Kapı sesiyle gözlerimi açıp etrafa baktım. Daha kendime gelemesen kapı açılmıştı.
"Yenge?"
Yataktan doğrulup kapının diğer ucundan beni izleyen Uğur'a gelmesini işaret ettim.
"Uyandırdığım için özür dilerim."
Hala neler olduğunu çözmeye çalışıyordum. Uğur karşımda bana bakmadan konuşmaya çalışırken neler olduğu beynime şimşek gibi çarpmıştı. Yataktan hızlıca kalkıp ellerimi anlıma koydum.
"Silah sesleri! Fisun hanım!"
"Sakin ol. Annem iyi. Doktor az önce gitti."
"Neler oldu?"
"Bende anlamadım. Annem birden bayıldı. Abim onu hastaneye götürmek için kucakladığında eve ateş etmeye başladılar. Sonrasında sen bilincini kaybettin."
Uğur'un kolundan tutup gözlerimi açabildiğim kadar açtım.
"Kartal!"
"Bende-"
"Uğur! Onu öldürmeye gitti!"
"Ne?"
Ona açıklama yapacak zamanım yoktu. Koşarak odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Salondaki cam parçalarını temizleyen çalışanları umursamadan kapıya yöneldim.
"Yenge dur! Nereye gidiyorsun!"
"Onu durdurmamız lazım! Uğur! Acele etmemiz lazım!"
"Bir dakika anlamıyorum-"
Onu dinlemeden kapıyı açıp koşmaya başladım. Bahçenin içine dört tane araba ardı ardına durmuştu.
Koşmayı bırakıp arabadan inenlere baktım. Kartal elini tutarak kaşları çatık şekilde arabadan indiğinde titreyen dudaklarımı ıslattım.
"Hayır, hayır..."
"Abi!"
Uğur'un sesiyle Kartal başını kaldırıp ikimize baktı. Öylece durmayı bırakıp ona koştum. Kollarından tutup korkarak gözlerine baktım.
"L-Lütfen hiç bir şey-"
"Yapmadım."
Rahat bir nefes verip boynuna sarıldım. Karşılık vermeyince kaşlarımı çatarak boynundan ayrıldım. Sanki bunu bekliyormuş gibi yanımdan öylece geçip Uğur'un karşısında durdu.
Aralarında saniyeler süren konuşmanın ardından ikisi de eve girdi. Ben ise olduğum yerde bomboş kalmıştım. Bana sarılmaması ve soğuk davranışlarını yaşadıklarına verip arkalarından gittim.
Onun odasında yatan Fisun hanımın yanına oturmuş elini tutuyordu. Kapının ağzında ellerimle oynayarak onları izledim.
Annesini her ne kadar kabullenmek istemese de ona bir şey olacak diye ödü kopuyordu. Aslında hala annesini arayan küçük bir çocuktu. Sadece bunu kabullenemiyordu.
Uğur önüme geçip onları izlememe engel olunca bakışlarımı ona çevirdim.
"Bizi biraz yalnız bırakır mısın?"
"Tabi..."
Kapıyı birden yüzüme kapatması beni şaşırtmıştı. Kartal'ın ailesiyle yalnız kalmasını istesem de yüzüme kapanan kapı istemsizce beni üzmüştü.
Başımı eğerek kendi odama doğru ilerledim. Kapıyı usulca ardımdan kapatıp yatağıma oturdum.
Aslında bunda yanlış anlaşılacak bir şey yoktu. Sadece bazı şeyleri konuşmaları gerekiyordu o kadar.
Gözlerim istemsizce dolmuştu. İçimde hissettiğim o korkuyu bir türlü engelleyemiyordum. Ya Fisun hanım ölürse o zaman Kartal'ı nasık toparlayacaktım?
Onu teselli edecek hiç bir şeyim yoktu. Dağılırsa bir daha onu asla toparlayamazdım.
Masanın üstünde sızlayan telefonumun sesiyle düşüncelerimden ayrılıp gelen mesajı açtım.
'Doğa ben Koray. Üç gündür okula gelmiyorsun. Seni merak ediyorum. Kapının önündeyim. Bir kaç dakikan varsa gelebilir misin?'
Numaramı ona verdiğimi hatırlamıyordum. Nasıl bulmuştu?
"Gül!" dedim sinirle. Tabi ki de o vermişti. Nasıl düşünemezdim.
Kartal'ı ailesiyle tamamen yanlız bırakmam belki de daha iyi olur diye düşünerek odamdan çıkıp aşağıya indim.
Üstümdeki hırkamı daha çok kucaklayıp evden çıktım. Kapının önündeki adamların bakışları direk bana çevrilince yalandan gülümsedim.
"Kartal ailesiyle yalnız kalmak istiyor. Buralardayım."
Hepsi başını salladığında aralarından geçip bahçeden çıktım. Hemen aşağıda arabasına yaslanmış Koray'a baktım.
Kollarını birbirine bağlamış gülümseyerek ona gelişimi izliyordu. Etrafa bakınarak hızlıca yanına gittim.
"Buraya gelmemen gerekiyor Koray."
Kollarını açıp ellerini cebine koydu. Her zaman ki gibi güneş gözlüklerinin üstünden bana bakmıştı.
"Sadece seni merak ettim."
"Yarın okula geleceğim. Şimdi hemen gitmelisin."
Şüpheyle kaşlarını çatarak gözlerine bakınca istemsizce bende gözlerimi kaçırmıştım.
"Neden bu kadar acelecisin? Sevgilin kızar diye mi korkuyorsun?"
"Ne? Saçmalama."
"O zaman burada istediğim kadar durabilirim."
Oflayarak kollarımı bağladım. Gerçekten çok inatçı birisiydi. Onu nasıl ikna edeceğimi bilmiyordum. Kartal bu haldeyken ben gelmiş Koray'la sohbet ediyordum.
"Pekala. Kartal bu aralar kendinde değil. Eğer seni görürse-"
"Bu güzel işte."
"An-Anlamadım?"
"O adam her şeyi hakediyor."
"Sen ne dediğinin farkında mısın? Böyle konuşamazsın."
"Doğa!"
Konuşmamızı bölen Gül'ün sesi içimi rahatlatmıştı. Koray'ın bu saçmalıklarına daha fazla katlanmak istemiyordum.
O da benimle birlikte bize doğru gelen Gül'e baktı. Ama bakışları çok tuhaftı. Birden elini bileğime sertçe geçirinca istemsizce yüzümü buruşturdum.
"Ne yapıyorsun?"
"Bu kadar şov yeter gidiyoruz!"
"Ne?"
Beni peşinden sürüklemeye başladığında bileğimdeki elini çözmeye çalıştım. Ama imkansızdı. O kadar güçlü tutuyordu ki tek hamlesiyle beni arabanın içine atmıştı.
Kapıyı sertçe kapatınca cama vurarak kurtulmak için çığlıklar atmaya başladım. Gül arabanın arkasından koşmaya başladığında Koray ondan hızlı davranıp arabaya bindi.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Bırak beni hemen!"
"Kes sesini!"
"Ne? Sen kendinde misin? Neden böyle davranıyorsun?"
Arabayı çalıştırıp Gül'ü arkamızda bıraktığımızda kızarmış yüzüyle yola baktı.
"Artık rol yapmaktan sıkıldım. İntikam almak için daha fazla dayanacak gücüm yoktu. Neyse ki biricik sevgilin Burcu'nun sabrını çabuk taşırdı. Sonunda sıra bizde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ (Kırık Hayaller Serisi I)
Teen FictionAşk kelimesiyle güzel, yaşattıklarıyla dayanılmaz bir işgencedir. Kitap şarkısı; PERA- ZEMHERİ •~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~• KİTAP KURGUSUYLA TAMAMEN BANA AİTTİR. EN UFAK BİR BENZETME, KOPYALAMA, KONU ÇALMA GİBİ ŞEYLERLE KARŞILAŞIRSAM YASAL İŞLEML...