[Two]

2.4K 127 289
                                    

Yavaşça gözlerimi aralayıp etrafa baktım. Mark yine yoktu...her zaman olduğu gibi.
Yavaşça doğrulduğum anda kalçamda hissettiğim acı ile inlemiştim "Siktir-ah" kafamı yana doğru eğip camdan dışarı baktım. Perde açıktı, umarım dün kapalıdır da Mark giderken açmıştır diye geçirdim aklımdan. Ama zaten bu civarda pek ev yoktu. Ayağa kalkmıştım kalçam çok ağrıyordu ama bu ağrıya dayanarak hareket etmeye alışmıştım. Banyoya gidip işlerimi hallettim daha sonra ise mutfağa gittim. Yemek yemek yerine sadece bir şeyler atıştırmayı tercih etmiştim. Daha sonra üstümü değiştirmek için kıyafet odasına gitmiştim. Üstüme siyah bir uzun kollu altıma ise dar siyah bir pantolon giyip anahtarlarımı ve telefonumu alıp çıkmıştım evden.

Muhtemelen eve geldiğinde beni göremeyince sinirlenecek ve acısını benden çıkaracaktı. Ama umrumda bile değildi şuan işim onun keyfinden daha önemliydi.

Okula geldiğimde minik öğrencilerimin 'Günaydın Öğretmenim' sözlerine karşı gülümseyerek "Günaydın~" demiş ve öğretmenler odasına çıkmıştım. Ana sınıfı öğretmeniydim. Çocukları çok seviyordum bu yüzden tercih etmiştim bu mesleği.

Saat yaklaşık 17.30 civarıydı. Uzun zaman sonra ilk kez işe gelmiştim 2 aydır pek fırsatım olmuyordu. Bir banka oturup telefonumla oyanamaya başladım, biraz hava almaya ihtiyacım vardı.
Telefonumu açtığımda önüme gelen bildirimlerle şoka girmiştim
132 Arama, 253 mesaj
Kim bu kadar merak etmiştiki sorusunu daha dikkatlice baktığımda anladım. Mark önüne gelen her telefondan ve uygulamalardan mesaj göndermişti...ah bu adamın sağı solu belli değildi, ve bu beni çok korkutuyordu...

Hayatım💞:
Hyuck?
Nerdesin?
Cevap versene
Bir şey mi oldu?
Hae lütfen
İyisin değil mi?
Korkuyorum
Nerdesin
Haechan
Lütfen
[İletildi 15.40]

Lee Donghyuck:
Ne var Mark?
Ne
Ne oldu?
Yine azdında beni mi istiyorsun?
Zaten başka işin mi olur senin?
Ben bıktım artık
Siktir git Mark Lee

Hayatım💞:
Öyle mi Bay Lee
Eve gelince görüşeceğiz
Bu laflarını teker teker yedireceğim sana

Lee Donghyuck:
Vaay gelmiyorum o zaman:)
Ne bok yiyorsan ye

Hayatım💞:
Hmhm gelmiyorsun aaa arkandaki araba ne acaba Hyuck;)

Okuduğum şeyle etrafıma baktım "Siktir"
Arkamdan duyduğum kapı açılma sesiyle ayağa kalktım ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Benim adımda Lee Donghyuck'sa arkamdan gelip beni yakalayacağına ve yine ağlatana kadar becereceğine %99,99999 emindim. Ama yediremiyordum gururuma. Her seferinde böyle üste çıkıp sonra acı çekiyordum.

Arkamdan gelen adım sesleri ile daha da hızlandım. Melodik bir şekilde ıslık çalmaya başladığında önümdeki duvara baktım, çıkmaz sokağa girdiğimi anlamam çok sürmemişti. Arkamdan gelen ıslık sesleri yaklaştıkça geriliyordum.

"Lee Donghyuck"

Adımın söylenmesi ile yavaşça Mark'a döndüm. "Benden kaçışın var mı güzelim? Hemde böyle şeyler söyleyip?" Yutkunduğumda tekrar konuşmaya başladı "Dur tahmin edeyim ne diyecektin..umm "M-mark lütfen, özür dilerim"
Kafamı yavaşça eğip bekledim beni ezmesini, yanıma gelip yüzüme vurmasını ya da ne biliyim rencide etmesini ama hiçbir şey yapmadan sessizce bekliyordu.
İçimden bir ses bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunu söylüyordu ve ben yanılmadığıma eminim.

Yanıma doğru yaklaştı sadece bekledim, yavaşça eğildi ve beni omuzun aldı. Omuzuna almasıyla bağırmıştım"Yürüyemiyor muyum ben!"
Sakince cevap vermişti
"Hayır ama yarına yürüyemeyeceksin"
"Ya bıraksana beni!"
"Bir kere yakaladım bırakmam Hyuck biliyorsun"
"Hay senin ağzı-"
"Ne dedin?"
"Hiiiç seni çok seviyorum dedim"
"Güzel"

BRUTAL [Markhyuck]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora