gerektiğini savunmuştu.

Albusun endişesi daha çok korkuydu.

Genç kız gücü seviyordu. Güç için çalışıyor her geçen günkinden daha güçlü oluyordu.

Aynı babası gibi muggle düşmanı olduğundan dolayı da babası gibi olmasından korkuyordu.

Ama söylemezse kendine zarar verebilir düşüncesi de zihninin merkezindeydi.

Bu yüzden genç kızı sürekli gözlemliyordu.

Tom riddle yeni okul yılıyla topladığı yandaşlarıyla toplantı yapıcak bir yer aradı.

Albus ne kadar elena ile ilgilense de bir gözü riddle'daydı.

Tehlikeyi hissediyordu, bu yüzden riddle'dan uzak duruyordu.