13

399 27 4
                                    


"Dört kişiydik. Annem, babam, ablam ve ben. Aslında çok mutlu bir aile değildik. Babam genelde işten gelmezdi eve fazlasıyla çok çalışırdı. Geldiğinde ise sarhoş olurdu ama bize zarar vermezdi. Annemiz mutlu bir kadın dı dünyaya olumlu bakardı ve bizi güldürüp neşelendirirdi."

Jennie anlatmaya başladığından itibaren elleri ile oynamayı bırakmamıştı gerçekten stres oluyordu. Yoongi onun hareketlerini dikkatle izliyor ve söylediği bazı şeyleri not alıyordu.

"Ablam Kim Jisoo gerçekten dünya güzeliydi. Küçük yaşta bile civardan anneler onu oğluna almak isterdi. Genç yaşına geldiğinde ona bir çok görücü gelmişti. Babam hepsini reddetiyor ve kızının kendine kalmasını istiyordu. Çoğu komşu onun artık evlendirilmesinin gerektiğini yoksa ilerde güzelliğinin gidebileceğini söylerdi. Babam reddetti. Ablam hala güzeldi ama gücünden düşmeye başlamıştı. Biz köyde orta durumlu bir aileydik. Babam ablamın evlenmek için böyle yaptığını düşünürdü."

Yoongi dikkatlice dinliyordu. Kore de hala bazı yerlerde bu zihniyet vardı. Yıl belki 2000 olmuştu fakat zihniyet değişmiyordu. Hep aynıydı.

"Ablam dışarı çok çıkmazdı. Çıktığında ise sevdiği oğlan ile yani Suho ile buluşurdu. Suho da onu beğenirdi ama onu sadece beğenirdi. Ablam bunu anlamazdı ve benim Suhoyu kıskandığımı düşünürdü. Babam bir gün kendi istediği bir damat adayını eve getirtmişti. Ablam da o hafta gerçekten kötüydü. Bana babamı vazgeçirmem için yalvarmıştı ve bende onun zaten hasta olduğunu ve biraz daha iyi hasta rolü yapsa. Damadın annesinin onu istemiyeceğini söylemiş içeri gitmiştim"

Jennienin gözünden bir kaç damla yaş akmıştı. Yoongi buna aldırmamaya çalışarak dinliyordu. Jennie ise kendini güçsüz ve çaresiz hissediyordu.

"İçeri girdiğim de gördüğüm kişi Suho dan başkası değildi. Babam kızı için sürpriz yapmak istemişti. Normalde böyle şeyler yapmayan babamın böyle bir şey yapması şaşırtıcıydı ve hiçte yeri değildi. Ablam içeride kendini kötü göstermeye çalışırken Suho ve ailesi kapıya doğru ilerliyordu. Ne yapacağımı bilememiştim. Sadece öyleve gülen annem ve babama bakıp olumsuz anlamda başımı salladım. Suho ile ailesi içeri girdiğinde..."

Jennienin gözünden yaşlar akıyordu. Yoongi ayağa kalktı ve yakında bulunan peçeteyi alıp Jennieye uzattı. Aslında o yaşları kendisi silmek istedi. Jennie biraz su içtikten sonra derin bir nefes aldı ve anlatmaya devam etti.

"Ablam ağzında köpükler içinde duruyordu. Suho ne olduğunu anlamadan öylece bakıyordu. Ablamın gözleri bomboş bakıyordu. Kalakalmıştım. Onun sadece rol yapmasını istemiştim fakat o başka bir şey yapmıştı ama ne yaptığını bilmiyordum. Herkes birbirine bakarken. Benim gözümden yaşlar aktı. Suho beni süzdü. Aramızda on yaş fark vardı. Annesine dönüp 'Jisooya gerek yok, jennie de olur' dedi. Annesi ile babası onu bir kaç şey mırıldanarak götürdüler. Babam dehşet içinde bana baktı 'bir erkek için ablanımı zehirledin?' diye sordu bana ben kafamı hayır anlamında sallasamda nafile. Babam ablamın bedenini kucağına aldı ve köydeki doktorun yolunu tuttu."

Jennie gerçekten şuan berbat bir haldeydi. Yoongi ona sarılıp onun başını omzuna yaslamak ve ona güven veren şeyler söylemek isterdi fakat şuan sadece not alıyordu.

"Ablam sakat kalmıştı. Eve getirilmesini beklediğim süreçte annem bile anlattıklarıma inanmamıştı. Ablam eve geldiğinde ise annem ile dehşet içinde kalmıştık. Eskisi gibi güzel olmasını çok bekleniyorduk ama ona başka bir şey olmuştu. Sırt kemiği iyice dışarı çıkmıştı. Siyah saçları darmadağın olmuştu. Derisinin rengi farklıydı. Gözleri ise bir zombiden farklıydı. Bir çocuk için korkunç bir görüntüydü. Onu gördüğüm an adım adım arkaya doğru adımladım babama çarpana kadar... Babam beni kendine döndürdü 'ablana artık sen bakıcaksın' dedi. Titreyen ayaklarım ile korkarak ablama baktım. Küçükten beri cesur değildim ve bu gerçekten benim için kötüydü. Ablamdan korkmam benim için utanç vericiydi o benim ablamdı ama elimden bir şey gelmiyordu... Çaresizce anneme baktım. O da aynı görüşte olucaktıki bana soğuk gözleri ile bakıyordu"

Jennie bardağında kalan son kahve yudumlarını içti ve derin bir nefes aldı. Yoongi not defterinden kafasını Jennieye çevirdiğin de Jennie titriyordu. Yoongi hemen ayağa kalktı ve yanına gitti onu hafifçe sarstı "Jennie, iyimisin?" Jennie cevap vermiyordu.

Yoongi onu sarsmaya devam etti ve daha sonra onu koltuğa yatırıp nemli bir bezle yüzünü sildi. Terlemişti. Bilinci açıktı bunun farkındaydı ama anıları gözüne gelmişti.

"Jennie, kendini kaybetme bunlar sadece anı bunu unutma bak ben burdayım..."

My Patient | YoonnieWhere stories live. Discover now