40

1.4K 84 6
                                    

"Doğa?"

Adımı mırıldanan bir ses duyuyordum. Gözlerimi açmaya halim bile yoktu. Kuruyan boğazımı ıslatmak için yutkunup yavaşça gözlerimi açtım. Kartal dibime oturmuş başımı okşuyordu.

"Sonunda... Bir an uyanmayacaksın diye çok korktum."

Cevap vermeden başımı eğip koluma baktım. Bileğimdeki sargı bezine bakıp gözlerimi tekrar kapattım.

"Doğa aç hadi gözlerini. Konuşalım."

"D..." boğazım o kadar kurumuştu ki konuşamıyordum. Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Bir bardak su arıyordum.

Masada duran bardağı alıp başımı kaldırdı. Bir kaç yudum içtikten sonra nefesimi toparlayıp doğruldum. Beni yine bu cehenneme kendi evine getirmişti.

"Benim burada ne işim var?"

"Ne demek ne işim var Doğa. Burası senin evin."

Üstümdeki battaniyeyi yere atıp Kartal'ı ittim. Bileğime çok fazla baskı yaptığımda sızlıyordu. Dikkat etmeye çalışarak ayağa kalktım. Kartal kolumdan tutup beni durdurmuştu.

"Doğa gitme."

"Bırak."

"Gidemezsin."

"Sana bırak dedim."

"Ben de sana hiç bir yere gidemezsin dedim!"

Sesini yükselttiği için gözlerine öylece baktım. Laftan anlamıyordu. İnsanların hayatını karartıyor ve bunu umursamıyordu bile. Ben arkadaşımın cenazesine gitmiştim. Beraber hayaller kurduğum insanı kaybetmiştim. Hala yüzüme nasıl bakabiliyordu.

Telefon sesiyle ikimiz de birbirimize bakmayı kestik. Kartal telefonunu çıkartıp bakmadan açmıştı. Bir yandan telefonu dinliypor bir yandan beni tutmaya devam ediyordu.

Birden kaşları çatılunca kötü bir şey olduğunu anlamıştım. Artık kaldıramıyordum. Bir kötü haber daha duymak istemiyordum. Telefonu kulağından indirip hopörleri açtı.

"Doğa?"

Bakışlarımı Kartal'a çevirdim. Bu kadın da kimdi? Beni nereden biliyordu?

"Beni duyduğunu biliyorum. Özgür şu an benim elimde. Fakat onun elinde de birisi var. Buraya gelmen gerekiyor."

"Anlamadım?"

"Geldiğin zaman anlayacaksın."

Telefon kapanınca bileğimi ovuşturarak Kartal'a baktım.

"Annen Doğa. Onun elinde."

"Ne?"

"Gitmemiz gerekiyor."

Kolumdan tekrar tutup beni sürüklemeye başladı. Engel olup durmuştum.

"Annem neden onun elinde?" dedim titreyen sesimle.

"Belli ki hala doymamış."

"B-Bu ne demek? Kartal bana her şeyin bittiğini söylemişti. Neden şimdi annemi aldı?"

"Bilmiyorum öğrenmek için gitmemiz gerek."

Tekrar beni sürüklemeye başladığında engel olmadan peşinden koşmaya başladım. Koşar adımlarla ikimiz de arabaya bindik. Kemerimi bağladığımda arabayı çalıştırmıştı.

Bana her şeuyin bittiğini söylemişken şimdi neden annemi almıştı? Anlayamıyordum. Kafam artık almıyor kalbim kaldırmıyordu. Bir acı daha kaldıramazdım. Yapamazdım. Bu sefer dayanamazdım.

Araba durduğunda Kartal'a baktım. Kemerini çözerken etrafıma bakındım. Normal bir villanın önünde durmuştuk. Bu kadar kısa sürede geleceğimizi bilmiyordum. Bakit kaybetmeden bende kemermimi çözüp arabadan indim.

Onun önünden geçip koşmaya başladım. Evin içine girdiğimde gördüğüm manzarayla donup kalmıştım. Annemin boğazından tutmuş başına silah dayamıştı. Ona silah tutan kadına baktığımda bir sene öncesinde depoda hayatımı kurtaran kadın olduğunu fark etmiştim.

"Yaklaşmayın!"

"Tamam! Özgür bırak o kadını."

Özgür'ün bakışları bana çevrildiğinde Kartal gelmiş ve beni arkasına almıştı.

"Başrolümüz de gelmiş. Herkes burada olduğuna göre bir şeylere açıklık getirmenin zamanı geldi."

Kartal'ın arkasından çıkıp Özgür'e yaklaştım.

"Neden? Hani her şey bitmişti. Şimdi neden her şeyi başa sardın?"

"Evet bitmişti! Her şey bitmişti! Peşinizi bırakmıştım! Ama o arkasına sakladığın kişi evime tuzak kurmuş! Evimin önüne geldiğim anda bomba patladı! Ne yazık ki yine beni öldüremedin Kartal Artuğ!"

Kartal kolumdan sıkıca tutup beni tekrar arkasına almıştı. Yine bu pislikle mi uğraşmıştı. Yine aynı hataya mı düşmüştü.

"Ben evine tuzak filan kurmadım. Şimdi bırak o kadını."

Tetiğini çektiği anda çığlık atmıştım. Herkes korkarak bir adım geri çekilmişti.

"Yapmadın öyle mi! Ses kayıtları öyle demiyor Kartal Artuğ! Beni canımla tehdit ettin! Ve bil bakalım bedelini yine kim ödeyecek!"

"Hayır!" demiştim. Sesimin yettiği kadar yüreğimin yandığı kadar bağırmıştım. Kartal'ı önümden çekip ellerimi uzattım.

Annem onun elinde göz yaşlarımiçinde korkudan titriyordu. Yine bedelini bana ödetmeyecekti. Bunu bu sefer yapamayacaktı.

"Beni al! Beni öldür! Eğer o tuzağı bu adam kurduysa bedelini bana ödet! Bir başkasının canını alma!"

"Doğa!"

"Kes sesini!"

Kartal'ın sesini duydukça delirecek gibi oluyordum. Beni alacaktı. Bu adamın günahı bana kaldıysa ben ödeyecektim ben çekecektim. Hiç bir zaman beni sevmeyen annem değil.

"Bu kadının çocuğu var. Lütfen azad et onu. Beni al. Zaten elimden her şeyi aldın. Beni al yalvarırım."

Alayla düşünmüş gibi yaparak güldüğünde beni ciddiye almadığını fark etmiştim.

"Aslında vazgeçtim. Onu alacağım."

Silahı birden o gizemli kadına tutup bir el ateş etmiş aynı anda adamları da diğer adamlara ateş etmişti. Annemi yere atıp silahı Kartal'a doğrultmuş ve omzuna nişan almıştı.

Silahtan çıkan o gürültülü sesin ardından gözlerimi açarak Kartal'a baktım. Yüzü kıpkırmızı olmuş boynunda damarlar belli olmuştu.

"Kartal!"

Yere düşmesini engelleyerek belinden yakalamıştım. Özgür ve bir kaç adamı haricinde herkes yaralanmıştı. Silahı bize doğru tutarak yaklaştı.

"Gidiyoruz."

"Hayır..." demiştim ama beni dinlememişti.

Bakışlarım anneme gittiğinde yerden zar zor kalkmış ve koşarak evden çıkmıştı. Kartal kucağımda bana bakıyordu. Adamlar onu elimden aldığında Özgür kolumdan tutup beni ayağa kaldırmıştı.

"Yürü!"

"Yalvarırım bırak!"

Dinlemeden beni de peşinden sürüklemeye başladı. Evden çıkarken durup beni de durdurdu. Vurulan kadına silahını tekrar doğrulttu.

"Bu aralar ayağıma çok bağ oluyorsun. O bağları koparmanın zamanı helmş de geçmişti bile."

Kadın omzunu tutarken Özgür ateş etti. Bu sefer kurşun kadınım göğsüne isabet etmişti. Ağzımı kapatarak karşımda can veren kadına baktım.

"S-Sen ne yaptın!"

"Yürü!"

ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin