17. Bölüm

7K 58 16
                                    

Taksi, Bilge'nin Büyükçekmece'deki evinin önünde durdu.

Bilge, taksiciye ücretini ödedi ve arabadan indi. Ardından Cengiz, Venüs ve Aras da taksiden indiler.

Cengiz, eve girdiklerinde hayranlıkla etrafına baktı. Ev, üç katlı bir köşktü. Salonu büyüktü ve cam duvar bulunduğu yer büyük bahçeye bakıyordu. Salonda bir şömine, iki üç koltuk, bir televizyon, kitaplık ve bilardo masası vardı. Bahçede ise büyük bir havuz, sıra sıra dizilmiş köpek kulübeleri, büyük bir çınar ağacı ve elinde vazo bulunan bir kız heykelinin bulunduğu bir fışkiye yer alıyordu. Kulübelerin arkasında tırmanılamayacak kadar uzun bir duvar bulunuyordu.

Cengiz, gülümseyerek "eviniz çok güzelmiş Bilge hanım." dedi.

Cengiz'e Venüs yanıt verdi ve "öyledir." dedi. Hiç mütevazi olmaya niyeti yoktu.

Salona, hizmetçi Gülnihal girdi ve "hoş geldiniz." dedi.

"Bir arzunuz var mı?"

Bilge, Gülnihal'e baktı."Çok yorgunum, hemen yatacağım." dedi ve Cengiz, Aras ve Venüs'e döndü.

"Sizin bir isteğiniz var mı?"

Venüs, gülümseyerek "biz hallederiz, sen dinlen." dedi ve annesini sımsıkı sarıldı.

Bilge, Venüs'e sarıldıktan sonra yukarı çıktı ve odasına girdi. Yatağa oturdu ve uykusuz gözlerini yorgunlukla ovaladı. Birkaç dakika zemine bakarak oturdu ve düşündü. Sonra ayağa kalktı. Üzerindekileri yavaşça çıkardı ve odasının banyosuna girip kendisini duşun altına attı. Kısa ama rahatlatıcı bir duştan sonra kurulandı ve üzerine sabahlığını geçirdi. Telefonunu eline aldı ve yatağa uzandı. Rehberinde olmayan bir numarayı yazdı ve arama tuşuna bastı.

"Buyurun hanımefendi?"

Bilge, "adamlarımı vurmak zorunda değildin Muzaffer!" diye kendisine hakim olamayarak sesini yükseltti. Sesinin biraz yüksek çıktığını fark ederek alçalttı.

"Adamlarımı vurmadan da beni kaçırmışsın süsü verebilirdin. Kaçıracağın zamanı, yeri bana söyleyebilirdin."

Muzaffer, "üzgünüm hanımefendi." dedi.

"Ama oyunumuza insanların inanması için gerçekçi ve gürültücü olmak zorundaydım."

"İpleri eline almaya çalışma! Eğer bir daha benden habersiz bir şey yaparsan ve ipleri ele almaya, işleri tek başına yürütmeye kalkarsan mahvederim seni!"

Muzaffer, Bilge'nin ses tonundan hoşnut olmasa da patronuna karşı çıkamadı. "Emredersiniz hanımefendi." dedi.

"Zaten her şey sizin istediğiniz gibi gidiyor. Oğlunuza yanlış yapan Bilal artık yok. Oğlunuz bu işlerden uzak kalmayacak ve kızımla tanışıp evlenecek."

Bilge, yumuşadı ve "güzel." dedi. Sesini yine biraz yükseltti. 

"Akşam olanlardan haberdar olmak istiyorum. Benden saklanan tek bir olay, tek bir sır bile olmayacak!"

Muzaffer, "emredersiniz hanımefendi." dedi.

Bilge, "görüşürüz." dedi. Telefonu kapatıp baş ucu sehpasının üzerine bıraktı ve gözlerini kapatıp yorgunluğun ve uykusuzluğun tesiriyle hemen uykuya daldı.

🟡Bölüm Sonu🟡

Sahte İzdivaç (+18 Erotizm) (Düzenleniyor)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang