8.Bölüm O İlk Kez Ağlıyordu

219 14 7
                                    

 Çarşıya geldiğimizde büyük bir heyecan duydum hep orayı görmek istemiştim ve bir de harabeleri bu iki yer gezmek için çok iyiydi ve bu iki yeri gezdikten sonra turumuz bitecekti.

Çarşıda biraz gezindik açıkçası burada ucuz kot satan yerler olduğunu duymuştum ve gerçekten de öyleydi. Yanımızda restoran ve kafeler vardı birine girmek için ilerledik ismine baktığımda isminin 'Yudumla' olduğunu gördüm içerideki masalardan birine oturduk "bu mekanın en güzel içeceği karadut şerbetiymiş içmek istemisin?" diye sordu Emir bende mekanı incelerken hafifçe başımı salladım.

Bir garson geldi ve siparişleri aldı az sonra şerbetlerimiz geldi,tadını çok beğenmiştim sonra kalktık ve harabeleri görmek için yola koyulduk.

Geldiğimiz yer çok güzeldi giriş için bir miktar para verdik ve içeri girdik tarih dersinden hatırladığım kadarıyla buradaki kazı çalışmaları hala devam ediyordu.

Yeni aldığım kararla  Emir ile resmi konuşmaya başladım  "gidelim mi artık? Emir  bey " diye sordum birden bana döndü "hey Bey mi? Bana neden resmi hitap ediyorsun?" dedi yüzünü buruşturarak.

"sana samimi davranmam hataydı zaten.Daha yeni tanıştık ve ben ne olduğunu bilmediğim bir konuda sana güvendim" gözlerini biraz kıstı "beni yakında daha iyi tanıyacaksın" geçen sefer dediklerini hatırladım "unuttun mu bu görevden sonra bir daha görüşmeyecektik" dedim ukalaca hatta meydan okurcasına "bencede gidelim" dedi sinirle soluyarak.

"burası sende kafa yaptı.." diye mırıldandı ve çıkışa doğru ilerledi bende gözlerimi devirip arkasından ilerledim.

Otel odasına geri döndüğümüzde çok yorulmuştum kendimi direk yatağa atım "ben uyuyacağım" dedim ve yatağın yumuşacık yastığına kafamı koydum. Sıcak ve güvende hissetmemi sağlayan hep yorgan olmuştu çünkü o hep koruyup kollardı,seni sımsıkı sarardı,üşümeni engeller seni sıcak tutardı.

"tamam Deniz Hanım" imayla çıkan bu sese karşı gözlerimi devirmek istesemde sadece "haha çok komiksiniz Emir Bey" dedim ve gözlerimi kapattım onu umursamamak en iyisiydi.

Bu yaptığımız şeylerin mantıklı bir açıklaması var mıydı?

Emir  görevi bana neden anlatmıyordu?

Hepsini kafamı sallayarak kafamdan attım ve uykunun yumuşacık güvenli kollarına kendimi bıraktım.

  Sabah gözlerimi açtım ve tavana baktım ben uyurken tavanı mı boyamışlardı? Tavan her zamanki gibi beyaz değilde siyahtı yatakta doğruldum bu oda krem-beyaz değildi siyah-beyazdı ve uyumuna bayılmıştım,şimdi bunları düşünmemeliydim,ben nerdeydim?

Ayaklarımı yataktan aşağı salladım ve soğuk zeminle ayağımın buluşmasıyla içim titredi. Ayağa kalktım ve adımlamaya başladım odadan çıktığımda oturma odası olduğunu tahmin etiğim yere doğru döndüm. Televizyonun karşısında oturan bedene baktım bu Emirdi onun yanıda doğru gittim yanına vardığımda kafasını bana çevirdi "ah demek uyanmaya karar verdin" dedi sırıtarak. Sırıtması hoşuma gitmişti.

"burası neresi?"diye sordum merakla kaşlarını yukarı kaldırdı böyle çok sevimli görünüyordu. Saçmalama Deniz sus artık "Evde"dedi ve güldü bende çok komik bakışıyla baktım ona sonra sustu "işte görvin devamı" dedi etrafını gösteterek "Antalyadayız" şok olmuştum o telefondaki konuştuğu adam..meğerse benim hakkımda konuşuyormuş.Emir ve ben Antalyaya gidecektim ve şu anda tam orada Antalyadaydık şaşkınca yüzüne baktım. Benden habersiz beni neden getirmişti?

Kaşlarımı çatım "haber verip de götürebilirdin" dedim.Tepki vermek yerine  "aslına bakarsan benim karnım aç" saçma bir bakış attım "konuyu değiştirmene gerek yoktu " dedim ve gözlerimi devirdim ve onun çaprazında duran tekli koltuğa oturdum "hey kalk aşağı yemek yemeye ineceğiz" dedi bende ayağa kalktım ve yatak odasına gittim.

Sadece SenWhere stories live. Discover now