[Five]

1.7K 109 223
                                    

Burnuma gelen iğrenç ilaç kokusu yüzünden uyanmıştım.
Hastanedeydim, dışarıdan Mark ve doktorların konuşma sesleri geliyordu. Ben ise öylece yatakta uzanıyordum. Başımı çevirmeye çalışmıştım ama aniden giren ağrı ile inlemiştim.
"Lanet olsun!" Mark sesimi duymuş olmalıydı ki hızla odaya girmiş ve korkmama neden olmuştu.

"Hyuck, güzelim iyi misin?" Yanıma oturup elimi tutmuştu. Başımı sallamak istemiştim. Ama yapmıyordum.
Doktor odaya girmişti. Mark ellerini benden ayırıp onun yanına gitmişti.

"Bay Lee, izin verirseniz eşinizle yalnız konuşmak istiyorum."
Mark kaşlarını çatmıştı. "Neden?"
"İnanıyorum ki eşinizle konuştuktan sonra o size tatlı dil ile açıklayacaktır efendim."
Mark ikna olduğunu belirten sesler çıkarmıştı ve dışarıya ilerlemişti. Odadan çıkmadan önce bana bakmış ve kapıyı kapatmıştı.

Doktor yavaşça yanıma yaklaşmış ve gülümsemişti. Korkunçtu, gülüşü cidden rahatsız edici ve korkunçtu. Bir an üstüme deney yapacağını sanmıştım. Yanımdaki sandalyeye oturmuştu. "Tebrik ederim efendim, hamilesiniz."
Sanki mümkünmüş gibi yerimden kalmış ve hareket etmeye çalışmıştım. Doktor yerinden kalkıp beni zorla yerime yatırmasa tüm hastaneye turlayacaktım.

Sevinmiş miydim? Bilmiyorum. Mark bebeği isteyecek miydi? Bilmiyorum. Aldırmamı söylerse ne yapacaktım.. Hemen söylemek istemedim. Hatta karnım büyüyene kadar söylememeliydim.

Düşüncelere dalmıştım. Doktor bunu garip bulmuş olacak ki odadan çıkmıştı. Hemen ardından Mark girmişti ve meraklı gözlerle yanıma oturmuştu. "Ne oldu Hyuck, neden ağlıyorsun bebeğim?" Ellerini yanaklarıma koymuştu ve okşamıştı. Ağlıyor muydum? Ama neden...

Burnumu çekip konuşmuştum "Mark doktora sorabilir misin, eve gitmek istiyorum." Ellerini yanaklarımdan çekip başını sallamıştı.
Gözlerimi tavana dikmiştim. Ağlamak istemiyordum, ağlıyordum. Mutluluktan mı korkudan mı bilmiyorum ama ağlıyordum.

Aklım çok doluydu. Ama tek düşündüğüm şey Mark'ın ne tepki vereceğiydi. Kızacaktı, emindim. İstemeyecekti onu.
Tekrar odaya gelmişti. "Kalkabilir misin?" Başımı salladım, unutmuştum ağrıyacağını. "Ah!"
Üstümdeki çarşafı kaldırıp bir kenara fırlatmıştı. "Ne yapıyorsun Mark?" Kızgındı, yoksa biliyor muydu hamile olduğumu. Ya da sadece doktoru kıskanmıştı. "Kucağıma alacağım, hareket edebilecek gibi değilsin."

Beni yavaşça kucağına aldı, kollarımı boynuma sardım. "Rahatsın değil mi?" Tekrar başımı sallayacaktım ki beni durdurdu. "Başını sallama artık, anladım rahatsın."
Odadan çıkıp asansöre binmiştik. Garipti, herkes bize bakıyordu ve sanki farkında değilmişim gibi konuşuyorlardı.

Bu rahatsız ediciydi, doktorların gülümsemesinden bile rahatsız edici. Asansör durduğunda inmek istemiştim. Mark anlamıştı sanki, ama anladığından değil de zemin kata geldiğimiz için indiğini biliyorum.

____________________

Eve geldiğimizde dinlenmek için odamıza gidecektim ki Mark omuzlarımdan tutup hızla sallayıp bana bağırmaya başladığında bunu düşünmemin bile saçma olduğunu anlamıştım. "Doktor sana ne söyledi? Yalnız konuşmak da neyin nesi!"

Ellerimi Mark'ın ellerinin üstüne koyup indirmiştim. "Hyuck sen iyi misin?" Derin bir nefes almıştım. Hamileydim, daha ne olacaktı ki. "Mark sana bir şey söylemem gerek."
Yine kaşlarını çatmıştı. "Ben hamileyim ama istemezse-"

Ellerimi tutmayı bırakmıştı ve aniden beni yere itmişti. Başımı ikinci defa çarpıyordum ama bu o kadar da sert değildi. Gözlerini karnıma dikmişti. Öyle korkunç bakıyordu ki ağlayacaktım. Arkasını döndü ve kapıya ilerledi. Ben daha ne olduğunu anlamadan kapıyı sertçe çarpıp çıkmıştı.

Gözlerin dolu bir şekilde yerde bekliyordum. Biliyordum işte, biliyordum istemeyeceğini..Mark oldum olası çocuklardan nefret eder. Hiçbir çocuğu sevmez. Onun için tüm çocuklar sevimsiz huysuz ve gıcıktır. Hep böyle düşünür o, sanki kendisi hiç çocuk olmadı.

Elimi karnıma koymuş yavaşça okşuyordum. "Ah bebeğim sanırım seni tek başıma büyüteceğim. Bu adamdan hayır geleceğini sanmıyorum daha sağı soly bile belli olmuyor" gözümden akan yaşı silip ayağa kalktım ve odama çıktım.

Yavaşça yatağa oturdum ve karnımı açtım. "Acaba Sicheng hyunga söylesem mi... ama ya büyük bir tepki verirse?" derin bir nefes verdim. Hayat neden bu kadar zordu ya da hayat sadece bana karşı böyleydi. Cidden zevk alarak yaşayan varmıdır acaba bu hayatı?
Elime çizim defterimi alıp çizim yapmaya başlamıştım.

Markı düşünüyordum. Farkında olmadan kendimi çizime kaptırmıştım. Çizdiğim resime bir süre baktım ve defteri yatağın ucuna bırakıp yatağın içine girmiştim. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kucağına bıraktım.

_________________

Bu bölümü biraz kısa tuttum, pek iyi değilim bu günlerde. Bölümde benim yazdığım yerler pek içime sinmedi ama umarım siz beğenirsiniz.
Sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın~
-Olivia

Hyuck'un çizdiği resim bu:

Hyuck'un çizdiği resim bu:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[19.12.2020]

BRUTAL [Markhyuck]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin